Is that all right перевод на турецкий
2,831 параллельный перевод
Hey, do you mind if we have a little look inside? Is that all right?
İçeri biraz baksak, sizin için bir sakıncası olur mu?
Is that all right?
- Böyle iyi mi?
Is that all right?
Tamam mı?
Erm, I'm going to have that, is that all right?
Bir de, şunu alıyorum tamam mı?
Hope that Johnson boy is all right in there.
Umarım Johnson'ın bir şeyi yoktur.
- All I'm saying is, like, if you want to poison your teeth, then go right ahead, but I don't think it's something that you need to be doing.
Tüm söylemeye çalıştığım eğer dişlerinizi zehirlemek istiyorsanız, o zaman devam edin. Ama yapmanız gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum.
And keep in mind that we have all of her photos on that computer right there, and that she is on her way here right now with her son.
Ve aklınızda bulunsun tüm fotoğrafları bu bilgisayarda bulunuyor ve şu anda kendisi oğlu ile birlikte buraya doğru gelmekte.
- All right, is that okay?
- Pekâlâ, sorun olur mu?
All right, if this is a drug lab, and there are 50 guys with guns behind that door...
Pekala, eğer burası bir uyuşturucu laboratuvarı ise bu kapının arkasında 50 tane silahlı adam...
I am this, me and all those poems, and if you think that everything I write is ridiculous you have the right to go away if you want!
Ben buyum, ben ve bütün bu şiirler, ve eğer yazdıklarımın saçma olduğunu düşünüyorsan istediğin zaman çekip gitmeye hakkın var!
All right, well, she said that you said you were saying that the robot is...
Madison dedi ki, sen demişsin ki robot...
I don't know, but Earl, I know, has not done right by you guys, and that little patch of dirt is not much of a legacy, but it's all he has.
Bilmiyorum, ama size göre Earl hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyor. Küçük bir toprak parçası pek fazla bir miras sayılmaz. Ama onun sahip olduğu her şey o.
All I know is that right now, in this moment, I just want it to stop.
Tek bildiğim, bu anı, bu dakikayı durdurmak istiyorum.
They love it when the director says to them, "All right, down in that corner - are we gonna be able to see that or is that gonna kind of melt away?"
Yönetmenin onlara şöyle demesini seviyorlardı. "Şu köşedeki şeyi görecek miyiz? Yoksa yok olup gitmiş mi olacak?"
But that is strictly off-limits, all right?
Ama odama girmek yok tamam mı?
All right, well, if you two fucking hobnobs are done laughing and giggling, I got to feed this motherfucker that is my son.
Pekâlâ, siz iki yavşağın dalga geçme işi bittiyse bu keratayı beslemem gerek, oğlumu yani.
So if I were you, I would truly savor the here and now, that precious and irreplaceable right-this-second that is never to be repeated again in all of history..
Bu yüzden yerinizde olsaydım, asla geri gelmeyecek olan bu değerli, vazgeçilmez anların ve mekânların her saniyesinin tadını çıkartırıdım.
That is what they pay us for, all right?
Bize bunun için para veriyorlar tamam mı?
All right, Steve, the biggest myth in wrestling is that you need strong arms.
Pekala Steve, güreşteki en büyük efsane güçlü kollara sahip olman gerektiğidir.
All right, this is the address that was in his wallet.
- Cüzdanındaki adres burası.
All right, well, that's not him, but this is gonna be easy.
Peki, bu o değilmiş, ama çok kolay olacak.
That's right. The Tea Party is all about self-reliance.
Evet, Çay Partisi'nde önemli olan kendi güvenliğindir.
All right, let's go. - Is that going to work?
Pekâlâ gidelim.
Look, you saw that thing out there, all right? It had a choice between our boat and Cole's boat, and it chose Cole's boat because it was generating a larger electro-magnetic field, and thus a larger annoyance to the shark. Is there a plan in there?
Bak gördün o şeyi başka şansımız yok orda elektromanyetik saha var ve o da köpek balığını kızdırıyor
The beauty of this dinner is that if you do it right, you can actually have him tell you all the answers.
Bu yemeğin iyi yanı şu, eğer doğru yolda ilerlersen tüm cevapları ondan alabilirsin.
- No, no, no... - All the people run around, and all we can do is sit and watch it and think about all the things that we're not having right now...
... tüm o dolaşan insanlara bakıp şu an yapamadığımız şeyleri düşünebiliriz.
If you don't listen to it the right way, all it sounds like is just a whole bunch of noise with a lot of loud-ass beats bang, bang, banging, and... "What's all that..." I've seen people go,
Eğer doğru şekilde dinlemiyorsan, beat'teki gürültüden başka hiçbir şey duyamazsın. ve... "Bu bok da ne..." İnsanların gittiğini görüyorum,
All I would say is that you're surprised that sometimes your simplest shit... Right. Is the thing that sticks the most.
Diyebileceğim tek şey bazen yazdığın en basit şeyin bazen en oturaklı duran şey olabilmesi.
Right now all we have is circumstantial evidence that you shot Hogan.
Şu an tüm elimizdeki kanıt sizin Hogan'ı vurduğunuz.
In the Light of the Seven, by all that is holy and right, I, Lancel Lannister, do solemnly vow- -
Kutsal ve gerçek olan tek yedi tanrının huzurunda ben Lancel Lannister, resmi bir şekilde...
All right, this is crazy, but I live nearby. I've got beer in the fridge, and an awesome pizza joint that delivers.
Peki bu delice ama yakında yaşıyorum, dolapta bira, ve yakında eve servis yapan harika pizzacı var.
It's easy, it's casual, and above all else, it's normal, and that is what I need right now.
Basit, sıradan ve hepsinin ötesinde normal ve şu an ihtiyacım olan şey de bu.
- All right. Is that funny?
- Tamam, komik mi bu?
And you never saw the suspect at all? Is that right, Detective Bird?
Şüpheliyi hiç görmediğiniz doğru mu Dedektif Bird?
I mean, you know, all right, you understand that that set is real.
Yani oranın, o setin gerçek olduğunu anlıyorsunuz.
Well, if... if Tess is all right with that?
Peki Tess ne der bu işe?
But the point is, you're gonna be able to know that you tried to stop her, all right, and that you did the right thing.
Ama demek istediğim, ona engel olmaya çalıştığını ve doğru şeyi yaptığını biliyor olacaksın.
All right? And this is all the water that we had.
Ve bu da elimizdeki tüm su.
All right, I admit that my natural impulse is to doubt peoples claims to happiness, but yours is to be a sucker for them.
Pekala, benim doğal tepkim, mutlu olduğunu söyleyen tüm insanlardan şüphe duymak. Seninki ise salakça hepsine inanmak.
All right, that is just... That is crazy.
Bu gerçekten de çılgınca.
Okay, all that matters is finding Juliet right now.
Şu anda önemli olan Juliet'i bulabilmemiz.
Right, all I gotta do is get her to admit that she's secretly dating him.
Tek yapmam gereken şey, onunla gizlice görüştüğünü itiraf etmesini sağlamak.
And the plan is that we got engaged, like, six weeks ago or something, all right?
Soran olursa, altı hafta falan önce nişanlandık diyoruz tamam mı?
Because that is all I can handle right now.
Çünkü şu anda elimden gelen tek şey o.
All right, so we're looking for a tunnel that is south of spaghetti bridge.
Spagetti köprüsünün kuzeyinde olan bir alt geçit arıyoruz.
All right. That is definitely what I want to do.
Tamamdır, istediğim şey kesinlikle bu.
♪ Is gonna be all right yeah, that Cartwright girl is terrific.
* Çözülecek yakında * Evet, Cartwright şahane.
Um, well, I just want you to know I was thinking about you and praying for Grace, and... I just know that this is gonna turn out all right.
Bilmeni isterim ki seni düşünüyordum ve Grace için dua ediyorum ve her şeyin yoluna gireceğini biliyorum.
The fact that that would-be widow came in just in time to sob all over your soft, mushy heart, and the fact that her husband is going to live, does not change whether or not I did the right thing.
Ben olmasam dul kalacak o kadının tam zamanında içeri girip duygu sömürüsü yaparak kalbini yumuşatmış olması ya da kocasının hayatta kalacak olması benim doğru şeyi yapmış olup olmadığım gerçeğini değiştirmiyor.
Well, if you're right, that's not gonna be all that long.
Sonuçta sen haklıysan, bu iş o kadar uzun sürmeyecektir.
I know this is a very difficult time, we'd just like to ask you a few questions about your wife... if that's all right.
Zor bir zaman olduğunu biliyorum ama sakıncası yoksa eşiniz hakkında bazı sorular sormak istiyorduk.
is that all right with you 34
is that you 2352
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that you 2352
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that understood 245
is that your car 43
is that all you got 152
is that all you care about 23
is that a threat 163
is that your daughter 28
is that what you want 740
is that a 177
is that what this is 151
is that understood 245
is that your car 43
is that all you got 152
is that all you care about 23
is that a threat 163
is that your daughter 28
is that what you want 740
is that a 177
is that what this is 151