Invent перевод на турецкий
1,324 параллельный перевод
What can I invent now, Hannah?
Şimdi ne icat edeyim, Hannah? Denizaltı mı?
If Customer X didn't exist, you'd have to invent him.
Eğer müşteri yoksa, onu sen yaratırsın.
- My dad pointed it out they get first chance in anything I invent.
- Babam anımsattı icat ettiğim her şeyde ilk hak onların olacak.
People invent their little codes.
Herkes kendine özgü şifreler yaratır.
There are women who'd invent anything to seem interesting.
Her şeye ilginçmiş gibi yaklaşan kadınlar vardır.
"I'm bored with walking I think I invent a machine with three weels and a bell, and name it after my self."
"... zili olan bir makine icat etmeyi düşünüyorum. "Benden sonra adını siz koyarsınız." dediğinden beridir, seyahatteki en büyük atılım.
Pray don't invent stories about me.
Benim hakkımda hikaye uydurma.
You didn't just invent a Face Bra, did you, Ms. Vassal? Well, I have several things in the works.
Sadece yüz sutyenini icat etmediniz, değil mi, Bayan Vassal?
T o dance, to invent my stupid face bras.
Böylece dansa ve diğer şeylere, aptalca yüz sutyenimi icat etmeye zaman ayırabiliyorum.
And it sure would be nice not to have to invent reasons every day just to come by and see you.
Bu, firma için büyük bir para demek. Ayrıca her gün buraya gelip, seni görebilmek için bahaneler yaratmak zorunda kalmamak hoş olur.
Ugh. Why don't you invent a product that keeps your skin from wrinkling after a bath?
Neden banyodan sonra cildinin kırışmasını önleyen bir ürün yapmıyorsun?
[FAST-FORWARD VIDEO GARBLE] Why don't you invent a product that keeps your skin from wrinkling after a bath?
Neden banyodan sonra cildinin kırışmasını önleyen birşey yapmıyorsun?
I have to invent something new in the next 1 0 minutes.
10 dakika içinde yeni birşey icat etmeliyim.
And by the way, I didn't invent a new kind of pie.
Bu arada, yeni bir turta icat etmedim.
We invent it and these cocksuckers are getting rich.
Biz icat ettik, bu pislikler kazanıyor.
Why would people who eat with sticks invent something you need a fork to eat?
Çubukla yiyen insanlar çatalla yenen bir şeyi niçin icat etsin?
We had to invent a whole new scanning technology just to find it.
Sadece onu bulabilmek için yeni bir teknoloji icat etmek zorunda kaldık.
Why would they invent a device that would do this?
Neden bunu yapacak bir alet geliştirsinler?
Oh... Leave it to a man to invent a bra filled with water.
Suyla dolu sütyenlerin icadını erkeklere bırakırsan olacağı bu.
Don't see why he needs to invent an issue
Neden durduk yere mesele çıkartıyor, anlamıyorum
I've just invented a sketch of a decent, sensitive guy... because I'm in the position to invent him.
Ahlaklı ve hassas bir adam görünümü yarattım çünkü öyleyim.
Well, maybe we should invent it.
Belki bunu icat etmeliyiz.
I didn't invent the rainy day, man.
Yağmuru ben icat etmedim.
I'll invent a new destiny especially for you... full of pain.
Herkesin kaderi benim elimde... Özellikle de seninki.
Scotland didn't invent football, but we'll take a back seat to no one in our passion for the game.
Futbolu İskoçlar icat etmedi. Ama bu oyuna olan tutkularında kimseden aşağı kalmazlar.
First, they will have to invent the guns.
İlk olarak, silahları icat etmek zorunda olacaklar.
Today, when everyone really tries to be like Mike, they're tying so hard to invent a persona,
Bugün, herkes gerçekten Mike gibi olmaya çalışırken, bir kişilik keşfetmek için çok çabalıyorlar,
Nobody could invent something like this unless it's true.
Eğer doğru olmasaydı, kimse bunun gibi bir şey uyduramazdı.
Dolphins have a knack for playing games and often invent new ones.
Yunuslar oyun oynama konusunda gerçek bir hünere sahipler Ve sıklıkla yenilerini yaratıyorlar.
And if we are to understand our own creativity, our own ability to invent there is an awful lot to be learned by studying the way in which he created.
Eğer kendi yaratıcılığımızı, icat etme yeteneğimizi kavrayabilecek olursak, onun açtığı yolda çalışarak öğrenilecek korkunç derecede fazla şey var.
Hey, Dad, why don't you invent the Frisbee?
Hey, Baba, frizbiyi icat etmeye ne dersin?
Didn't you invent gravity?
Siz yer çekimini icat eden fizikçi değil misiniz?
Yeah, it's a swell job, until they invent a machine to do it.
Evet, işini yapacak bir makine icat edilene kadar harika.
I'm telling you, they used my ass to invent some new tests.
Yeni buluşlar için kıçımı kobay olarak kullandılar.
We wouldn't invent a weapon that propels small weights of iron and carbon alloys..... by igniting a powder of potassium nitrate, charcoal and sulphur.
Biz küçük ağırlıkta demir ve karbon bileşimli malzemeyi potasyum nitrat,..... kömür tozu ve sülfür ile ateşleyen bir silah icat edemezdik.
Well, he could invent something.
Bir şeyler icat edebilir.
Hitler didn't invent anti-Semitism!
Bayan Redlich'in buraya sizinle politika tartışmaya geldiğini düşünmüyorum!
But what might have inspired Plato to invent such a story?
Ama, Plato'yu böyle bir hikayeyi uydurmaya iten ne olabilirdi?
For try as the Duke may, it was almost too easy for the writer and actress to invent reasons to avoid him.
Dük ne kadar uğraşsa da, yazarla aktrisin ondan kaçmak için sebepler bulması neredeyse çok kolaydı.
The scribes as they wrote would invent lots of new signs.
Yazmanlar sık sık yeni işaretler türetirlerdi.
Anything could happen, like they invent a silent boo.
Mesela sessiz yuhalamayı keşfedebilirler.
Kimberly's father helped invent a very special pill.
Kimberly'nin babası çok özel bir hap icat etmişti.
Just invent something!
Bir şeyler icat edin!
Invent a vaccine, me?
Bir aşı mı icat ettim?
- Well, I didn't actually invent the thing, but- -
- Tabiî bu icadı ben gerçekleştirmedim, fakat...
- You'd better invent a good excuse.
Boka battın. - Bir bahane uydurmalısın.
Not only did Tom invent the cowboy picture, but he helped build this town.
Tom, kovboy filmlerini icat etmekle kalmayıp bu şehrin kurulmasına da yardım etti.
Just maybe... In 10 years, or at Ieast while we're still alive, they'II invent a drug that prevents death
Ama belki... en azından 10 yıl içinde, hala yaşıyorken ölümü engelleyecek bir ilaç yaratırlar.
Science is advanced then, so they invent a time machine.
Gelecekte bilim çok gelişti... böylece bir zaman makinesi icat ettiler.
The Jews are also simple middlemen, they didn't invent anything.
Yahudiler basit simsarlardır, hiçbir şey icat etmediler.
My face bra is the best invent- -
Bu benim en büyük buluşum.