Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ K ] / Kaleb

Kaleb перевод на турецкий

177 параллельный перевод
Simply instruct her to proceed to the Kaleb Sector.
Sadece ona Kaleb Sektörü'ne ilerlemesi için talimat verin.
- The Kaleb Sector? .
- Kaleb Sektörü mü?
Now... proceed on course, bearing 102 mark four, to the Kaleb Sector.
Şimdi, 102-4 rotasında, Kaleb Sektörü'ne doğru ilerlemeye başla.
- Why there?
Kaleb Sektörü'ne neden gitmeliyiz?
A Corvallen freighter is arriving in the Kaleb Sector in 12 hours.
Önümüzdeki 12 saat içerisinde Kaleb Sektörü'ne varacak bir Corvallen gemisi var.
Cmdr Riker, set a course for the Kaleb Sector, warp factor eight.
Binbaşı Riker, Kaleb Sektörü'ne bir rota ayarlayın, warp 7 hızında.
At the Kaleb Sector we'll rendezvous with a Corvallen freighter.
Kaleb Sektörü'ne vardığımızda, bir Corvallen yük gemisi ile buluşacağız.
- Kaleb, yes.
Kaleb da dahil.
McKAY : What did you tell Kaleb?
Kaleb'a ne söyledin?
If you can convince Kaleb not to make Tofurky. No promises!
Eğer Kaleb'ı hindi yapmamaya ikna edebilirsen.
Kaleb.
Kaleb.
Have you seen Madison or Kaleb?
- Madison ve Kaleb'i gördün mü?
This is Kaleb, her husband.
Bu Kaleb,
Kaleb?
Kaleb?
Roast kaleb or boiled kaleb?
Kaleb tava mı, Kaleb haşlama mı?
The honor of today's hunt is savan's And kaleb's.
Bugünkü avın şerefi Savan'a ve Kaleb'e ait.
Your blow brought it down, But it was kaleb's skills that led us here.
Senin vuruşun onu öldürdü, ama bizi buraya getirmek Kaleb'in hüneriydi.
Kaleb!
Kaleb!
You've got no business here, kaleb.
Burada işin yok, Kaleb.
He's right, kaleb.
O haklı, Kaleb.
Kaleb, it is the elders who have kept us safe, Not our father.
Kaleb, bizi güvende tutan ihtiyarlar, babamız değil.
It's been almost three years, kaleb.
Neredeyse üç yıl oldu, Kaleb.
Don't leave me, kaleb.
Beni bırakma, Kaleb.
Kaleb, listen to the elders.
Kaleb, ihtiyarları dinle.
What if kaleb's right?
Ya Kaleb haklıysa?
Kaleb, what is this?
Kaleb, bu ne?
Kaleb was right.
Kaleb haklıydı.
Kaleb is not dead.
Kaleb ölmedi.
If kaleb can do what his father did, Think what that would mean.
Kaleb babasının yaptığını yapabilirse, ne anlama geleceğini bir düşün.
Because i met kaleb's father.
Çünkü Kaleb'in babasına rastladım.
It was your father, kaleb, Who discovered the cure.
İlacı keşfeden, babandı, Kaleb.
If we can keep kaleb alive, He will be able to carry on his father's work.
Kaleb'i hayatta tutabilirsek, babasının işini üstlenebilir.
You're the only one who can read, kaleb.
Okuyabilen tek kişi sensin, Kaleb.
I would have listened to kaleb.
Kaleb'in sözünü dinlemiş olacaktım.
You know that kaleb must find his father's work.
Kaleb'in babasının işini bulması gerektiğini biliyorsun.
Jaret's son, kaleb...
Jaret'in oğlu, Kaleb...
Kaleb and two others have gone to get the yellow powder.
Kaleb ve iki kişi daha sarı tozu almaya gittiler.
Tell kaleb to keep his promise and continue his father's work.
Kaleb'e sözünü tutmasını ve imalata devam etmesini söyleyin.
[Kaleb coughing] He has to breathe it in.
Tozu içine çekmeli.
Kaleb, can you hear me?
Kaleb, beni duyabiliyor musun?
Kaleb, we have the powder, But we have to leave now.
Kaleb, tozu aldık, ama hemen gitmeliyiz.
We have kaleb.
Kaleb var.
Kaleb...
Kaleb...
Kaleb must survive.
Kaleb yaşamalı.
I did, but I'm still trying to figure out how to value Kateb's slaughter of multiple schoolgirls.
Ettim ama hâlâ Kaleb'in bir sürü okullu kızı öldürmesine değer vermenin yolunu arıyorum.
Kaleb still talks about that night in room 210.
Kaleb, hâlâ 210 numaralı odada geçirdiğimiz geceden bahsediyor.
And the boy is Kaleb, adopted in Uganda when he was four.
Oğlanın adı Kaleb, 4 yaşındayken Uganda'dan evlat edinilmiş.
- I'm Kaleb.
- Ben Kaleb.
- Hi, Kaleb,
- Merhaba, Kaleb.
- Kaleb.
Kaleb.
[Kaleb wincing] Can you run?
Koşabilecek misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]