Is there anything i can get you перевод на турецкий
131 параллельный перевод
is there anything I can get you for it?
Elin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there anything I can get you?
- Nasıl yardımcı olabilirim? - Evet.
Is there anything I can get you, magazine, cigars?
Sen bir şey ister misin, dergi, puro?
- Is there anything I can get you, hon?
- Benden istediğin bir şey var mı hayatım?
Is there anything I can get you?
Senin için yapabileceğimiz bir şey var mı?
Now, is there anything I can get you, Zira?
Sana bir şeyler getireyim mi, Zira?
Is there anything I can get you?
İstediğin bir şey var mı?
- Is there anything I can get you?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can get you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can get you?
Size getirebileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything I can get you to drink while you're looking at the menus?
Siz menülere bakarken içecek bir şeyler getirebilir miyim?
Is there anything I can get you while you're waiting, like an orange juice or a coffee or a Red Bull?
Beklerken sana getirebileceğim bir şey var mı? Portakal suyu gibi veya kahve veya Red Bull?
Mrs Tyler, is there anything I can get you?
Bayan Tyler, size getirebileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can get you while I'm out?
Ben dışarıdayken sana ne göndereyim?
- Is there anything I can get you?
- Sana bir şeyler getirmemi ister misin?
Is there anything I can get you?
Sana bir şey getireyim mi?
Is there anything I can get for you?
Sana getirmemi istediğin bir şey var mı?
- Is there anything else I can get you?
- Almamı istediğin bir şey var mı?
Is there anything I can get for you, anything I can do for you or anything?
Bayım, istediğiniz bir şey var mı?
is there anything I can get for you?
- Getirmemi istediğin bir şey var mı?
Is there anything I can get for you? Yes. My ship.
- Sana verebileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do to help? Yes, you could ah, get the foundation to pay those bills at Key Largo for me. I need that new equipment right away.
Evet, aslında vakfın faturalarımı ödemesini sağla lütfen, o yeni cihazlara ihtiyacım var.
Is there anything else that I can get for you?
Başka bir isteğiniz var mı?
Listen, Mac, you know there is no way the Foundation can get involved in this, but if there's anything that I can do unofficially, call me, will you?
Beni dinle Mac örğütün bununla ilğilenmesi imkansız biliyorsun ama benim gayri resmi olarak yapabileceğim bir şey varsa Iütfen beni ara?
Is there anything I can get for you?
Sana getirebileceğim bir şey var mı?
is there anything else I can get you, Nagus?
Sana getirebileceğim başka bir şey var mı, Nagus?
Is there anything else I can get for you?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything else that I can get for you?
Sana getirmemi istediğin başka bir şey var mı?
is there anything I can get for you?
Yapabileceğim bir şey var mı?
- ls there anything else I can get for you?
- Başka bir şey ister miydiniz? - Isı.
Is there anything I can get you?
Bir şey ister misiniz?
Is there anything else I can do for you while I'm waiting to get arrested?
Tutuklanmayı beklerken senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything else I can get you before we... I mean, uh...
Getirmemi istediğin bir şey var mı, şeyden önce...
Well, Laura, is there anything else I can get you?
İstediğin başka bir şey var mı?
IS THERE ANYTHING I CAN GET YOU? A DRINK.
İçki.
- Is there anything else I can get you?
Size getirebileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can get for you, Mr. Verone?
Bir şey ister misiniz, Bay Verone?
Is there anything else I can get for you?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything else I can get for you?
Senin için yapabileceğim başka bişey var mı?
Is there anything else I can get you?
Sana getirebileceğim başka birşey var mı?
So, is there anything else I can get you folks this evening?
Başka bir isteğiniz var mıydı acaba?
Is there anything else I can get you?
Size getirebileceğim başka bir şey var mı?
Now, as far as I know, there is only one place in town where you can get gummies, a generic cheeseburger, and 107.1 gets anything other than static.
Tüm bildiğim, koca şehirde bu çeşit şeker ve ev yapımı çizburger alacağın tek bir, araba sineması olduğu, ve 107.1 deki radyo da oranın reklamı yapılıyor.
Is there anything else I can get for you before I go?
Gitmeden önce yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there anything else I can get you?
- Başka bir isteğiniz var mı?
- Is there anything else I can get you?
Size getirebileceğim başka bir şey var mı, Bayan Logan?
So if there is anything I can do to help you... well, can you get a discount on these?
Bu yüzden yapabileceğim bir şey varsa... Bu araba için indirim alabiliyor musunuz?
I just came in to introduce myself before the interview, and is there anything else we can get you?
Röportajdan önce kendimi tanıtmak ve sizin için yapabileceğimiz başka bir şey var mı diye geldim.
Is there anything else I can get you while you wait?
- Beklerken bir şey ister misiniz?
Is there anything else I can get you?
Sana getirebileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything I can get you?
Sana getirebileceğim bir şey var mı?