Jailed перевод на турецкий
266 параллельный перевод
A month later, she was jailed for treason.
Bir ay sonra, ihanetten hapse girmiş.
Day before she was jailed, Xiaoping Li sent a message indicating she had access to the designs.
Kadın hapse girmeden bir gün önce Xiaoping Li onun tasarımlara erişebileceğini belirtti.
Do you want to get us all jailed?
Hepimizin hapse girmesini mi istiyorsun?
These boys have been jailed for months.
O 2 çocuk aylardır içeride kalıyor.
He stays out all night, I never know where he spends the day, and now... lt's serious. lf the theft is proved, he'll be jailed.
Bütün gece dışarıda, gündüzleri de nerede olduğunu bilmiyorum ve şimdi de... Bu ciddi bir mesele. Eğer hırsızlık yaptığı kanıtlanırsa, hapse girer.
I get jailed for trying to buy a drink on election day and they have it delivered to their door!
Seçim günü içki almak için hapse düştüm Elim boş döndüm!
That don't mean we can't turn that key and keep you jailed up here'till freezes.
Bu ömrünün geri kalan kısmını burada tutamayız anlamına gelmez.
You could be jailed for this.
Bunun için hapse girebilirsin.
They've jailed his wife for cigarette smuggling.
Karısı karaborsa sigara satmaktan hapse girdi.
I had to go through the humiliation of been jailed, because of you. - Oh, it's you!
- Ulan o sensin!
Jailed for stealing hay.
Ot çaldığı için hapiste.
"Dave Hirsh home, is jailed after fight over woman."
"Memlekete dönen Dave Hirsh, kadın yüzünden kavga edince nezarete düştü."
Haven't they jailed you yet?
Seni daha kodese tıkmadılar mı?
Broke the company and jailed Mother Murphy.
Kadıncağız hapse de girdi.
- They jailed him.
Bunun için hapse girdi.
- Want to get us jailed or something?
- Hepimizi hapse mi attıracaksınız?
And that's why, for 20 years, we've been hounded... jailed, pushed out of windows, shot... and given the stiffest sentences?
Bu yüzden midir ki ; 20 yıldır takip ediliyor hapislere tıkılıyor, pencerelerden aşağı atılıyor, vuruluyor ve en ağır cezalara çarptırılıyoruz?
Jailed for taking a radical view of anything you can name a former priest, Jacques Roux.
Aklınıza gelebilecek her şeye karşı radikal tavırlar aldığı için tutuklandı sabık rahip, Jacques Roux.
He's being jailed for refusing to be a soldier?
Asker olmayı reddettiği için mi hapse atılıyor?
Caught, jailed, tried and gonna hang.
Yakalandı, yargılandı ve asılacak.
I fully intended to have you jailed, and I'm just the man who could do it.
Niyetim sizi hapse attırmaktı ve bunu yapabilecek biriyim.
Vago's jailed for collusion and that means premeditation!
Vago entrikadan hapsedildi ve bu tasarlama demek!
Eventually, I found out I'd been jailed for denouncing a captain, a friend of mine.
Bir hata olabileceğini söylediler, sabırlı olmam gerekiyormuş. Hiç şüphe yok seni salacaklar.
Radicals stay... they've been jailed by bourgeois justice
Radikaller içeride... Burjuva adaletince radikal davranışlarından dolayı hapse tıkıldılar.
I say this from the bottom of my heart... even if I'm to be disbarred and jailed... for I know of no better reason... to be disbarred and jailed.
Bunu tüm kalbimle söylüyorum. Barodan ihraç edilsem ya da hapse girsem bile... Çünkü barodan ihraç edilmek ya da hapse girmek için daha iyi bir neden göremiyorum.
He will be held until Vargas agrees to free the sympathisers he has jailed.
Vargas, hapse tıktığı üç sempatizanı serbest bırakana kadar tutacağız onu.
I'll have you jailed for insults.
Seni hakaretten hapse attırırım.
He could be killed or jailed by now.
Şimdiye kadar ölmüş ya da tutuklanmış olabilir.
Perhaps even jailed : Or I can keep you around. To amuse me :
Belki hapse bile attırabilirim veya beni eğlendirmen için çevremde tutarım.
If you don't return in 3 months... your father will be degraded to a civilian ; Past 6 months, your family will be jailed past 1 year, your family will be slaughtered
Babanın rütbesi alınıp sıradan bir sivil olacak 6 ay içinde dönmez isen, ailen hapsedilecek
Your father will be degraded to a civilian past 6 months your family will be jailed past 1 year, your family will be slaughtered
Babanın rütbesi alınıp sıradan bir sivil olacak 6 ay içinde dönmezsen ; ailen zindana atılacak 1 yıl içinde dönmezsen ; ailen katledilecek
I didn't know the police had jailed and beaten him.
Polisin onu tutukladığını ve dövdüğünü bilmiyordum.
Perhaps they've been jailed because their views aren't "correct."
Belki de kendi görüşleri "doğru" olmadığı için hapse atıldılar.
They've jailed more anarchists.
Yine anarşistleri hapse atmışlar.
Apparently a border patrol lieutenant, Jack Taggart... and 15 of his cohorts were jailed... for transporting illegal aliens across the border... assault, robbery, and attempted slavery.
Sınır devriye teğmeni Jack Taggart ve 15 adamı yabancı uyrukluları sınırdan yasadışı yolla geçirmek saldırı, hırsızlık ve köle ticaretine kalkışmaktan hapse girmiş.
Very well, those three will be jailed with Danton
Tamam. Bu üç adam Danton'la hapse atılacaklar.
We'll get jailed, but you two will get the boy's home. Understand?
Yoksa bizi hapse atarlar, siz ikiniz yetimhaneyi boylarsınız, anladınız mı?
You've been jailed twelve times.
12 defa hapse girdin.
Because White Zac's been jailed.
Çünkü Beyaz Zac kodeste.
That's what I thought that about Gordon when he was jailed.
Gordon hapse atıldığında da düşündüğüm şey buydu.
Thanks to you I was jailed for ywo months.
Beni iki ay hapsetmeniz sayesinde.
When the grandmother hears it... and finds out he's jailed, she has a heart attack and drops dead right on the spot.
Büyükannesi hapiste olduğunu duyunca kalp krizi geçirmiş ve hemen oracıkta ölmüş.
The demonstrators were jailed.
Göstericiler hapsedildi.
What do you mean? What can he be jailed for?
Hapse düşme ihtimali var mı diyorsun yani?
You jailed him?
Kim onu hapsetti?
If you don't give me back my money, I'll have you jailed.
Geri vermezsen hapse attırırım seni.
Many officers have been physically attacked... and more than three hundred eighty people... male and female, have been jailed in New York County.
Birçok memur fiziksel saldırıya uğradı ve ve 380'nin üzerinde kadınlı erkekli saldırgan New York Country hapishanesine gönderildi.
So he was jailed at Cayenne.
Cayenne'de hapse atılmış.
- And what if they get you jailed?
- peki hapse girersen ne olacak?
We'll have him jailed with the money he gave!
Biz para vererek onu hapse attıracağız!
Me, that I found you jailed in Moscow... so far away from your land...
# Görüyorum ki Moskova'da hapis kalmışsın...