It has to be me перевод на турецкий
356 параллельный перевод
If anybody is responsible for this it has to be me.
Bu olayda bir sorumlu varsa o da ben olmalıyım.
~ If it isn't you then it has to be me ~
# O sen olmayacaksan ben olmalı.
One of us has to lose, and it won't be me.
Birimiz kaybedecek, o ben olmayacağım.
It'll be a comfort to me to know that she has you.
Yanında senin olduğunu bilmek içimi rahatlatacak.
Being with you has made me feel like it used to be at home.
Sizinleyken, evimdeymişim gibi hissettim.
Doctor, I'd hoped you'd be able to explain to me a happening which, to put it mildly, has always puzzled me.
Doktor, bana, aslında beni hep şaşırtan bir olayı, açıklayabileceğinizi umuyorum.
Since it has value to you and not to me, it should be yours.
Senin için değerli ama benim için değersiz olduğundan bu senin olmalı.
And I promise you that my first consideration, and that of Mrs D'Ascoyne, who has done me the honour to consent to be my bride, will be the welfare of the estate and of the people who live on it.
Ve size söz veriyorum ki, ilk önceliğim..... ki bayan D'Ascoyne'in de öyle -... kendisi eşim olma şerefini bahşetmiştir bana topraklarımızın ve üzerinde yaşayan insanımızın refahı olacaktır.
A decision has to be made about how to handle this situation, and it's up to me to make it.
Bununla nasıl başa çıkacağımıza dair bir karar alınmalı ve bu karar bana kalmış durumda.
To be born or at any rate bred in a handbag... whether it has handles or not... seems to me to display a contempt... for the ordinary decencies of family life... which remind one of the worst excesses... of the French Revolution.
Tutacakları olsun ya da olmasın, bir el çantasının içinde doğmak, bana aile yaşamının erdemlerine bir hakaret gibi geliyor, ki bu da aklıma Fransız Devrimi'nin en kötü aşırılıklarını getiriyor.
She has to be introduced to a girl, but, believe me, when it's a man, she...
Evet seni kızla tanıştırayım, fakat inan bana bir adam...
My life is troubling me, and it has yet to be lived.
Benim ise hayatım üzüntüler içinde, hem de fazlasıyla.
And it seems to me that this terrible wave of vice and sexual excess which has been flooding the world since the war, might well in part be due to the decline of the old standards.
Ve bana öyle geliyor ki savaştan sonra çığ gibi büyümeye başlayan seks ve kötü alışkanlık düşkünlüğünün sebebi,.. ... eski geleneklerimizden uzaklaşmamızdır.
It has been put to me that if we don't get Radcliffe back, this department will be closed down.
Bana bildirilen şu ki, eğer Radcliffe'i geri getiremezsek bu bölüm kapatılacak.
It still has to be proved to me that San Simeon is the best solution.
San Simeon'ın en iyi çözüm olduğu hala kanıtlanmış değil.
It has fallen to me that the past shall not be forgotten... and after me... my son... also shall remember it.
Geçmişin unutulmaması ve benden sonra oğlumun da onu hatırlaması görevi benimdir.
- To me it has to be, for that's myself.
- Bu şart, ben buyum çünkü.
I also think of what will be said among the people when it's known that this great wealth has been bequeathed to me by one of my subjects.
Ben de bu büyük zenginliğin vatandaşlarımdan biri tarafından bana miras bırakıldığını öğrendiklerinde halkın ne diyeceğini düşünüyorum.
My government has instructed me to inform you that any interference with it will be regarded as an act of war.
Devletim, o araca yapılacak bir engellemenin savaş sebebi sayılacağını size bildirmemi istedi.
If it's right for you, it has to be right for me.
Sizin için uygunsa, bana da uyar.
It still has to be established whether it's me who looks like you, or vice versa.
Senin benim gibi görünmeni ya da - tam tersini - herkese göstermeliyiz.
The first time you've ever asked me for anything and it has to be an occasion like this.
Bana ilk defa bir şey soruyorsun ve o da bunun gibi bir durumda.
And it bugs me,'cause he has no reason to be.
Bu da canımı sıkıyor, ona bunları hissettirecek hiçbir şey yapmadım.
Yes, I found it where nobody could guess it would be, except me who has already been the witness to something.
Evet, ben hariç kimsenin tahmin edemeyeceği bir yerde buldum onu yani önemli bir şeye tanık oldum.
For pity's sake! This house is not good enough for me at all. It has to be furnished throughout.
çarın küçük kızının, kralın tiyatro projelerini ve o esnada gerçek rengini gösteren ve bir çıkarcı olduğu ortaya çıkan Wagner'i unutmasına yardımcı olduğunu ummalarına neden oldu.
At this point it'd be wise to say most of us don't know the answer... to Hal Phillip Walker, but to answer one of his questions, as a matter of fact, Christmas has always smelled like oranges to me.
Bu aşamada pek çoğumuzun Hal Philip Walker'ı sorularını anlamadığını söylemek doğru olur. Ama bir sorusuna cevap vermek gerekirse Noel bana her zaman portakal gibi kokmuştur.
If I want to kill him, I wouldn't be here It's me who has asked him to kill you
Onu öldürmek isteseydim, şimdiye kadar çoktan ölürdü ondan sizi öldürmesini isteyen aslında bendim!
But, before I say more, let me tell you I know I depend on my father and that the name of son subjects me to his will that it would be wrong to engage ourselves without his consent that heaven has made him our master and that it is our duty not to dispose of ourselves but in accordance to their wish.
Ama daha fazlasını söylemeden önce, babama bağımlı olduğumu biliyorum. Oğlu olarak adını taşımakla onun rızasına tabiyim. Onun onayını almadan sözlenmek en büyük hata olacaktır.
It would have been much better for me if he had suffered you to be drowned rather than do what he has done.
Bunların hiçbir anlamı yok! O zaman boğulmana izin verseydi şimdi yaptığından çok daha iyi bir şey yapmış olurdu.
Has it occurred to you that it might be unsettling..... to see you rise from the grave to visit me?
Bu senin başına gelseydi sen tedirgin olmaz mıydın mezarından çıkıp beni ziyarete gelmen?
It has occurred to me that no matter how much money I have unless I have someone to share it with, I might as well be broke.
Ne kadar çok param olursa olsun, onu paylaşacağım biri yoksa meteliksiz de yaşayabileceğimi anladım.
No, it is I who should be grateful to have the chance to redeem myself, and to save you and Isabeau, because God has told me how the curse may be broken.
Minnettar olması gereken kişi benim. Günahlarımdan arınmak, seni ve Isabeau'yu kurtarmak için elime bir fırsat geçti. Tanrı bana lanetin nasıl bozulacağını öğretti.
That's not for me to decide, ma'am. It has to be.
Buna ben karar verecek değilim, Bayan.
far be it from me to pry, but recently your tv has been on awfully late.
- Özel yaşamına karışmak istemem, ama son zamanlarda çok geç saate kadar televizyonunuz açık kalıyor.
First thought she's ever had, and it has to be against me.
İlk kez düşündü, o da bana karşı bir düşünce oldu.
And it has long seemed to me ridiculous that the most committed anti communists in the southern hemisphere the South Africans should be excluded from NATO planning because of some unfashionable domestic attitudes.
Kendilerini komünizm karşıtlığına en çok adayan Güney Afrikalıların, birkaç modası geçmiş iç işleri tutum bahane edilerek NATO planlarının dışında tutulması bana son derece saçma geliyordu.
It always has to be me.
Bu durumda kalan tek ben oluyorum.
I don't know why there has to be so much pain. It's the pain that scares me.
Beni korkutan şey acı.
Now, someone has to take charge here, and it's gonna be me.
birinin burada sorumluluğu alması erekiyor, ve bu ben olmalıyım.
It has to be. You know me, sir?
Beni tanıyor musunuz efendim?
I think it would only be just to let me know... which of your friends has blackened my name.
Sadece adımı arkadaşlarınızdan hangisinin... karaladığını öğrenmek istiyorum.
We can't, because if we travel into the future from this point in time, it will be the future of this reality, in which Biff is corrupt and powerful and married to your mother and in which this has happened to me.
Yapamayız, çünkü zamandaki bu noktadan ileri gidersek bu gerçekliğin geleceğine gideriz ve Biff de böyle yozlaşmış, güçlü, annenle evli olur ve benim başıma da bu olay gelmiş olur.
Excuse me, but rumor has it this used to be a party.
Affedersiniz ama bu bir partiye benziyor.
Far be it for me to dispute my first officer, but Starfleet has always been at the fore...
İkinci komutanımı yalancı çıkarmak istemem... ama Yıldız Filosu her zaman- -
Unless Bryson has been messing about with the program in order to deprive me of my worldly goods that is the way it is going to be.
Ve eğer Bryson bütün mal varlığımdan beni mahrum etmek amacıyla bilgisayar programıyla oynamadıysa işler bu şekilde yürüyecek.
Tell me, Detective Bullock how does it feel to be cleared of all charges now that Killer Croc Morgan has been arrested?
Söylesenize, Dedektif Bullock Katil Timsah Morgan'ın yakalanmasından sonra tüm suçlamalardan temize çıkmak nasıl bir his?
Much of what is policy here, including our cherished Honour Code, has been established, not by me or your teachers, but by your fellow students, to be enforced by your own tribunal of prefects, as it has been for the last two centuries.
Uygulanan politika, Davranış Kodumuz dahil öğretmenlerimiz tarafından değil, kendi arkadaşlarınız tarafından kurulmuştur ve son iki yüzyıl boyunca olduğu gibi sınıf başkanları tarafından yürütülmektedir.
But it has to be said this is largely due to what can only be descried as a conspiracy against me.
Fakat söylemem gerek, bu büyük ölçüde bana karşı bir komplo olarak yapılmıştır.
It always has to be explained to me and then I have to have someone explain the explanation.
Her zaman bana açıklanır ve sonra, açıklamayı açıklaması için birini bulmam gerekir.
I don't know if anyone has mentioned it to you but it looks to me like you could be shaving in the wrong direction.
Bunu sana daha önce söyleyen oldu mu bilmiyorum ama bana yanlış yönde tıraş oluyorsun gibi geldi.
If one of us has to die, it's gonna be me.
Birimizin ölmesi gerekiyorsa, bu ben olacağım.