Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It's very hard

It's very hard перевод на турецкий

836 параллельный перевод
It is very sad to love and lose somebody. But in a while, you'll forget, and you will take up the threads of your life where you left off not so long ago and you will work hard. There's lots of happiness in working hard.
Birisini sevmek ve kaybetmek çok üzücüdür ama bir süre sonra unutup hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve çok çalışacaksın, çok çalışmak insanı mutlu eder.
You're very kind, but it's hard to explain.
Çok iyisin ama... Bunu açıklamak zor.
And it's very hard to pray to someone...
İnsanın yakarması çok zor...
Now, I warn you, if there's any evidence found here... it will go very hard with you... unless you help us now.
Burada bir delil bulursak... Bu sizin için çok kötü olacak. Tabii bize yardım etmezseniz.
My son, it's a hard world, a very hard world.
Çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz, evladım.
Well, it's going to very hard to make people believe it.
Şey, buna insanları inandırmak çok güç olacak.
That's very hard to do. It's your bedtime, Dad.
Yatma vakti baba, sanırım, içeri girsen iyi olacak.
It's still raining very hard.
Çok yoğun yağıyor.
It's hard where I'm from, very hard
Memleketimde ise çetindir, hem de çok çetin.
It's very hard.
Bu çok zor.
It's very hard.
Bu çok acı.
It's very hard to give absolute judgements... when we talk about religious and social ideas.
Sosyal ve dini fikirlerden... bahsederken kesin doğru bir hükme varmak son derece zordur.
He's hard to keep track of sometimes, was it very important?
Bazen böyle ortadan kaybolur, önemli bir konu muydu?
It's very hard to explain...
Açıklaması çok zor...
It's very hard to forget the man you love.
Sevdiğin adamı kaybetmek zordur.
It's not hard. It's very easy.
Zor bir şey değil, çok kolay.
I think it's very hard on you having him around.
Sanırım, onu buralarda görmek sana zor geliyor.
If we work very hard, I shall have it ready by the next full moon.
Eğer sıkı çalışırsak, bir sonraki dolunaya hazır olacak.
It's hard to say, but he's very nice.
- Nasıl desem? İyidir işte.
It's hard for me to talk about this, since I know very well those bullets were meant for me and not those two.
O kurşunların gerçek hedefinin... şu iki kişi değil de, ben olduğunu bildiğimden... bu konuda konuşmak benim için çok zor.
It's so hard to explain to you, but, you see, it's very difficult for people to rise above their class in Europe.
Bunu sana açıklamak o kadar zor ki.. ama görüyorsun, insanlar için Avrupa'da sınıf atlamak çok zor.
For a chap just has been sperated form his lady love you don't seem to be taking it very hard.
Sevgilisinden yeni ayrılmış biri olarak pek de üzülmüş gözükmüyorsun.
But it's very hard to be honest.
Ama dürüstlük zordur.
It's hard to tell. She's a very s ick Little girl,
Kız çok kötü durumda ama yakında anlarız.
IT'S VERY HOT, AND IT MAKES IT HARD TO THINK. SO IF YOU'RE GOING TO EXPEND ALL THAT ENERGY,
Eğer tüm enerjinizi harcayacaksanız buradan gitmek için, dönmek için, bildiğimiz bir yere dönmek için harcayın.
It's a very hard thing to say.
Söylemesi zor...
It's very hard...
Çok zor...
Well, it's about... Do you think that maybe someday if I work very hard that I could get into medical school?
Konu şeyle ilgili eğer yeterince çalışırsam ileride tıp fakültesine gidebilme şansım var mı?
Amelia, I know it's very hard and I...
Amelia, biliyorum çok zor...
It's very hard for an artist when people don't understand.
İnsanların kendisini anlamaması bir sanatçı için çok zordur.
I understand blood's very hard to get out, isn't it?
Neden söz ediyorsun sen?
There's smoke everywhere, and it's very hard to see.
Her yer duman dolu, çok zor görebiliyorum.
It is very hard sometimes to find words to say what is in one's heart.
İnsanın bazen yüreğinden geçenleri söyleyecek sözcük bulması çok zor oluyor.
It's hard to walk very fast when you can't see.
Önünü bile göremezken hızlı yürümek çok zor.
It's very hard to come by.
Bunu elde etmek çok zor.
♪ it's not very hard to weep
Acı vermek çok zor değildir
Jackson? ♪ it's not very hard to weep Yeah?
Acı vermek çok zor değildir
You live, you work hard, but it's very fast.
Sıkı çalışıyorsun ama yaşam çok hızlı.
It's very hard to get a good job when you talk with accent.
Böyle benim gibi bozuk bir dille konuştuğunuzda iyi bir iş bulmak geçekten çok zor.
It's very hard for a working officer to shine as a woman every minute.
Çalışan bir subayın her dakika bir kadın gibi davranması zordur.
It's not so very hard.
O kadar da zor değil.
Except, it seems to me, it's very hard to make everybody happy.
Ben böyle düşünüyorum ama, herkesi mutlu etmek çok zor.
It's hard to say because it's a very long word, you know?
Söylemesi zor çünkü oranın adı çok uzun?
I know it sounds silly and exaggerated when I tell it, but it's very hard to describe how two people can grow so close.
Böyle anlatınca abartılı ve saçma geliyor. İki insanın bu kadar yakınlaşabileceğini anlatmak çok zor.
You're not a little girl, after all. It's not very Hard to... to understand
Sen artık küçük bir kız değilsin.Bu anlaşılması zor bir şey değil.
It's very hard to become a martyr these days.
Bugünlerde şehit olmak çok zor.
I find it very hard to accept that there's no hope.
Hiç umut olmamasını kabul etmekte zorlanıyorum.
It's hard to read. Written very small.
Okumak çok zor çok küçük yazılmış.
It's very hard for me to talk about these things.
Bu şeylerden bahsetmek benim için çok zor.
It's very hard for a man to understand how a woman feels inside... although I tried to understand Frank.
Bir erkeğin, bir kadının duygularını anlaması çok zordur gerçi ben, Frank'i anlamak için çabalamıştım.
It's very hard for me to sleep when there's someone in my bed.
Yatağımda biri varken uykuya dalmam çok zor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]