It's been great перевод на турецкий
734 параллельный перевод
"It's been a great pleasure knowing you."
Seni tanımak zevkti.
Finally, as evidence of the chain gang's value... as a character-builder, I have but to present to you... the very case that has been presented to us here today... the case of James Allen... who entered the chain gang as a worthless tramp... and who left it to become one of a great city's... most worthy and respected citizens.
Son olarak, sizlere pranga kampları sisteminin, karakter gelişimine katkısının değerine kanıt olarak, bugün burada bizlere sunulmuş olan davanın kendisini örnek gösterebilirim Pranga kampına işe yaramaz bir serseri olarak katılan ve oradan çok büyük bir şehrin en değerli ve saygın vatandaşlarından biri olmak üzere ayrılan James Allen'ın davasını.
Still, it's been a great triumph for you.
Yine de, senin adına büyük bir zafer oldu.
It's been a great help, you know.
Büyük yardımı olacak!
It's been a great misfortune.
Büyük bir talihsizlik oldu bu.
Woman 1 : It's been a great pleasure to have been here.
Burada bulunmak büyük bir lütuf.
It's been great company to me.
Bana çok iyi bir arkadaş oldu.
Goodbye Mr. Potts, it's been a great pleasure knowing a man of your intelligence.
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Well, it's been a great pleasure, fellows.
Sizinle tanışmak büyük zevkti.
It's been a great day on the Dexter case.
Dexter davası için önemli bir gün oldu.
And it's a great deal better, Workhouse, that she died when she did, or else she'd have been doing hard labor in Bridewell.
Ölmüş de kurtulmuş işte. Yoksa Bridewell'de ağır işçi olurdu.
It's a great honor that you have been chosen from all others to be the bride of the great god Balu.
Büyük tanrı Balu'ya gelin olması için onca kızın içinden senin seçilmiş olman büyük bir onur.
I've watched your progress here with great care and have been gratified to note that it has fully justified my judgement in inviting you into the firm.
Buradaki gelişimini büyük bir dikkatle takip ettim... Ve memnuniyetle söylüyorum ki seni şirkete almaktaki kararımda son derece haklıymışım.
It was like that old woman in Great Expectations... that Miss Havisham in her rotting wedding dress and her torn veil... taking it out on the world because she'd been given the go-by.
"Büyük Umutlar" daki yaşlı kadın, Bayan Haversham gibiydi. Yıpranmış gelinliği ve duvağı olan kadın, unutulduğu için dünyaya küsüyordu.
Besides, it's always been a great comfort to me at night... to look across the desert and see your light shining on the hill.
Ayrica, geceleri çöle dogru bakip... tepelerde senin iºiklarini görmek beni rahatlatiyor.
There must have been great provocation for my gang if it was my gang. - Lf it was your gang?
Çok kışkırtılmış olmalılar eğer benim tayfamsa.
This Bunburying, as you call it... has not been a great success for you.
Senin deyiminle bu Bunburyleme işinin, kendin açısından pek başarılı olduğu söylenemez.
I think it's been a great success.
Bence bu iş çok başarılı oldu.
It's been great to become friends with a fellow like you.
Senin gibi biriyle arkadaş olduğumuz için çok mutluyum.
Yes, it's been troubling me, and I thought that the great Giacomo would have a knowledge of science.
Evet, beni rahatsız etti, ve Büyük Giacomo'nun bilimsel bir bilgisi vardır diye düşündüm.
It's been a great pleasure, sir.
Sizinle tanışmak büyük zevkti, efendim.
Oh, dear, it's been a great worry to me.
Yazık, bana büyük bir dert oldu.
Oh, Your Grand Ducal it's been a great, great- -
Grandük Hazretleri gerçekten büyük, büyük...
It has been said that the galleries of Florence house half the great paintings of the world.
Söylendiğine göre, Floransa'nın galerileri dünyanın değerli tablolarının yarısını barındırmaktadır.
Just before it was dark, as they passed the great island of sargasso weed that heaved and swung as though the ocean were making love with something under a yellow blanket his small line had been taken by a dolphin and he had brought it into the skiff.
Hava kararmadan hemen önce sargasso otlarıyla çevrili büyük bir adayı geçerlerken sanki okyanus sarı bir battaniyenin altında bir şeyle sevişiyormuş gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken küçük oltasına bir yunus takılmış ve onu kayığına çekmişti.
It's great for the morning after- - especially if there hasn't been a night before.
Böyle sabahlar için harikadır. Özellikle bir gece önce olmadığında.
It's been established that the Great Erie is impossible to climb.
Gayet iyi bilinmektedir ki Büyük Erie Dağı'na tırmanmak imkansızdır.
My friends and citizens of this great territory, this is the ninth consecutive year, it has been my privilege and my pleasure to inaugurate the McLintock Fourth of July celebration.
Tüm dostlar ve bu harika eyaletin vatandaşları Dokuzuncu McLintock 4 Temmuz Kutlamalarının açılışını sunmaktan onu ver şeref duyarım.
- It's been a great fillip to morale.
Büyük moral takviyesi oldu.
It's been a great occasion.
çok güzel bir akşamdı.
It's great. We've been promised a concert.
Bir konser iyi olurdu.
It's been... a rewarding experience to watch a great artist at work.
Büyük bir sanatçıyı iş başında görmek değerli bir deneyim oldu.
"And now if you've all finished your breakfast, it's been a great pleasure to meet you,... and I wish you lots of luck and all speed."
"şimdi de, eğer kahvaltınızı bitirdiyseniz, " sizinle tanıştığıma çok memnun oldum, sizlere bol şans ve başarı diliyorum. "
It's been a great pleasure. Really. - Yes.
- O bir mezar heykeli...
I also think of what will be said among the people when it's known that this great wealth has been bequeathed to me by one of my subjects.
Ben de bu büyük zenginliğin vatandaşlarımdan biri tarafından bana miras bırakıldığını öğrendiklerinde halkın ne diyeceğini düşünüyorum.
- Well, it's been a great life.
Hayat çok güzeldi.
It's been a pleasure having him. Why, it's been a great pleasure.
Gemide bizimle olduğu için çok mutluyuz.
Our play's chief aim has been to take to bits the great propositions and their opposites see how they work and let them fight it out.
Oyunumuzun ana hedefi, büyük savları ve karşıtlarını ustalıkla eleştirip çözümlemekti nasıl işlediklerini görmek ve onları çarpıştırmaktı.
For us it's all been great.
Hayatımız çok güzel.
- It's been a great success, Mr. Morahan.
KAT - Bu büyük bir başarı Bay Morahan.
It's been a great pleasure.
Bu benim için büyük şereftir.
Look it's been great speaking to you, really.
Seninle konuşmak güzeldi gerçekten.
For years, we here in the united states have been working on that problem until now it's been our most closely guarded secret involving great effort and vast expenditure.
Amerika'da yıllardır bu sorun üzerinde çalışıyoruz. Muazzam bir masraf ve çok büyük çaba gerektirmiş ve çok sıkı bir şekilde korunan en büyük sırrımız üzerinde çalışıyoruz.
It's been a great day at Hampden Park, folks.
Hampden Park'ta çok güzel bir gün geçirdik arkadaşlar.
And it's been my privilege and my honor to be acquainted with a great many very brave men.
Ve bu benim için bir ayrıcalık oldu pek çok cesur insanı tanımak benim için bir onur oldu.
Well, it's been great meeting you, Don.
Tanıştığımıza çok memnun oldum Don.
Once a woman's been made love to by somebody who can do it great...
Çok iyi sevişen bir erkek bir kadınla beraber olduğunda...
It's been a great risk.
Büyük bir risk aldık.
Tomlin Dudek was a great chess player, and at this time, it would have been tasteless, cruel and unnecessary... to even mention the existence, let alone the result of a match which he lost.
Tomlin Dudek büyük bir satranç oyuncusu idi, fakat şu sırada, bırakın yitirdiği karşılaşmanın sonucunu, maçın yapıldığından söz etmek bile tadsız, zalimce ve gereksiz olurdu.
It's been a great pleasure meeting a christian copper.
Hıristiyan bir polisle tanışmak büyük zevkti.
But as in the case of the instantaneous spread... of fashions in apparently aristocratic first names... which practically all individuals the same age will be found to bear, the object from which one expects a singular power... can only be offered for the devotion of the masses, because it's been manufactured in great enough numbers... to be consumed en masse.
Fakat ayni yastaki bireylerin neredeyse hepsine ayni ismin verilmesiyle sonuçlanan revaçtaki asil görünen isimlerin alinmasi durumunda oldugu gibi, benzersizligi vaat eden nesneler, seri üretimle üretilmisse kitlelerin tüketimine sunulabilir.
it's been so long 173
it's been a while 672
it's been a long day 229
it's been a pleasure 97
it's been a long time 584
it's been forever 36
it's been too long 172
it's been a long time coming 29
it's been awhile 61
it's been a year 51
it's been a while 672
it's been a long day 229
it's been a pleasure 97
it's been a long time 584
it's been forever 36
it's been too long 172
it's been a long time coming 29
it's been awhile 61
it's been a year 51