Karachi перевод на турецкий
196 параллельный перевод
If you laid them all end to end, figuring an average height of 5 feet 6 1 / 2 inches they would reach from Times Square to the outskirts of Karachi, Pakistan.
Ortalama olarak boyları 1 m 69 santim olan bu insanları yanyana dizseydik Times Meydanı'ndan Pakistan'daki Karaçi'nin varoşlarına kadar erişirlerdi.
Basil, I've been one step ahead of you since you boarded at Karachi.
Basil, Karaçi'den bindiğimizden beri senden bir adım öndeydim.
They flew TWA from Karachi. They have a 48-hour visa.
Karachi'den TWA'ya uçmuşlar 48 saatlik vizeleri var.
Singapore, Karachi, even Moscow.
Singapur, Karachi, hatta Moskova.
Karachi, Calcutta, Madras, Bangalore.
Karaçi, Kalküta, Madras, Bangalor.
U.S. consulate, Karachi.
Karachideki Amerikan konsolosluğundan.
I know all your gorgeous family in Karachi.
Karachi'deki tüm o harika aileni tanıyorum.
Every day in Karachi... your other uncles and cousins come to our house... for bridge, booze and VCR.
Karachi'de hergün diğer amcaların ve kuzenlerin bizim eve gelir, buzdolabını ve videoyu kullanıp viski içerler.
I know a great restaurant in Karachi.
Karachi'de bildiğim güzel bir restoran var.
But when I got to the Pakistani border... there was a giant shopping mall... called the Karachi Galleria.
Ama Pakistan sınırına vardığımda... orada dev bir alışveriş mağazası vardı... Karaçi Galerya adlı.
Karachi, Bangkok, then Peking.
Karaçi, Bangkok ve Pekin " de görüldü.
Kinshasa, Karachi, Bangkok and Peking.
Kinshasa, Karaçi, Bangkok ve Pekin.
London, Kinshasa, Karachi :
London, Kinshasa, Karachi :
"Venture to Karachi on the rugged Grand Trunk Road which, while breathtaking is prone to landslides and firefights by warring sectarian factions."
"Engebeli Grand Trunk Yolu'nda... ... Karachi'ye doğru bir yolculuğa çıkın, nefes kesse bile heyelan... ... ve zaman zaman olan yangınlarıyla mezhep gruplarını endişelendirebilir."
Do you remember the cultural attaché in Karachi?
Karaçi'deki Kültür Ateşesi'ni hatırlıyor musun?
'Indian fishermen freed from the jail in Karachi.'
"Hintli balıkçılar Karaçi'deki hapishaneden kurtuldu."
Tell the General that it's easy to talk nonsense sitting in a guarded room in Karachi.
Generalineze Karaçi'deki güvenli ofisinden, ahkam kesmenin kolay olduğunu hatırlatın.
He has come all the way from Karachi to attend this meet.
Festivale katılmak için Karaçi'den buralara kadar geldi.
What did you eat in Karachi?
Karachide ne yadin?
Not in Karachi.
Karachi'de değil.
Mark Karachi?
Mark Karachi?
I didn't see him again until a week later, when we were scheduled to fly out of there for Karachi.
Bir hafta sonrasına kadar onu hiç görmedim, ta ki bir hafta sonra Karachi ye gitmek üzere havaalanına gidene dek.
Karachi, Istanbul, Taipei.
Karaçi. İstanbul. Taipei.
Karachi, all of them, even London.
Karaçi, Londra.
And you're asking me to check up on whether 20 years ago, some Mr Harakat really was a trainee shelf-stacker at the Karachi Pic'n'Mix?
Ve sen benden 20 yıl önce Bay Harakat diye birinin stajyer ajanımız olup olmadığını kontrol etmemi istiyorsun? Basitçe soracağım
I was in Karachi at the time.
Ben o zamanlar Karachi'deydim.
First the President Palace bombing then Karachi Oil refinery.. .. and last year it was the plane hijacking.
Önce Başkanlık Sarayı'nın bombalanması sonra Karaçi petrol rafinerisi ve geçen yıl uçak kaçırma olayı...
Crowds marching in the streets of Karachi today
Karaçi'de halk sokaklara döküldü.
We spent about a week in Karachi. Walked around sightseeing.
Karaçi'de yaklaşık bir hafta kaldık.
They were supposed to come to the Village, but, instead I ended up going to Karachi.
Onların köye gelmeleri gerekiyordu ama sonunda ben Karaçi'ye gittim.
When Shafiq came back to Karachi, he brought his cousin Zahid with him.
Şefik, Karaçi'ye kuzeni Zahid ile geldi.
From Pakistan, Karachi.
Pakistan, Karaçi.
From Karachi to Bogota every kidnapper's favorite resource is a corrupt employee.
Karachi'den Bogot'a kadar Bütün adam kaçıranların favori Kaynağı ahlaksız bir çalışandır.
I just came to tell you that Daddy, mummy, me and Susan... will be going to Karachi for a few days.
Sana, annemin, babamın, benim ve Susan'ın... birkaç gün içinde Karachi'ye gideceğimizi söylemek için geldim.
We flew to Karachi, one of the largest cities in the world.
Dünyadaki en büyük şehirlerden biri olan Karaçi'ye uçtuk.
Only Karachi.
Sadece Karaçi.
" He has gone to Karachi for a few days.
" Birkaç günlüğüne Karaçi'ye gitti.
" I will arrange an appointment with the Sheikh in Karachi for you
" Karaçi'deki Şeyh'le sana bir randevu ayarlayacağım.
John, listen, I'm with Mariane Pearl in Karachi and Danny went for an interview earlier on today and he hasn't come back yet.
John, dinle, Karaçi'de Mariane Pearl'le birlikteyim. Danny bu sabah erkenden bir röportaja gitti ve henüz dönmedi.
It was the best we could find in Karachi.
Karaçi'de bulabildiğimizin en iyisiydi.
Bashir in Rawalpindi, Imtiaz Siddique here in Karachi and Gilani, wherever he is.
Rawalpindi'deki Bashir ile, burada, Karaçi'deki Imtiaz Siddique ve yeri meçhul Gilani arasında o var.
No, no, to Karachi.
Hayır, hayır, Karaçi'ye gel.
Just because he was taken in Karachi doesn't mean he's still here.
Karaçi'de kaçırılmış olması hala burada olduğu anlamına gelmez.
And the Sony TV dealer was frequently calling another man in Karachi.
Ve bu Sony bayisi sık sık Karaçi'den bir adamı aramış.
" Miss Nomani is staying at a house in Karachi
" Bayan Nomani Karaçi'de aylık 40,000 Rupi...
According to Karachi police, we can confirm now that he is dead.
Karaçi polisine dayanarak artık öldüğünü teyit edebiliyoruz.
His body was found dumped outside of a car in downtown Karachi.
Bir araçtan atılmış cesedi Karaçi merkezinde bulundu.
- He lives in Karachi.
- Karaçi'de yaşıyor.
- Is he in Karachi now?
- Şu an Karaçi'de mi?
" Now Mr. Bush can find his body in the graveyards of Karachi.
" Sayın Bush onun ölü bedenini Karaçi'deki mezarlarda bulabilir artık.
We landed at Karachi.
Karaçi'ye indik.