Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It doesn't say

It doesn't say перевод на турецкий

1,735 параллельный перевод
Doesn't say who it's from.
Nereden geldiği yazmıyor.
He doesn't have to act tough. He never has to say it.
Hiç, kaba bir davranışı olmamış, böyle düşündürecek birşey de söylememiştir.
It doesn't say much for me if I get in line for more of the same, does it?
Aynı şeyin daha fazlası için kuyruğa girmek bana pek bir şey kazandırmaz, değil mi?
It doesn't mean that I won't, - I just... - I have to be sure before I say it.
Sevmeyeceğim demek değil tabii ama söylemeden önce emin olmam gerek.
She doesn't come right out and say it, but I know she thinks I'm delusional or paranoid again.
Açıkça söylemiyor ama biliyorum ki tekrar paranoyak ve kuruntulu olduğumu düşünüyor.
Which means we have to say goodbye to these two adorable kids who really have a fine career ahead of them as long as it doesn't involve singing.
Bu da, önlerinde şarkı söylemeyi içermediği sürece çok iyi kariyerleri olan bu iki tatlı çocuktan ayrılma vakti geldi demek.
If it doesn't work, I'll say I'll kill you.
Benden seni öldürmek için söz aldılar.
He doesn't say much, It's so wonderful!
Çok fazla konuşmaz. Bu çok güzel bir olay!
It doesn't count.
Sayılmaz.
Or given the consistency of the painted work... the lack of distinction between the two parts of the image... is it fair to say... Gauguin doesn't believe in any demarcation...
Ya da... freskin tutarlılığını ele alırsak yapının iki bölümü arasındaki farktan yola çıkarak Gaugin'in gerçek ve hayal arasındaki demarkasyona inan...
- It doesn't say.
- Yazmıyor.
But it doesn't say how he wants to do that.
Bunu nasıl yapacağından bahsetmemiş ama.
I mean, she used to say : "Mummy hurt me, so she doesn't live here anymore" over and over, but... it soon stopped.
Eskiden, annem benim canımı acıttı o yüzden burada bizimle yaşamıyor derdi.
It doesn't really exist.
Gerçekte böyle bir sayı yoktur.
It was before I met you so it doesn't count.
O zaman daha seninle tanışmamıştık. Dolayısıyla sayılmaz. Tamam mı?
Look, it doesn't sound right when you say things like me.
Benim laflarımı söylemen hiç hoşuma gitmiyor.
- Doesn't it say?
- Orada yazmıyor mu?
Say I was trying to attract a man, much older than myself, but who doesn't look it.
Diyelim bir adamı baştan çıkartmaya çalışıyorum, benden çok daha yaşlı olan, ama bunu hiç göstermeyen.
- Why? - Well it doesn't matter what we say to them.
- Onlara söylediklerimizin bir önemi yok.
I guess that makes it two anniversaries, doesn't it?
Sanırım bu iki yıl dönümü birden sayılır, değil mi?
- No, it doesn't.
- Hayır sayılmaz.
No, it doesn't.
Hayır, sayılmaz.
But listen, it doesn't matter what I say.
Ama dinle, ne dediğimin önemi yok.
Most doctors say it doesn't matter but it can't hurt.
Çoğu doktor bir faydası yok diyor, ama en azından zararı da yok.
I don't know, it doesn't say.
Bilmem. Yazmıyor.
It certainly doesn't say cocktail waitress.
Kesinlikle değil kokteyl garsonu söylüyorlar.
They will say it doesn't matter.
Önemli olmadığını söyleyecekler.
You don't get it ; just because that thing does what you say doesn't mean it can't manipulate you.
Anlamıyorsun, bu şey söylüyor diye seni kandırmadığı anlamına gelmez.
It doesn't say "quiche lorraine." Maybe it's "quiche blobby white thing."
Kiş Lorraine yazmıyor. Belki Yağlı Beyaz Kiştir.
It doesn't matter what you say.
Senin ne söylediğinin bir önemi yok.
- They say it doesn't matter.
- Önemi yok diyorlar.
IT DOESN'T COUNT NOW, CARRIE. I MEAN,
Bu sayılmaz Carrie!
It doesn't even say not to call the police.
Polisi aramayın bile yazmıyor.
But it doesn't say anything in here about helping a nonthief.
Ama burada hırsız olmayan birine yardımla ilgili bir şey yok.
It's just that every time I think about running away, I look at the fat guy in the track suit with a giant rabbit head, and he doesn't say anything.
Ne zaman kaçmaya karar versem, eşofman giymiş, tavşan kafalı şişko adama bakıyorum ve hiçbir şey söylemiyor.
But it doesn't say why your father shot your mother... Or why he turned the gun on himself.
Ama babanın neden anneni vurduğu konusunda birşey söylemiyor... yada silahi neden kendisine çevirdiği hakkında.
- It doesn't matter what you say.
Ne söylediğinin önemi yok.
- He doesn't say it.
- Demiyor.
It doesn't matter what people say.
İnsanların dediklerini umursama.
If he doesn't crap in Zurich, it shouldn't count!
Eğer Zürih'te sıçmazsa, sayılmamalı!
- It doesn't count.
- Sayılmaz. - Tamam.
It doesn't say.
Yazmıyor.
And--and my problem is, is that, you know, I can't be the one to say it to her. Well, what do you want me to do, tell a grown woman she doesn't know her own feelings?
Ne yapmamı istiyorsun, yetişkin bir kadına kendi duygularını bilmediğini söylememi mi?
He doesn't say it's because of you. He was making plans to build a house when you were together, and now...
Senin yüzünden olduğunu söylemiyor ama ikiniz beraberken oraya bir ev yapmanın planlarını yapıyordu ama şimdi...
And it doesn't count because he was half dolphin.
Ayrıca sayılmaz, çünkü yarı yunustu.
I sold a dress, but it was a pity purchase and it doesn't count.
Bir elbise sattım ama o da acınarak yapılan bir şeydi ve sayılmaz.
It doesn't sound quite as ridiculous when I explain it.
Ben açıkladığımda kulağa o kadar da saçma gelmiyor sayın hakim.
To say she'll be missed... just doesn't cut it'cause... I can even imagine a world without her in it.
Özleneceğini söylemek gereksiz, çünkü onsuz bir dünya hayal edemiyorum bile.
And it doesn't really say it here but I have a solid background in sales.
Burada yazılı değil ama iyi bir satış deneyimim var.
Anal doesn't count, does it?
Arkadan yapmak sayılmaz di mi?
It's not fine art, but it doesn't pretend to be, and if it's an outlet for your creative energies...
Pek sanattan sayılmaz, ama öyle olması da gerekmiyor. Tabii yaratıcılığını bu şekilde dışa vuruyorsan...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]