Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Ineffable

Ineffable перевод на турецкий

43 параллельный перевод
And that ineffable smell of rice powder.
Ve pirinç tozunun o tarifsiz kokusu.
- And that ineffable smell of rice powder.
- Vücutları pudra kokuyor.
chosen from hundreds for her appearance, her grace, her poise,... and her ineffable charm.
yüzlercesi arasından görünüşü, zerafeti, duruşu ve sevimliliği için seçtik.
O ineffable magnificence... Here are two lowly insects that were prowling around the ship.
Haşmetlimiz, teknenin etrafında sinsice dolaşan iki aşağılık böcek yakaladık.
Excuse me, Your Ineffable Hugeness.
Affedersiniz sözle anlatılmaz büyüklük.
This whole thing has an ineffable, dreamlike quality.
Tüm bunlar tarif edilemez bir rüyaya benziyor.
And in this case, the anticlimax came instantly in the opening speech by this ineffable old Tory, Sir John Wardlaw-Milne, because he made this fantastic suggestion that there should be a supreme commander of all the armed forces who should be...
Ve bu durumda, düş kırıklığı Sir John Wardlaw-Milne'ın, tüm silahlı kuvvetleri komuta eden, tek bir üstün kumandan olması gibi mükemmel bir fikri, açılış konuşması sırasında sunması, ile meydana gelmişti.
There is an ineffable quality to memory which I do not believe can survive your procedure.
Hafızamda, yapacağınız işlemden... kurtulamayacağına inandığım tarifsiz bir nitelik var.
"Ineffable quality..."
"Tarifsiz nitelik..."
But what science may never be able to explain... is our ineffable fear of the alien among us, ;
Ama bilimin asla açıklayamacağı bir şey var ki o da içimizdeki bilinmeyen korkusu.
His ineffable
Tarifsiz
Probably quite ineffable
Tarifi hayli imkansız olan Bir şeyi
♪ His ineffable
Tarifsiz
♪ Probably quite ineffable
Bir şeyi
I subscribe to the premise that this flawed perfection is sufficient and complete... in every single, ineffable moment.
Her bir kutsal andaki kusurlu kusursuzluğun yeterli ve tam olduğuna inanıyorum.
All of a sudden, with ineffable certainty and subtlety... something became visible to me.
Birdenbire, tarifsiz bir kesinlik ve incelik ile... bir şey benim için daha açık oldu.
This is how the ineffable incomprehensible, utterly transcendent, indescribable God makes itself known to us.
Bu anlatılamaz bir şeydir, kavranamayan, tamamen aşkın ve ifade edilemeyen Tanrı kendini bize bilinir kılmıştı.
There was ineffable sadness and melancholy, yet a message of inspiration and hope, as if the spirit of the Unknown Soldier had whispered : "Courage brother, hope on."
Kelimelerle anlatılmaz bir üzüntü ve hüzün vardı. Fakat... sanki Bilinmeyen Asker in ruhu "Cesaret kardeşim, ümidini kesme" esin ve umut mesajını fısıldıyordu.
"Give us the benefit of your ineffable wisdom, Fogg"
"Tanımlanması güç bilgeliğinizi bizimle paylaşırmısınız, Fogg?"
His ineffable self-deceptions... for example, which were your joy in life to rebuke... and purpose, so far as you had one.
Mesela, onun sürekli kendisiyle kavga etmesi... onu azarlayabildiğiniz için size keyif verirdi. Hatta şimdiye dek olduğu gibi gayeniz bu olurdu.
- It's ineffable.
- Bu anlatılmaz.
- Ineffable.
- Anlatılmaz.
- It's... ineffable.
- Bu... tarifsiz.
No, no, no, no. "Ineffable." Ineffable means it can't be explained.
Hayır, hayır. "Tarifsiz" demek açıklanamaz demek.
" A woman of ineffable charm,
" Tarif edilemeyecek güzellikte,
What I'm saying is, in this world there's the visceral and the ineffable.
Tüm dediğim, bu dünyada açıklanamaz ve tarifsiz şeyler olduğu.
"Ineffable," and it doesn't mean what you think.
"Tarifsiz" ve bu düşündüğün şey değil.
For us humans, alas, that is the pursuit of the ineffable by the inadequate.
Biz insanlar için, yetersizliğin yanında tarifsiz bir zevktir bu.
It must excite ineffable feelings in the breast of a father to have lived to see a son... "
Eğitimine ve mutluluğuna hayatını adadığı oğlunun, milletince son derece ayrıcalıklı kılındığını...
"It must excite ineffable feelings in the breast of a father to have lived to see a son, to whose education and happiness his life has been devoted, so eminently distinguished by the voice of his country."
Eğitimine ve mutluluğuna hayatını adadığı oğlunun, milletince son derece ayrıcalıklı kılındığını görecek kadar yaşamak, bir babanın yüreğinde tarif edilemez duygular uyandırmış olmalıdır. "
You must be the ineffable Camilla.
Sen tarif edilemez Camilla olmalısın.
Ineffable and infinite.
Tarif edilmez ve sonsuz.
Before the almighty and ineffable God Lucifer, and in the presence of all demons of hell, the true and original gods,
Yüce ve tarifsiz Tanrı Lucifer'dan önce, Ve cehennemin tüm iblislerinin huzurunda, gerçek ve orjinal tanrılar,
The story of film : An odyssey is a global road movie to find the innovators, the people and films that give life to this sublime, ineffable art form : Cinema!
Bu yüce, tarif edilemez sanat formuna, yani sinemaya hayat veren yenilikçileri, insanları ve filmleri bulmak için yapılan bir yol filmidir Sinemanın Hikayesi.
In his films, he tries to show the invisible, the ineffable, the transcendent.
Filmlerinde görünmeyeni anlatılamayan, akıl dışı şeyleri göstermeye çalışır.
"A machine lacks that ineffable human instinct."
Bir makine o müphem insan içgüdüsüne sahip değil.
That was my stock in trade, when there was a value placed upon the ineffable and the exalted.
Tek sermayemdi o. Betimlenemeyen, haşmetli şeylere itibar edildiği zamanlar.
It seems like there should be more to us than that, some... ineffable thing that makes us unique.
Bundan fazlası olmalıymış gibi geliyor insana bizi eşsiz kılan tarifsiz bir şey.
" God wrote the Ineffable Name upon Methuselah's Sword.
" Tanrı Methuselah'ın Kılıcı için tarifsiz bir tanım yaptı,
"Pleasure, and ineffable sadness."
Haz, bir de betimlenemez hüzün.
Well, "je Ne sais quoi" is by definition an ineffable quality.
Peki, "je ne sais quoi" anlamı anlatılamaz kalitedir.
The anger underneath the ineffable air of tragedy you wear like a perfume.
Şu tarif edilemez trajedi havasının altındaki parfüm gibi üstüne sıktığın sinir.
- Strong math background, creator gene, and something that's... ineffable... - Mm. You know, bigness, courage, and clarity.
Matematik altyapısı yaratıcılık, bunu kelimelerle ifade edemem büyüklük, cesaret, netlik, deha, yoktu işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]