It's so nice перевод на турецкий
1,784 параллельный перевод
Yes, Richard is a really nice guy, and he loves me so much, but it's just not enough.
Richard konusuna gelince tamam çok iyi birisi ve beni çok seviyor. Ama bu yeterli değil.
Come on, it's so nice and warm in bed. Come to bed. Come on.
Hadi, yatağın içi çok güzel, sıcacık.
So you know, this whole thing, even though it's really nice, is completely beside the point.
Bilirsin, tüm bu olanları bir kenara koyarsak burada olmak güzel.
It was nice meeting you, Matt, and... that's the first time I've ever said that to anybody and actually meant it, so... It was nice meeting you.
Seninle tanışmak güzeldi, Matt ve sen bunu söylediğim ilk kişisin ve aslında demek istediğim buydu, yani seninle tanışmak güzeldi.
It's so nice finally to meet you, Billy.
Sonunda seninle tanışmak çok güzel, Billy.
Oh, it's so nice to meet you, sir.
Tanıştığımıza çok memnun oldum efendim.
It's so nice to meet you, Julie.
Tanıştığıma çok memnun oldum, Julie.
It's so nice to be here with you.
Burada seninle birlikte olmak çok güzel.
It's just you guys are so nice.
Çok iyi kalplisiniz..
Well, I mean, you know, we haven't--we've both been so busy, but it's been nice.I mean, driving up here was great, and, you know, uh, we even stayed in the same room together last night.
Tekrar birlikte olacak mısınız? Tatlım. Bak, yetişkinlerin olayı...
It's really nice to meet you. I admire your work so much.
Sizinle tanışmak gerçekten hoş.
It's so nice.
Çok hoş.
All right, so we have the balloon festival coming up... and for sweeps, it might be nice to do a segment... on how men are full of hot air.
Balon festivali başlayacak ve kampanya için erkeklerin de sıcak havayla dolu oldukları hakkında bir bölüm yapalım.
It's so nice here in the shade.
Burada gölgede durmak çok güzel.
I don't know, but it's Zooey's fiancé so just shut the fuck up and be nice.
Bilmiyorum, ama Zooey'in nişanlısı bu yüzden kes sesini ve kibar ol.
Hi, it's so nice to meet you.
Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
It's so nice.
Çok güzel.
Come on. It's so nice in there.
Hadisene, su çok güzel.
It's so nice to have you back with us.
Sizi aramızda tekrar görmek büyük mutluluk.
It's so nice to have you home.
Evde olman çok güzel.
It's so nice to meet you.
Tanıştığımıza çok memnun oldum.
- It's so nice to meet you.
Annem. Sizlerle tanıştığıma çok sevindim.
It's nice to have a young person so concerned about the environment.
Çevreye bu kadar duyarlı genç birinin olması çok hoş bir şey.
It's so nice to finally meet you.
Sonunda tanışabilmek güzel.
Henry, it's so nice to meet you at last.
Henry, sonunda seninle tanışmak çok hoş.
It's so nice to be back in a regular bed and out of that hospital.
- Çünkü yapmazsanız sizin gibi lanet heriflerin ait olduğu kodesi boylarsınız. Neden bu işleri kardeşin küçük Paddy'e bırakmıyorsun.
And it's just so nice not to have to worry.
Hem endişelenmemize gerek kalmaması çok iyi.
[Man] It's so nice to see someone's having a good time.
[Adam] İyi vakit geçiren birini görmek çok güzel.
Yes. it's uh, so--so nice to meet you.
Sizinle tanışmak büyük bir zevk.
It's so nice to meet you.
Çok memnun oldum.
- It's so nice to finally meet you.
- Nihayetinde tanışmak güzel.
It's fine. Bye. It's so nice meeting you.
Görüşürüz. seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
- Hmm. It's so nice to have you back, Leon.
Döndüğünü görmek güzel Leon.
It's always so nice when the whole family is here for Shabbat.
Tüm ailenin Şabat'ta bir araya gelmesi çok güzel bir şey.
It's so nice to have a daughter
Bir kızının olması ne güzel.
It's so nice.
Güzelmiş.
So it's really nice to be back here in Pennsylvania!
Sonunda tekrar burada olmak güzel Pennsylvania!
So you just flash your million-Dollar smile, say a few nice words, and pfft - - It's like putty in your hands.
Bunun için milyon dolarlık bir gülüşün sorunu çözecektir,... birkaç da güzel söz söylersin ve ta da kız artık emrine amade.
But it's so nice to hear! Okay!
Ama bunu duymak çok güzel!
It's so nice that we can do stuff like this, you know, just me and my brother hanging out.
Böyle şeyler yapabilmemiz çok güzel, biliyor musun? Sadece ben ve kardeşim, beraberce takılıyoruz.
It's so nice having you here.
Burada olman çok hoş.
It's very nice, but I don't think so.
Güzelmiş ama hiç sanmıyorum.
Poppy, it's so nice to meet you.
Poppy, tanıştığımıza çok memnun oldum.
- It's been so nice meeting you, Simon.
- Seninle tanışmak çok hoş oldu Simon. - Biliyorum.
It's so nice to see a friend.
Bir dostu görmek ne güzel.
It's nice to have you back, but if you hate the company so much, why'd you return?
Geri dönmen güzel ama şirketten bu kadar nefret ederken neden geri döndün ki?
Connie, it's so nice to meet you.
Connie seninle tanışmaktan mutlu oldum.
He was feeling kind of overwhelmed by the city so I thought it would be a nice thing to do if we brought...
Adamcağız şehirden bunalmış, onu da götürmemiz hoş olur dedim.
- It's gonna be so nice to finally have my own place again.
Sonunda tekrar kendi evimin olması çok güzel.
It's so nice to see you.
Seni görmek çok güzel.
Stay like this, it's so nice.
Bu sonsuza dek sürse ne güzel olur.
it's so nice to meet you 124
it's so nice to see you 45
it's so nice to finally meet you 34
it's so nice here 17
it's so cute 87
it's so pretty 115
it's so cold 109
it's so big 57
it's so beautiful 277
it's so sad 132
it's so nice to see you 45
it's so nice to finally meet you 34
it's so nice here 17
it's so cute 87
it's so pretty 115
it's so cold 109
it's so big 57
it's so beautiful 277
it's so sad 132
it's so hot 138
it's so beautiful here 26
it's so far away 17
it's something 135
it's so good 224
it's so boring 54
it's so funny 80
it's so obvious 78
it's so scary 20
it's so weird 127
it's so beautiful here 26
it's so far away 17
it's something 135
it's so good 224
it's so boring 54
it's so funny 80
it's so obvious 78
it's so scary 20
it's so weird 127