It would be an honor перевод на турецкий
152 параллельный перевод
- It would be an honor.
- Atınızla ilgilemekten onu duyardım..
If your son takes my daughter's hand, it would be an honor.
Eğer oğlunuz kızımın elini tutarsa bu bir onur olur.
It would be an honor for the next senator from the State of Washington to be your servant before the scales of justice.
Washington eyaletinin müstakbel senatörü için adaletin terazisi önünde... size hizmet etmek bir onurdur.
It would be an honor for me.
Benim için şereftir.
It would be an honor to assist Jonathan's widow in any way.
Jonathan'ın dul eşine yardım etmek benim için bir şereftir.
It would be an honor for me.
Benim için bir onur olur.
Oh, it would be an honor.
Oh, bu benim için bir onurdur.
Sir, it would be an honor, if you would accompany my platoon.
Komutanım, takımıma eşlik etmenizden onur duyarım.
It would be an honor, my lord.
Onur duyarım lordum.
Brother, it would be an honor.
Kardeşim, bu benim için şereftir.
It would be an honor to accompany you if you will have me.
Size eşlik etmek bir onurdur beni isterseniz elbette.
It would be an honor to show you our cities.
Size şehirlerimizi göstermek [br] benim için bir onurdur.
It would be an honor to meet him.
Onunla tanışmak bir onur olurdu.
- It would be an honor.
- Onur duyarız.
It would be an honor.
Bu benim için bir onur.
It would be an honor if partilhasses? this meal with me, Pike.
Bu yemekte bana eşlik edersen, bundan onur duyarım, Pike.
It would be an honor.
Onur duyarız.
It would be an honor and a privilege.
Benim için bir şeref ve ayrıcalık olur.
And it would be an honor... to sail under his command again.
Ve onun komutasında tekrar denize açılmak benim için bir onurdur.
It would be an honor for me to die in such circumstances.
Bu koşullarda ölmek benim için şeref olurdu.
Thank you. It would be an honor.
- Teşekkürler.Bir onur olur.
- It would be an honor
- Onur duyar.
Well, I suppose it would be an honor.
Şey, sanırım bundan şeref duyarım.
It would be an honor to lay my life on the line for you.
Sizin yolunuza hayatimi vermek onurdur.
- It would be an honor.
- Benim için bir onurdur.
It would be an honor Queen Brunhild.
Onur duyarım... Kraliçe Brunhild.
Well, it would be an honor for me, but I can't come today
Benim için şereftir, ancak bu gün gelemem.
It would be an honor she will never forget if you would spend the night with her.
Acaba birkaç fare yakalayıp onlara kürek çekmeyi mi öğretsem?
It would be an honor to have you research in this institution.
Bu hapishanede, araştırma yapmanız bizim için bir onurdur.
It would be an honor.
Bu bir şereftir.
It would be an honor to accompany you on this dangerous journey.
Hayır, bayan. Bu tehlikeli yolculukta size eşlik etmekten gurur duyarım.
- It would be an honor.
- Benim için onurdur.
It would be an honor to help you prepare for your journey.
İsteklerinizi yerine getirmek bizim için onurdur.
No, no, no, it would be an honor, a privilege.
Hayır, hayır, hayır, bu benim için bir onur, bir şereftir.
It would be an honor if you were to accept it.
Eğer kabul buyurursanız, şeref duyarız.
Sure, it would be an honor for us, Great Gam Gam.
Tabi bizim için onurdur, Büyük Gam Gam.
Landfill it would be an honor if you would join us.
Fıçı bize katılırsan bu bizim için büyük onur olur.
It would be an honor for us.
Bu bizim için bir şereftir.
It would be an honor to work at Warner Bros., with its rich pedigree...
Eğlence sektöründe çalışmak istiyorum. Warner gibi büyük bir şirkette çalışmaktan gurur duyarım.
It would be an honor to render assistance in any way we possibly can.
Her türlü yardımı sunmaktan onur duyarız.
It would be an honor to represent New York's 14th district.
New York'un 14. bölgesini temsil etmek benim için bir onurdur.
It would be an honor.
Bu bir onurdur.
It would be an honor.
Beni onurlandırırsınız.
I would deem it an honor if you'd at least stay the day and be my guest at the hunt.
- Evet? Bugün de kalıp benim konuğum olarak ava katılırsanız gurur duyarım.
It would be an honor.
Onur duyarım.
If you understood what an honor it was to be chosen you would not be fighting us.
Eğer seçilmiş olmanın nasıl bir onur olduğunu anlasaydınız... bizimle dövüşüyor olmazdınız.
If you are in agreement, Pa'u Zhaan, it would be an honor and a pleasure... to share the future with you.
Ve ben de kabul ederdim.
First I would like to say... what an honor it is to be here before you in this position. And I hope to serve up to the standards which President Evans set for me in that introduction.
İlk önce beni böyle bir görevle onurlandırdığı... ve sizinle şu anda bu pozisyonda konuşmama neden olduğu... için Bay Evans'a... teşekkürlerimi bildiriyorum.
If you are in agreement, Pa'u Zotoh Zhaan, it would be an honor and a pleasure,
Eğer sen de kabul edersen, Pa'u Zotoh Zhaan,
Because it would be such an honor to help the great Supergirl out of a jam.
Çünkü böyle bir beladan... Supergirl'ü kurtarabilmek büyük onurdur.
I would just like to take this moment to... say that it's been an honor to be your social chair this year...
Biraz zamanınızı almak istiyorum... Bu sene sosyal etkinlikler başkanı olmak benim için bir gurur...