Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ J ] / Just like her mother

Just like her mother перевод на турецкий

192 параллельный перевод
She turned out to be just like her mother.
Tıpkı anası gibi çıktı.
Looks just like her mother.
Tıpkı annesine benziyor.
Just like her mother. No faith.
Tıpkı annesi gibi, güveni yok.
Just like her mother.
Tıpkı annesi gibi.
Just like her mother!
Aynı annesi gibi!
Ann looks just like her mother.
Ann, annesine çok benziyor.
I'm happy to say she's just like her mother.
Tıpkı annesine benzediği için mutluyum.
She's beautiful, just like her mother.
O, çok güzel, tıpkı annesi gibi.
Maybe she's a slut just like her mother.
Belki de annesi gibi kaltağın biridir.
Yes, just like her mother.
Evet, aynen annesi gibi.
Just like her mother!
Tıpkı annesi gibi!
Just like her mother, she's grown in to a fine and trusting adult.
Aynı annesi gibi büyüyüp güçlü bir yetişkin olmuş.
She's safe, just like her mother.
Kızın annesi gibi güvende.
She's no good, just like her mother before her.
Aynı annesi gibi iyi bir insan değil.
She was strong and real and messed up and wickedly honest, just like her mother.
Güçlüydü, altüst olmuştu ve dürüsttü, tıpkı annesi gibi.
She'll be gone in no time, just like her mother.
En kısa zamanda gidecek, aynı annesi gibi.
This girl is just like her mother
Bu kız aynı annesine benziyor.
Just like her mother.
Aynen annesi gibi.
She's always been like that, just like her mother.
Ne diyim, her zaman böyleydi, annesi gibi.
She looks just like her mother.
Aynı annesine benziyor.
But he had to quit prospecting... twenty feet away from mother lode, just like always.
Ama maden arama çalışmasına her zamanki gibi ana damara altı metre kala son verdi.
Looks just like her mother!
Nasılda annesine benziyor.
Looks just like me mother, rest her soul.
Anneme benziyordu, Ruhu huzur bulsun.
I just sent Patience into her mother and I hadn't planted out no more than another hour box, when Hugh McCarthy come running up looking like he'd seen a ghost.
Patience'ı annesine gönderdim. Ve henüz fala bir zaman olmamıştı ki Hugh McCarthy sanki hayalet görmüş gibi koşarak geldi.
In my memory, my... My mother's very important to me, just like her words.
Hatıralarımda annem... annem tıpkı kelimeleri gibi, benim için çok değerlidir.
I'm just trying to help Mother. She doesn't need help. Marriage is her hobby, like bridge or dog-breeding.
Evlilik onun hobisi tıpkı briç oynamak ve köpek beslemek gibi.
Look, I know I'm just his brother, but I've been like a mother and a father to him... and I know I can get overprotective, but...
Bak, onun sadece kardeşi olduğunu biliyorum, ama ben ona her zaman anne / baba gibi oldum... ve biliyorum biraz fazla korumacı olabilirim, ama
Just like her mother.
Annesi gibi.
You know, I always thought I'd fall for a woman just like Mother.
Her zaman annem gibi bir kadına tutulacağımı sanırdım.
Just like your mother has somebody in her head.
Tıpkı annenin birini aklından çıkartamadığı gibi.
Look, if you hate your mother so much... why work so hard to be just like her?
Annenden bu kadar nefret ediyorsan neden ona benzemek için bu kadar uğraşıyorsun?
I suppose you were just like a mother to them. You did everything for them.
Onlara annelik yapmışsınız ve gereken her konuda yardımcı olmuşsunuz.
Mother, you'll see how everything... is going to be like it was, just like it used to be! "
Anne, görürsün bak her şey eskiden nasılsa yine öyle olacak.
And it's always hot when I dance, just like my mother.
Ve dansederken her zaman sıcaktır. Tıpkı annem gibi.
Oh, she looks just like her mother.
Bebeğin kız olduğunu mu söylüyorsun?
Our daughter is going to have a mixed heritage, just like her mother.
Hepsi bunun yüzünden, öyle değil mi?
Just like her mother.
Yorulmuşlar.
I had a mother-in-Iaw like that, I just might take a swing at her myself.
Öyle bir kayınvalidem olsa ben de kaçardım herhalde.
Just like her mother.
Aynı annen gibi.
She lied to her mother, just like she lied to me the other four times she took off for days on end, each time leaving out on the open road another piece of her innocence, and my Jetta.
Annesine yalan söyledi, aynen dört kez yaptığı gibi. Günlerce gitti, her seferinde yola çıktığında masumiyetinden ve Jetta'mdan bir parçayı bırakarak.
To have Black Canary's daughter... watch her own mother die, just like I watched my father die.
... Benim babamın ölüşünü seyrettiğim gibi kanaryanın kızı da, onun ölümünü seyredecek.
I think she just took off... like her mother.
Bence kaçtı. Tıpkı annesi gibi.
Just like my mother... with her futile schemes to regain power for the House Corrino.
Tıpkı annem gibi... Corrino hanedanı üzerindeki beyhude projeleri gibi.
You're just like your mother and her stupid GDR-inputs.
Annen ve onun GDR saçmalıkları gibisin
Listen, "Doctor", while we're on me just for a second, my very pregnant ex-wife would like me to take a couple of days off and travel to her mother's house so we can reconnect as a family.
Dinle, "Doktor", bir saniyeliğine bana dönersek, hamile eski karım, bir aile olarak tekrar birleşebilmemiz için, kendisini birkaç günlüğüne annesine götürmemi istiyor.
Just like she saw her mother fall.
Tıpkı annesinin düştüğünü gördüğün gibi.
Or maybe it was just her mother who didn`t like it.
Belki de annesi esasında bundan hoşlanmamıştı.
Your mother's ruined the whole night, just like she's ruined every other night!
Annen her akşamı mahvettiği gibi bu akşamı da mahvetti!
- Just like I had with her mother.
- Annesinde yaptığım gibi.
Poor little girl. Always afraid you'd end up just like your mother who says things she shouldn't see.
Zavallı. her zaman korktun sonunun annen gibi olmasından, görmemesi gereken, şeyleri gördüğü için.
My mother would be waiting at the door... with a full pot of coffee... on the stove, just like before.
Annem kapıda bekliyor olur, bir çaydanlık dolusu kahve her zamanki gibi sobanın üzerindedir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]