Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It ain't much

It ain't much перевод на турецкий

249 параллельный перевод
Ain't it funny how much trouble a man can get into innocently?
Bir adamın masumane bir şekilde başını belaya sokması komik bir şey, değil mi?
But it ain't so much fun when there's nobody to tell you you can't go in.
Fakat sana, suya girmemeni söyleyecek hiç kimse olmayınca çok fazla eğlenceli değil.
- It ain't that so much. George said if I done any more bad things
George bana dedi ki kötü bir şey yaparsan...
Of course, there ain't much in it.
Elbette içinde pek bir şey yok.
Well, we ain't done much thinking on it, mister.
Aslında bu konuyu pek fazla düşünmüyoruz, bayım.
Well it ain't so much to ask, for what you want to know.
Bilmek istediğin için fazla bir bedel sayılmaz.
Maybe it's my fault or not that there ain't much I can give her.
Ona verebileceğim çok şey olmaması belki benim hatamdır ya da değildir.
If it ain't too much trouble, you could dust it off once in a while, and keep the kitchen door open a little so it won't get cold or damp.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
He ain't got much time left to sell it.
Satmak için fazla zamanı kalmadı.
If it ain't asking too much, put a few varmints in heaven.
Eğer onlar çok şey isterlerse, Cennetteki birkaç meleği gönder.
They ain't much of a world left for us, but it's all we got.
Elimizde yaşayabileceğimiz ne yazıkki başka bir dünya yok. Bizim olan tek yer burası.
It ain't much, but it'll get us to Cuba.
Bizi Küba'ya götürebilir.
I guess it ain't much use my waiting around here any longer.
Anlaşılan burada daha fazla beklememin bir faydası olamayacak.
Ain't much of a choice, is it?
Fazla seçeneğiniz yok, değil mi?
Take your time, Mister, you ain't likely to have too much of it left.
Acele etmeyin, Bayım muhtemelen fazla kaçacak yerin kalmadı.
It ain't gonna help you very much.
- Yardım etmezler. Sadece geçiciler.
I ain't much proud of it, but it's the truth.
Bu benim umurumda değil fakat gerçek olan şey bu.
The house ain't much, but it's just prime cattle country.
Ev çok büyük değil ama yine de bir çiftlikdi.
Ain't used the place much, it's too lonesome.
Burası fazla kullanılmıyor, çok tenha.
- Yeah, but it ain't as much fun.
- Ama onun kadar eğlenceli değil.
It ain't much, but it's home.
Pek fena bir ev sayılmaz, değil mi?
It's a cinch they ain't gonna wait much longer.
Saldırmak için çok beklemeyecekler.
- Thanks. I ain't gonna stand it much longer.
Daha fazla dayanamayacağım.
Take it easy, Colonel. I ain't got much to say.
Sakin ol Albay, söyleyecek fazla bir ºeyim yok.
WHY? TOO MUCH OF THAT STUFF WHEN YOU AIN'T USED TO IT
İçkiyi fazla kaçırırsan insanda akıl bırakmaz.
IT AIN'T MUCH OF A PLACE, BUT IT STUCK IN MY MIND BECAUSE OF ONE THING...
Çok büyük bir yer değil, ama bir avantajı var çok küçük olduğundan Şerifi yok!
It ain't much yet, but it's coming along.
Daha pek bir şey yok, ama büyüyecek.
What I'm gonna ask you to do, it ain't gonna make much sense... but then what's sensible about a flood or a hurricane?
Yapmanızı istediğim şey pek akla yakın gelmeyecek... ama bir selin veya kasırganın nesi akla yakındır ki?
Ain't much, is it?
Pek fazla sayılmaz değil mi?
Allison, the offer still stands, but it ain't going to much longer.
Allison, teklif hala geçerli, fakat çok uzun sürmez.
You don't see it much in the daytime when everybody's hustling around, rushing from where they is to where they ain't.
Bunu, herkesin itişip kakıştığı bir yerden başka yere koşuşturduğu gündüz vakti pek göremezsiniz.
- You ain't missing much. It's longhorn.
- Zaten çok da kaliteli bir et degil.
- Now, that ain't much help, is it?
- Bu işi zorlaştırıyor, değil mi?
If it ain't too much trouble,
Eğer size yük olmazsa,
It ain't much. Just a start.
Ama bir başlangıç.
It ain't got much point to it, anyway.
Asıl kısmına geliyorum.
There ain't nothing much you can do about it.
Yapacağınız fazla bir şey yok.
It ain't so much. You can buy'em in the store.
Bu satın alınabiliyor.
Ain't much of a name for a female but it's all we could think up.
Bu bir dişi ismi değil, ama bulabildiğimiz buydu.
Between the late-show at night and Dave Garroway in the morning, it seems like there ain't much time.
Gece geç vakitte çıkan şovlarla, Dave Garroway'in şovu arasında beraber olmaya pek vakit kalmıyor galiba.
I don't know how much they're paying you to bring me in, but it ain't near enough.
Beni teslim etmen için sana kaç para veriyorlar bilmiyorum ama kesinlikle yetmez. Hiç yetmez.
- It ain't much.
- Fazla büyük değil.
It ain't going to hurt much.
Canın fazla acımayacak.
And, if i don't do it by 2 : 00 a.m., you can take what's left of me and scrape it off that mirror with a spoon! I ain't got much time.
Eğer bunu saat 2'ye kadar yapamazsam benden geriye kalanları aynadan kaşıkla kazıyarak çıkarırsın!
You ain't got much, but you keep subtracting from it.
Durumun hiç iyi değil ve sen daha da kötüleştiriyorsun.
And Jim said he didn't care too much for it neither so we both skedaddled down out of there and to this day I ain't never had a good look at the Rocky Mountains.
Jim ise abartılacak bir şey olmadığını söyledi sonra ikimiz de oradan ayrıldık ve bugüne kadar da Rocky Dağları'na hiç ısınamadım.
It ain't much, but I'll feel better knowing you have it.
Pek fazla değil, ama sizin alacağınızı bilirsem daha iyi olur.
That ain't necessarily much and it ain't necessarily company.
Bu doyurucu değildir ve tavladıkları da dost sayılmaz zaten.
Look, Trumbull, I know you pretty well, and you ain't the least bit concerned with my health, so what's on your mind, and how much is it going to cost me?
Bak Trumbull, Seni yeterince iyi tanıyorum. ve senin yapacağın son şey benim sağlığımla ilgilenmektir. Kafandan geçen nedir ve Bana neye mal olacak?
Ain't much, is it?
Pek fazla değil ha?
Lady, it ain't that much.
O kadar fazla değil ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]