Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Itching

Itching перевод на турецкий

646 параллельный перевод
Only these boys of mine have itching fingers.
Ama bu çocukların parmakları çok kaşınır.
Well, my brain gets to itching'inside sometimes, I gotta scratch it.
Bazen kafamın içi kaşınıyor, ben de kaşıyorum.
I'm itching to break the news.
Haberi hemen vermeliyim.
They keep itching for me to go places.
Bir yerde durmayıp, sürekli dolaşmak için kaşınıyorlar.
He said his feet were itching for a new place.
Ayaklarının yeni bir yer için kaşındığını söyledi.
As you get along in the world, you'll lose that itching in the feet.
Sen başarıIı oldukça, ayaklarının şu kaşıntısı kaybolup gidecek.
- They keep itching for me to go places.
- Sürekli dolaşmak için kaşınıyorlar.
It's stopped itching, like the doc said it would.
Kaşıntı durdu, aynen doktorun dediği gibi.
He's itching to be called boss.
Patron diye çağrılmak için can atıyor.
Our good friend, the district attorney is just itching to open a letter that I left with him.
Sevgili dostumuz bölge savcısı... şu anda ona bıraktığım bir mektubu açmak için kıvranmakta.
Kid, we got us a little bank in Cedar that's just itching to be charged.
Cedar'da gel bizi soy diye bağıran küçük bir banka var.
It's just itching, I tell you.
Resmen gel bizi soy diyor.
She was so like all us writers when we first hit Hollywood... itching with ambition... panting to get your names up there.
Hollywood'a ilk geldiğimiz zamanki halimize benziyordu, tutkuyla kavruluyor, adımızı bir yerlere yazdırmaya çalışıyorduk :
I know you're itching to leave.
Gitmek için can attığını biliyorum.
I've decided that the formula is the most dubious discovery since itching powder. - And just about as useful.
Biliyor musun, bu buluş kaşıntı tozundan bu yana gelmiş geçmiş en şüpheli buluş ve yararı da aynı sayılır.
Let me tell you, Cassius, you yourself are much condemned to have an itching palm, to sell and mart your offices for gold to undeservers.
Bana bak Cassius, senin için de bana gözü parada diyorlar. Devlet işlerini para karşılığı değersiz kişilere veriyormuşsun.
I an itching palm!
Benim gözüm parada ha!
Ηe's itching for trouble.
Belasını arıyor bu.
Finger's just itching on the trigger.
Tetikteki parmağı kaşınıyor.
Sure itching to use that thing again, ain't you?
O şeyi yeniden kullanmak kaşındırıyor, değil mi?
When one man goes down, there's always another itching... to take his place.
Bir adam ölünce, onun yerini almaya hevesli biri hep çıkar.
So, you're itching to get married and start on your honeymoon.
Evlenip balayına çıkmak için sabırsızlanıyorsun demek.
You walk out of a prison as dumb as you go in itching for the same trouble that put you there in the first place.
Çıkarken de girerken olduğu kadar salaksınızdır. İlk iş olarak sizi buraya tıkan belayı yeniden ararsınız.
- You itching to get back to California?
- Kaliforniya'ya dönmeye can atiyorsun.
I was itching to, but I didn't give it.
Söylemeye hazırdım ama vermedim.
This country is so dang big a man just gets used to moving around, so one day I got tired of watching the sun go west but I ain't itching'no more.
Bu ülke çok sıkıntılı, artık dönmek istiyorum. Bir günün akşamında Güneş batıya doğru gidiyordu ve ben sadece izledim. Ama artık özledim.
It started into itching, sir, so I just yanked her off.
Yaram kaşınmaya başladı, efendim, bu yüzden ben de çıkarıp attım.
The barber's been itching to get at that beard for years... but the natives have a picture of God with a beard... so priests have to wear beards in the Congo.
Berber bu sakala gıcık oluyor... ama yerlilerde Tanrı'nın sakallı bir resmi var... bu yüzden Kongo'daki papazlar sakal bırakmak zorundalar.
IT COULDN'T BE NO RARE. THE GUY WOULD BE A FOOL H ITCHING A RI DE ON A TURN P I KE.
Acaba neden hep karşıma çıkıyor.
YOU DIDN'T SEE ANYONE H ITCHING, DID YOU? NO!
Ama o zaman da çok uzun bir yolculuk olur.
Is your arse itching?
Götünüzde kaşıntı var mı?
That ass must be itching by now.
O popoyu çoktan kaşıntı almıştır.
Do you suffer from frequent itching?
Sık sık kaşınma şikayetlerin oluyor mu?
Their feet gets itching, and the next thing you know, they're packed and gone, waving at the rest of us from them ocean liners.
Yerlerinde duramıyorlar, bir de bakmışsın toplanıp hepimize el sallayarak transatlantiklere binip gidiyorlar.
This fabric is itching me, it's mutton wool.
Bu yer beni kaşındırıyor, sebebi buradaki koyun yünü.
I get a promotion and you Puerto Ricans get what you've been itching for :
Ben terfi ederim ve siz Porto Rikolular aradığınızı bulursunuz.
It was his itching foot that brought us here.
Bizi buraya getiren onun para hırsıydı.
but also costly and both companies were itching to earn money from tracks already laid.
Aralarındaki rekabet heyecanlıydı ama aynı zamanda da masraflıydı ve iki şirket de döşedikleri raylardan para kazanmak için çabalıyordu.
These men are itching to go.
Bu adamlar gitmeye can atıyor.
I am quite sure that they too are impatient and itching to go.
Eminim onlar da sabırsızdır ve gitmeye can atıyordur.
- Junior, what's itching you down there?
- Junior, derdin nedir?
And they're just itching to give that old nag the triple crown.
Bu yüzden o acuzeye üçlü taç vermek için can atıyorlar.
My hands all bandaged, and itching so I couldn't sleep?
Ellerim sargılıydı ve kaşıntısından uyuyamıyordum ya?
Intense itching that won't let me sleep.
Uyku tutmaz artık beni. Olunca böylesine şehvetli.
My arm is itching to do it, so I will.
Kolum bunu yapmak için kaşınıyor, yani yapacağım.
Oh, this itching is unbearable.
Ah, bu kaşıntı dayanılır gibi değil.
As though somebody had put itching powder on their skin. Precisely.
Birisi ciltlerine kaşıntı yaratan bir toz sürmüş gibi bir his.
Itching to sit on somebody's chest, and no takers.
Bunu hakedecek birinin göğsünde dursun, ve çapulculuk olmasın.
They all sit around and start itching, these partners.
Ve bu ortaklar şimdi oturmuş birbirini kaşıyor.
I can't bear the itching!
Kaşıntıya dayanamıyorum!
You had an itching for her.
Onu arzuluyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]