Karton перевод на турецкий
724 параллельный перевод
♪ Stapler, ten pencils ♪ ♪ Paperback copy of Arabian Nights ♪ ♪ Dog bone, remote control ♪
Zımba, on tane kalem, Arabian Nights'ın karton kapaklı baskısı köpek kemiği, uzaktan kumanda
But they weren't about tramps, lockouts, sweatshops, people eating garbage in alleys and living in piano boxes and ash cans.
Ama onlar, serseriler, işsizler, emeği sömürülenler... sokak aralarında çöp yiyip karton kutuların içinde yaşayanlar hakkında değildi.
Remember you owe Rick's 100 cartons of cigarettes.
Rick'in yerine 100 karton sigara borcunun olduğunu unutma.
I've been thinking, cigarettes sell for 60 cents a carton on the boat here.
Düşünüyorum da bu gemide 1 karton sigara 60 sente satılıyor.
But in Chungking, I hear the boys will pay seven bucks.
Ama Şangay'da 1 karton sigara 7 dolarmış, millet öyle söylüyor.
- 12 cartons of cigarettes.
- 12 Karton sigara.
- 12 cartons?
- 12 Karton mu?
No cardboard for us.
Bizde karton kullanmak yok.
Cut up some tin or maybe cardboard.
Ya da uydur bir şeyler. Teneke ya da karton kes.
Only six cartons
# Yalnızca altı karton sigara.
Now I'm general manager of the Higgins Paper Box Company.
Şimdi Higgins Karton Kutu Şirketi'nin genel müdürüyüm.
Your heart and soul are in horses, and you're making paper boxes.
Yüreğin ve ruhun atlarda ama sen karton kutu yapıyorsun.
Gonna make the paper boxes.
Karton kutuları yapacağım.
Higgins Enterprise is doing fine, except the Higgins Paper Box Company.
Higgins Şirketi gayet iyi gidiyor. Higgins Karton Kutu Şirketi hariç.
Let's get back to the paper boxes, huh?
Karton kutulara dönelim, tamam mı?
I put you at the head of the Higgins Paper Box Company, the most successful of the Higgins Enterprises.
Seni Higgins Karton Kutu Şirketi'nin başına geçirdim. Higgins Şirketlerinin en başarılısının.
But me, boy, I have nothing in common with paper boxes.
Ama benim karton kutularla hiç ortak yönüm yok.
I fell in love with your daughter, so I get a year in a paper-box factory, where, since 1889, the Higgins Enterprises have made a paper box for 4 cents and sold it for 5.
Kızına âşık oldum ve bir yıl karton kutu fabrikasında geçirdim. 1889'dan beri Higgins Şirketleri karton kutular yapar. 4 sente yapar, 5 sente satar.
It looks like you wrapped all your horse sense in one of those paper boxes.
Görünüşe göre bütün mantığını, o karton kutulara saklamışsın.
I know the others have been talking to you about the paper-box factory.
Diğerlerinin karton kutu fabrikası hakkında konuştuğunu biliyorum.
My fault the man doesn't like paper boxes?
Adamın karton kutu sevmemesi benim suçum mu?
You can't sell the paper-box factory.
Karton kutu fabrikasını satamazsın.
All cardboard, all hollow, all phony, all done with mirrors.
Hepsi karton, boş, sahte aynalarla yapılmış.
He used to receive a weekly carton of cigarettes from Olga Kirshen's lunch stand.
Her hafta "Olga Kirshon'ın Yemek Standı" ndan bir karton sigara gelirdi.
He keeps a carton or more in there all the time.
- Hayır. Orada hep bir karton ya da daha fazlasını saklar.
I'll show you some inkblot cards.
Size mürekkep lekeli birkaç karton göstereceğim.
Over a carton.
Hem de bir karton için böyle konuşuyorsun.
"... 20 cartons toothpaste, 1 / 4 ton frozen food.
"... 20 karton diş macunu, çeyrek ton donmuş gıda.
If you don't want that carton, I'll just take it along.
Bu karton lazım değilse onu alabilirim mesela.
Mrs. Verber wanted a large carton, so I brought it over for her -
Bayan Verber büyük bir karton istemişti, ben de onu götürdüm.
A carton?
Karton mu?
A carton that large would hold a lot of toys.
O büyüklükteki bir karton çok fazla oyuncağı içine alabilir.
That carton.
Karton kutu.
What carton?
Ne karton kutusu?
Large carton.
Büyük bir karton kutu.
I sure didn't see any carton.
Orada karton bir kutu görmediğime eminim.
But then, only day before yesterday, as I was leaving here after lunch... the hall man handed me a carton of cigarettes and said... Harry the billiard-room attendant had sent them up.
Ama sonra, evvelki gün, öğlen yemekten sonra buradan ayrılırken, kapı görevlisi bir karton sigara uzattı ve bilardo odası görevlisi Harry'nin gönderdiğini söyledi.
Get a carton.
Bir karton alalım.
Carton of Mullhall, please.
Bir karton Mullhall, lütfen.
- I've got some cartons in the back.
- Arka tarafta birkaç karton kutu var.
Five cartons of cigarettes.
Beş karton.
How'd you like to make five cartons apiece? Five?
Adam başı beş karton sigaraya ne dersiniz?
Thirty cartons of cigarettes.
30 karton sigaraya mal oldu.
He traded them with an American war correspondent for two cartons of cigarettes.
Onları iki karton sigara karşılığı Amerikalı bir savaş muhabirine verdi.
He used to hole himself up at your place for days with a case of whiskey.
Eskiden bir karton viski ile günlerce buradan çıkmazdı.
In a carton.
- Bir karton kutuya koy.
The carton?
Karton nerede?
The Carton Bar.
Karton Bar.
Why'd you quit the Carton?
Karton Barı neden bıraktın?
I'm Keiko from the Carton Bar, and a customer of the bank.
Ben Karton Bar'dan Keiko, bankanın da bir müşterisiyim.
No.
- Hayır, onlar boş karton.