Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Is that a compliment

Is that a compliment перевод на турецкий

152 параллельный перевод
Is that a compliment?
Bu bir iltifat mı?
- Why, is that a compliment?
- Neden, bu bir iltifat mı?
Is that a compliment or an insult?
Bu bir kompliman mı, aşağılama mı?
Is that a compliment to the new me or an insult to the old one?
Bu yeni halime iltifat mıydı, yoksa eski halime hakaret miydi?
Is that a compliment or some sort of trick?
Bu bir iltifat mı yoksa numara mı?
is that a compliment or an accusation?
Bu bir iltifat mı yoksa suçlama mı?
- Is that a compliment?
- Bu bir iltifat mıydı?
How is that a compliment for me?
Bunun neresi bana iltifat onu anlamadım pek.
When a guy says you're like a tomboy, is that a compliment?
Bir erkek sana erkek fatma gibi olduğunu söylerse... bu bir iltifat mıdır?
Is that a compliment?
- Teşekkürler, sanırım.
- Is that a compliment or...
- Bu bir iltifat mı, yoksa...
- Is that a compliment?
- Bu bir iltifat mı?
- Is that a compliment?
Bu bir iltifat mı?
Is that a compliment?
Bu bir kompliman mı?
- Is that a compliment?
- Bu bir kompliman mıydı?
Is that a compliment?
Bu bir övgü mü?
Is that a compliment or an insult?
Bu bir kompliman mıydı, yoksa küçümseme mi?
Is that a compliment, or are you letting me down easy?
Bu bir övgü mü yoksa hayal kırıklığına mı uğradın?
Is that a compliment (? ) We need different types.
- Değişik tiplere ihtiyacımız var.
is that a compliment?
İltifat mıydı?
Is that a compliment?
- Bu bir iltifat mıydı?
Is that a compliment?
Bu bir iltifat mıydı yoksa?
- Is that a compliment or an insult?
- Övgü mü yoksa hakaret mi bu?
From a resentful man, that is a pretty fair compliment.
Kızgın bir adamdan hoş bir iltifat.
Is that supposed to be a compliment?
Bunu bir iltifat olarak mı almalıyım?
Is that a criticism or a compliment?
Eleştiri mi yoksa iltifat mıydı?
I must confess that I should find it difficult to pay you the compliment and it is a title that I cannot wish you to have.
İtiraf edeyim ki bunu kabullenmek benim için çok zor. Darılmayın ama böyle bir sıfatı sizin için kesinlikle dileyemem.
Is that supposed to be a compliment?
Bu bir iltifat mı?
Is that supposed to be a compliment?
Bunu bir iltifat olarak mı farzetmeliyim?
Is that a compliment?
Bu bir iltifat mıydı?
Why is it that every time I give you a compliment you look at me like I'm trying to hit on you?
Neden sana her iltifat ettiğimde sanki sana vurmuşum gibi bakıyorsun?
- Is that supposed to be a compliment?
- Bu bir iltifat mı?
An acquaintance that begins with a compliment is sure to develop into a real friendship.
İltifatla başlayan bir tanışma..... kesinlikle gerçek bir dostluğa dönüşür.
That's a, uh, compliment, business ethics-wise.
Bu iş dünyasında bir övgüdür.
That... is a compliment...
Bu... Bir iltifat...
If the conduct of your officers is the measure of a gentleman I'll take that as a compliment.
Centilmenlik ölçünüz subaylarınızın yaptıklarıysa bunu iltifat kabul ediyorum.
- That is a compliment, right? - That's right.
- Bu bir iltifattı değil mi?
I may have said that you were the kid from Hanson the little one, all grown up, which is actually a compliment, really.
- Ona Hanson'daki en küçük elemanın büyümüş hali olduğunu söyledim. Ki bu aslında iltifat sayılır.
Is this that thing you do when you say you're bad so I'll give you a compliment?
Sana iltifat edeyim diye mi kötü olduğunu söylüyorsun?
Funny thing is, she'll probably think that was a compliment.
Komik olan şey, büyük olasılıkla bunun bir iltifat olduğunu düşünecek olması.
Wow, is that almost a compliment?
Vay, bu bir iltifat mı?
Coming from such an eminent surgeon as yourself, that is a compliment, indeed.
Sizden gelince bu bir iltifat oluyor.
And, look, I know you think that "hot girl" is a compliment, but I don't.
Ve bak biliyorum size göre şu "Ateşli kız" meselesi kompliman ama bana göre değil.
is that a compliment?
- Bu bir iltifat mı?
That is a compliment.
Cidden iltifat ediyorum.
Every rumour you floated in your article, Merrick... I believe is a living possibility for this camp... and I want you to fucking hear that as a compliment.
Makalende yazdığın her söylentinin bu kampta... birer ihtimal olduğuna inanıyorum Merrick. Bunu bir kompliman olarak kabul et.
Ah, seeing how being hip is primarily an adolescent concern, I'll take that as a compliment.
Modaya uygun olmayı, ergenlerin derdi olarak gördüğümden bunu iltifat olarak kabul edeceğim.
That is the HIGHEST compliment a brownie can have!
Bu bir kekin alabileceği en büyük iltifat!
- Mm-hmm. - And trust me, that is a considerable compliment... to your literary skills,'cause I didn't cry... when my golden retriever died.
Ve inan bana bu, senin edebi yeteneğine edilmiş yabana atılmayacak bir övgüdür.
Then they know that being picked on by Jimmy Barrett is a compliment.
Öyleyse Jimmy Barrett'ın laf çarpmalarının aslında iltifat olduğunu bilmeleri gerekirdi.
- A neg is a negative compliment that throws a pretty woman off her game, like "Normally, I'm not turned on by big teeth, but on you, they work."
- Neg, güzel bir kadına yaptığın negatif iltifattır. Mesela "Normalde, büyük dişler beni tahrik etmez ama seninkiler ediyor." gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]