It hasn't been that long перевод на турецкий
94 параллельный перевод
What? Gong Shil. It hasn't been that long since I became a manager here.
Gong Shil, burayı idare etmeye başlayalı çok olmadı.
It hasn't been that long since you left me. So how could you be lonely already?
Daha benden ayrılalı ne kadar oldu ki yalnızlık çekiyorsun?
It's been a long time since you heard that word, hasn't it?
Bu sözü senden duymayalı uzun zaman oldu, değil mi?
And that little bastard's been asking for it for a long time, hasn't he?
Bu küçük piçin de uzun zamandır beklediği bu değil miydi?
It hasn't been that long.
O kadar da uzun olmadı, baba.
It hasn't been that long, Danny, there is a lot of who still got back a...
Uzun zaman olmadı, Danny, hala bir şansın var...
i mean, it hasn't been that long.
Demek istediğim o kadar zaman geçmedi.
It hasn't been that long.
O kadar uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long.
O kadar da uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long.
Daha işin basındasınız.
Oh, it hasn't been that long.
Oh, o kadar uzun sürmedi.
It has been that long, hasn't it?
- O kadar uzun oldu, değil mi?
It hasn't been that long.
Aradan çok zaman da geçmedi.
It hasn't been that long.
O kadar uzun olmamış.
It hasn't been that long since we graduated!
Biz mezun olalı o kadar oldu mu?
- It hasn't been that long. KYLE :
- O kadar uzun değil.
In fact, it hasn't been that long.
Aslında o kadar uzun zaman olmadı.
Nah, it hasn't been that long.
Hayır, daha o kadar uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long since you and I saw each other.
Görüşmeyeli o kadar da uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long.
- O kadar çok olmadı, değil mi?
It hasn't even been that long.
O kadar uzun olmadı bile.
It hasn't been that long.
Fazla uzun değil.
Sarah, I know it hasn't been that long, but... all the time we've spend together...
Sarah, henüz fazla olmadı biliyorum, ama beraber geçirdiğimiz süre...
It hasn't been that long, has it?
O kadar uzun zaman geçmedi, değil mi?
After all, it hasn't been that long since I've been in high school.
Sonuçta liseyi bitireli o kadar da çok olmadı.
But it hasn't been about that with me and Haley for a long time.
Ama Haley'le birlikte olmaya başladığımdan beri değilim.
It hasn't been that good in a long time.
Uzun zamandır bu kadar iyi olmamıştı.
It hasn't been that long.
O kadar uzun olamaz...
It hasn't even been that long.
O kadar uzun sürmüyor.
It hasn't been that long now, has it?
O kadar uzun zaman olmadı, değil mi?
- Oh, come on, it hasn't been that long.
- Yapma, çok uzun zaman olmadı.
- Actually, it hasn't been that long.
- Aslında, o kadar da olmadı.
- It hasn't been that long.
Son görüşmemizden bu yana çok zaman geçmedi.
She hasn't been gone that long, and it's really not that late.
Kızımız gideli çok olmadı, o kadar da geç değil üstelik.
It hasn't been that long. Well, maybe not in years.
Evet, birkaç sene olmuştur.
- It hasn't been that long.
- O kadar önce değildi.
It hasn't been that long.
Daha o kadar uzun bir süre geçmediği.
Well, it hasn't been that long.
Hayır daha o kadar zaman geçmedi.
It really hasn't been that long.
Gerçekten o kadar çok olmadı.
And it hasn't been that long since promotion to be general manager.
Müdür yardımcılığına terfi edileli daha uzun zaman olmadı.
No, I just no, I meant thatit hasn't been that long, but it feels like ain a good way.
Hayır, değildi yani üstünden fazla geçmedi ama. ... iyi gidiyor gibi hissediyorum.
It hasn't been that long for me, but keeping the secret from my wife is no easy walk.
Ben başlayalı sadece birkaç yıl oldu ama bunu karımdan saklamak hiç kolay değil.
- It hasn't been that long.
O kadar uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long.
Fazla olmadı.
It hasn't been that long.
Kısa süre önce gelmiştim. Ağabeyimin cenazesi...
I know it hasn't been that long, but I already feel safer when you're with me out there.
Biliyorum daha çok olmadı ama şimdiden bile oralarda seninleyken daha güvenli hissediyorum.
It hasn't been that peaceful for a long time.
Huzurlu günlerimizi iple çekiyorum.
It hasn't been that long since our first date I was so happy about...
İlk randevumuzda nasıl da mutlu olmuştum.
- It hasn't been that long.
Çok olmadı.
It's been a long time since we've met a couple where we like both the husband and the wife. Hasn't been that long.
Ben ve Hannah'dan hoşlanalı çok uzun olmadı.
- It hasn't been that long.
O kadar da olmadı.