Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ J ] / Jaywalking

Jaywalking перевод на турецкий

105 параллельный перевод
- I was practically jaywalking.
- Dikkatsiz yürüyen bir yayaydım işte.
Pretty soon, you'll start executing people for jaywalking.
Yakında, yaya geçidini kullanmayanları da | infaz edeceksiniz.
For what, jaywalking?
Neyden ötürü, önüne bakmadan mı yürümüş?
What's the charge for getting pushed out of a car, jaywalking?
Arabadan itilmenin, dikkatsizce yürümenin cezası ne?
Jaywalking.
Kırmızı ışıkta karşıya geçtim.
They'll ticket you for jaywalking.
Yoksa sana ceza keserler.
You know it's a $ 10 fine for jaywalking in Los Angeles? Shut up.
- Los Angeles'ta ışık ihlalinin cezası 10 dolar.
You're jaywalking!
Aylak aylak yürüyorsun!
What, was he jaywalking and you ran into him?
Ne o jaywalking ve ona koştu?
Jaywalking?
Kuralları mı?
Jaywalking?
Kuralları mı çiğnedim?
- Jaywalking. - Ask for his license.
- Kuraları çiğnemekten.
- License, for jaywalking?
- Ehliyetini sor. - Ehliyet mi?
Jaywalking.
Kırmızı ışıkta geçmek.
- Old lady was jaywalking.
- Yaşlı kadın dikkatsizce yürüyordu.
I was jaywalking.
Kırmızı ışıkta karşıya geçiyordum.
Well, jaywalking is a crime.
Ama biliyorsun, kırmızıda geçmek suçtur.
We got a handicapped guy jaywalking on Michigan. "Jaywheeling."
Michigan'da yaya kurallarına uymayan sakat biri. Araç kurallarına uymamış.
What are you gonna charge him with, jaywalking?
Onu neyle suçlayacaksın? Şehirde dolaşmakla mı?
- Jaywalking, I think.
- Kırmızı ışıkta geçmekten, sanırım.
It's called jaywalking. Slow down.
Yola öye atlanır mı?
Feds find an excuse, I do time for jaywalking.
FBI bir şey bulursa, kodesi boylarım.
Jaywalking or a visitor's pass?
Kırmızıda geçiş mi yoksa ziyaretçi mi?
Remember when Giuliani cracked down on jaywalking?
- Giuliani, önüne bakmadan yürümeyi yasaklamıştı, hatırlıyor musun? - Hayır.
I don't care if it's jaywalking, just bring'em in.
İsterse karşıdan karşıya geçme cezası olsun, getir bir şekilde.
Testing for blood on a hockey jersey is like handing out jaywalking tickets at a marathon.
Hockey formasında kan aramak samanlıkta iğne aramaktan farkı yok.
Jaywalking?
Kırmızı ışıkta geçme mi?
All we got on this guy is a warrant for jaywalking.
Elimizde sadece kırmızı ışıkta geçme cezası var.
a fuckin'jaywalking ticket!
Lanet olası bir kırmızı ışkta geçme cezası!
Not even... a jaywalking ticket?
Kırmızı ışıkta bile geçmemiş mi?
I was jaywalking.
Dikkatsizce yürüyordum.
On somebody jaywalking?
Biri trafik kurallarını mı çiğnemiş?
Yeah, someone was jaywalking, or urinating on the sidewalk, or throwing spitballs at a crossing guard.
Evet Alex. Biri trafik kurallarını çiğnemiş, Ya da yola işemiş.
They were charging me with jaywalking.
Yaya geçidinden geçmemekle suçladılar.
That's not called for, for jaywalking.
Yaya geçidinden geçmedi diye kimseye bu yapılmaz.
- So you got $ 42,000 for jaywalking?
Yaya geçidinden geçmedin ve 42.000 aldın!
Why not? Taylor's a stickler about jaywalking and he's town magistrate.
Taylor, caddeyi kurallara uymadan gelenlere karşı fazla titizdir.
Like jaywalking, double-parking?
Kırmızıda geçmek, hatalı park etmek gibi mi?
You ever heard of jaywalking?
Yaya geçidini duydun mu hiç?
Excuse me, how can you give him a ticket for jaywalking?
Affedersiniz, yaya geçidinden geçmediği için nasıl ona ceza verirsiniz?
When you write back... tell him I've been jaywalking.
Öyledir. Cevap yazdığında kırmızı ışıkta durmadığımı söyle.
Hmm... sheriff's department, speed dial... if this doesn't get me out of that jaywalking ticket... hello, inga.
Şerifin bürosuna hızlı bağlantı. Bu da bana dur denen yerlerden geçmemi sağlamazsa... Merhaba, Inga.
That leaves jaywalking and traffic violations for me?
Karşıdan karşıya uygunsuz geçmek ve trafikte kural ihlali de bana mı kalıyor?
Panhandling, bordering on assault... stealing private property, resale of stolen items... street vending without a permit... jaywalking.
Dilenmek, saldırıya teşebbüs etmek... hırsızlık, çalıntı mal satmak... izinsiz seyyar satıcılık... yaya geçidini kullanmamak.
So my probing exposé on the increase in jaywalking can wait. - We need to find this doctor.
Caddede dikkatsiz yürüyenlerdeki artış skandalı haberim bekleyebilir.
Truth is, I'm sick of the poor going to jail for jaywalking while millionaires kill each other without missing a massage.
Fakirler kırmızı ışıktan hapse girerken milyonerlerin masajlarını kaçırmadan birbirini öldürmesinden bıktım.
Swear to God, I'm seeing citations for jaywalking.
Yemin ederim, uygunsuz yürüme cezaları görüyorum.
- So is jaywalking. I don't like it.
- Evet ama hiç hoşuma gitmiyor.
that's jaywalking!
Sen dikkatsiz yürüyen!
Jaywalking.
- Orada dur.
Jaywalking, huh?
- Kırmızı ışıkta mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]