It's because of you перевод на турецкий
3,272 параллельный перевод
- Well, it's not enough, and the fact that he has to glom on to you because he doesn't have friends of his own...
- Tamam da, yeterli değil, ve gerçek şu ki sana sakız gibi yapışacak çünkü senden başka arkadaşı yok...
Just because she feels insecure about being a little girl in a society that puts an anointed amount of pressure on moment to the baptism physical standard it doesn't mean that she had to take out her misplaced self loathing on a nicer boy like you.
İçinde yaşadığımız toplumun kızları fiziksel olgunluklarına erişene kadar baskı altında tutmalarından dolayı kendini küçük ve aciz hissetmesinin acısını senin gibi iyi kalpli bir çocuktan çıkarmaya hakkı yok. Problemin bir kısmında payın bile olsa.
This next song is about dealing with personal demons, and I always like putting it on the road because I always think kind of you know the road inside you and the road within and without.
Sonraki bu şarkı kişisel şeytanlarla anlaşma hakkında... ve her zaman yola koymayı severim... çünkü her zaman biraz bildiğini düşünürüm... senin içerindeki, içindeki ve dışındaki yolu.
A psychic quoted to you a line I said and because of that it's my fault?
Bir medyum sana benim söylediğim alıntıyı söyledi ve bu benim hatam mı?
I know I sound harsh, but it's only because I care about you, and I want you to earn the respect that you deserve as a woman, not because of your body, but because of your mind.
Kulağa sert geliyor ama seni önemsiyorum. Kadın olarak, hak ettiğin saygıyı kazan isterim. Vücudun değil, zekan sebebiyle.
Because I realize now if I call the police and tell them what I saw... it's not prison you're afraid of.
Çünkü polisi arayıp gördüklerimi anlatacağım dedikten sonra hapse girmekten korkmadığını fark ettim.
I imagine it's because you think that you kind of look like one but... but less graceful.
Sanırım onlardan birine benzediğini düşündüğün için. Ama... sen daha az naziksin.
If you don't want to be part of it because of Carroll's Field, then I totally understand, but no-one knows the woods like you.
Eğer Carrol'in arazisinden dolayı bunun bir parçası olmak istemezsen anlayışla karşılarım. Ama ormanı kimse senin kadar iyi tanımıyor.
And you're gonna keep your mouth shut about it, Morty, because the world is full of idiots that don't understand what's important, and they'll tear us apart, Morty.
Sen de çeneni kapalı tutacaksın Morty. Çünkü dünya neyin önemli olduğunu anlayamayan aptallarla dolu ve bizi mahvedecekler Morty.
You think just because it's the last day of school, you can sit and socialize the entire period?
Okulun son günü diye oturup laklak yapabileceğini mi sanıyorsun?
Isn't it the truth that you don't want Emir Erdogan's identity to be disclosed because you're afraid of what he might reveal about his father, afraid that he might reveal something of his father's history?
Emir Erdoğan'ın kimliğinin açıklanmasını istememe sebebiniz aslında babası hakkında açıklayabileceği şeylerden ve hatta babasının geçmişi hakkında ifşa edeceklerinden çekinmeniz, değil mi?
It's never been sung in front of an audience before, but I had to share it with you because it touched my heart.
Daha önce hiç seyirci karşısında söylenmemiş ama sizinle paylaşmak zorundaydım çünkü beni derinden etkiledi.
Maybe it's because I think none of us are worthy of you.
Belki de hiçbirimizin sana layık olmadığını düşünüyorum.
You know, it's actually good that I ran into you because I was thinking about some of those community outreach...
Sana rastlamam iyi oldu. Sosyal programlar hakkında bir şeyler düşündüm de...
It's because of you that I was kidnapped.
Senin yüzünden kaçırıldım.
I'm glad you brought up Israel and Palestine, because just before we came on the air, I received an advance copy of an article that's going to be in tomorrow's Washington Herald. It's front page.
Sözü İsrail ve Filistin'e getirmenize sevindim, çünkü yayına girmeden hemen önce, elime Washington Herald'ın birinci sayfasında yayınlanacak, Zoe Barnes tarafından yazılmış bir makale geçti.
People have fallen prey to blood offerings for centuries because it's not something you can just trick your way out of!
İnsanlar yüzyıllardır kan büyülerine kurban olmuştur. Cadıyı kandırarak çıkabileceğin bir durum değil!
I know I haven't been the best mentor to you, but I realized it was because I had a lot of spiritual growth to do myself.
Sana bugüne kadar olunabilecek en iyi akıl hocası olmadım biliyorum ama fark ettim ki bu, kendi başıma kat etmem gereken oldukça uzun bir ruhani gelişim sürecim olduğundanmış.
And the truth of the matter is, it probably wouldn't help you anyway because, let's face it, the industry does not crave a female sound.
İşin gerçeği, zaten sana bir faydası olmazdı, çünkü kabul edelim ki endüstri kadın sesi sıkıntısı çekmiyor.
And then I want you to take some cayenne pepper and some lemon juice, and I want you to sprinkle it all over your mother's books, and I want you to get rid of them, because that shit will kill you.
Ve daha sonra kırmızı biber ve.. ... limon suyu almak istiyorsun. Ve daha sonra annenin kitaplarını kötülemeni... ve onlardan kurtulmanı istiyorum.
You're a big fan of the Dyson Airblade because of the way it makes you feel in other places.
Dyson Airblade'in büyük hayranısınız. Çünkü sizi sanki başka yerdeymiş gibi hissettiriyor.
I'm giving it to Amanda's family because, you know, it's gonna be awkward for the boy's this time at the lake without their dad, so just kind of have to be really strong for
Yerinizi Amanda'nın ailesine vereceğim. Babaları yokken çocuklarım için biraz tuhaf olacak. Onlar için sağlam durmam gerekecek ki sen ordayken bunu yapamam.
You know it's because of... because of where I'm from, because of how I fucking look!
Biliyorsun, sirf nereli oldugumla alakali bu,... nasil göründügümle.
And you know it's true. I've been too nice, and because of that, these people think I'm a joke.
Dogru oldugunu biliyorsun, bunca zaman iyi oldum da ne oldu, insanlar benim saka oldugumu düsünüyor.
If you hear the church bell ringin and it ain't the Sunday mornin', it's because of the town meetin'.
Eğer kilise çanını duyuyorsanız, günlerden de pazar değilse, kasaba toplantısı var demektir.
Obviously, we know most of it, but I just want to hear the details from you, because a crisis can provide an opportunity to uncover the leaks that we have been looking for in your office.
- Elbette hikâyenin çoğunu biliyoruz ama ayrıntıları bir de senden almak istiyorum. Çünkü böyle bir kriz, ofisinizde aradığımız sızıntıları bulabilmek için harika bir fırsat olabilir.
No, it's not all because of you,
Hayır, senin yüzünden değil.
Is a battle that is dear to me, because I share his sufferings, knew it personally, concentration camps during the war why you are the guest of honor in UN conferences on prevention of torture to be held in Brussels
Bu çok önem verdiğim bir şey. Acılarını paylaşıyorum. Savaş sırasında kamplarda ben de o acıları çektim.
You're getting gray hair and wrinkles all because of me. It's gonna be all right, you're gonna be all right.
Herşey düzelecek.. biliyorsun
Because as I recall, it was actually you who was the instigator of our one kiss.
Hatırladığım kadarıyla, o öpücüğün kışkırtıcısı sendin.
It's still there, but now it's on its side, supposedly... you know, cursed or whatever because it crushed someone, and all his guts and intestines spilled out of his mouth, and he was alive all the while, and he was choking on it and...
Hala orada ama bir köşeye atılmış. Bilirsin işte, güya lanetlenmiş. Birisini parçalamış, adamın
It really means a lot and that's because of you, and I'm grateful.
Çok önemli bir şey bu. Bunu yapan sizsiniz ve minnettarım.
Well, it's the middle of the night and I'm sneaking out to my backyard because I haven't slept since you showed up.
Sahi mi? Gecenin bir yarısı ve ben arka bahçeme gizlice geldim çünkü geldiğinden beri tek bir gece uyumadım.
Japs sold you a cheap safe and he's gonna win because of it.
Japonlar sana ucuz bir kasa sattıkları için iddiayı kazanacak.
Everything that could've gone wrong did, and you never knew about any of it because I fixed it.
Her şey yanlış yapılmıştı. Hiç bir şeyin farkında bile varmadın, çünkü ben her şeyi halletim.
But it's a waste of time, wanting things, because sooner or later, the thing that wants you is just gonna come up and tap you on the shoulder.
Ama bir şeyleri istemek zaman kaybıdır çünkü er ya da geç sizi kendine isteyen şey gelip omzunuza dokunuyor.
It's not because all of a sudden you think the whole thing's gonna come apart?
Bunların hiçbiri birden bire olmadı,... bütün bunların tekrardan bir araya geleceğini mi düşündün?
Well, I hope you're ready for some form-fitting polyester, gay Clark Kent from season one of Smallville, because it looks like you're going to be the bottom of my Cheerios pyramid after all.
Umarım vücudu saran polyester için hazırsındır, Smallville,'in birinci sezonundan gey Clark Kent çünkü öyle gözüküyor ki Cheerios pramidimin en aşağısında olacaksın.
Aw, I just want you to know that if it does happen, it's because of you.
Sadece şunu bilmeni istiyorum, eğer bu oluyorsa senin sayende.
Sometimes you cannot fight it because you are a part of it.
Bazen karşı koyamazsın çünkü değişimin bir parçasısındır.
It's why you didn't reset the clock, because you couldn't face coming to the scene of the crime.
Bu yüzden saati sıfırlamadınız çünkü suç mahalline gelecek yüzünüz olamazdı.
You're gonna give it back because of some hooker's speech?
Bir fahişenin konuşması yüzünden bütün bunlardan vaz mı geçeceksin?
And it's the worst thing that can happen, because you have to live with it for the rest of your life.
Olabilecek en kötü şey de o, çünkü hayatınızın geri kalanında bununla yaşamak zorundasınız.
It's the worst thing that can happen, because... you have to live with it for the rest of your life.
Olabilecek en kötü şey odur, çünkü hayatınızın geri kalanında bununla yaşamak zorundasınız.
Joe Carroll is killing me, and it's because of you, Ryan.
Joe Carroll senin yüzünden beni öldürüyor Ryan.
! Tell him that I am killing you and it's because of him.
Seni onun yüzünden öldürdüğümü söyle.
Well, then you better get it out of your body fast, because right now it's swimming around in a pool of angry-otic fluid.
O hâlde, bebeği biran önce vücudundan çıkartsan iyi olacak çünkü şu an öfkemsi sıvı havuzunda yüzüyor.
I'm in medicine, and, uh, it's largely because of you.
Ve daha çok senin sayende oldu bu.
You know, this only worked because all of it worked.
Çünkü bu iş sadece her şeyiyle çalışırsa yürürdü.
I'd like to tell you the story of how I came to meet my incredible wife, because up until the birth of this child, it's the best thing that ever happened to me.
Sizlere, muhteşem karımla tanışma hikâyemizi anlatmak istiyorum. Çünkü bu çocuğun doğumuna kadar başıma gelen en güzel şeydi.
I was talking about the fourth quarter of game seven, when you're looking to lock up a championship, because the question isn't "do you want Deron or not?" It's "do you want a ring or not?"
Yedinci oyunun 4. çeyreğinden bahsediyordum şampiyonluğu garantilemek istiyorsan soru "Deron'ı istiyor musun yoksa istemiyor musun?" değil "bir yüzük istiyor musun yoksa istemiyor musun?" olur.
it's because of me 30
it's because 86
because of you 630
of yours 40
of you 197
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's because 86
because of you 630
of yours 40
of you 197
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347