Kayaking перевод на турецкий
89 параллельный перевод
I was kayaking on the holodeck again.
Sanal güvertede kanoya biniyordum.
Kayaking again?
- Yine kano mu?
The, uh, Chief and I are supposed to go kayaking together in a holosuite.
Şefle birlikte sanal odada kano sporu yapacağız.
You weren't thinking of going kayaking by any chance?
Kano sporu yapmayı düşünmüyorsun, değil mi?
I misplaced the kayaking program.
Kano sporu programını kaybetmişim.
If you go kayaking tomorrow and something happens and you damage that golden shoulder, this streak will be over.
Yarın kano sporu yapmaya gidip de bu altın omuzu sakatlarsan galibiyet serin sona erer.
Well, look on the bright side. Now you have a new shoulder you might finally finish that kayaking program.
Olaya iyi tarafından bak, artık yeni bir omzun var,... sonunda o kano sporu programını bitirebileceksin.
Chief, remember the last time we went kayaking in the holosuite?
Şef, kano sporu yapmak için sanal odaya en son gidişimizi hatırlıyor musun?
Chip and I went kayaking eight miles today.
Chip ve ben bugün kanoyla sahilde 13 kilometre gittik.
Kayaking? - I love ocean kayaking.
Sesini yükseltmene gerek yok.
We could go kayaking in the holosuite.
- Sanal odada kanoya binmeye gidebiliriz.
What do you think has kept me kayaking for the last seven years?
Neden yedi yıl boyunca haftalarca aynı nehirde kayak yaptım dersin?
Kayaking.
Eskimo kayığı.
We went kayaking down the Colorado River the summer I was, what, 17?
- Evet. 17 yaşımdayken yazın CoIorado Nehri'nde kano yaptık.
Felicia has us all into kayaking.
Sık, sık kanoya bineriz.
We're going kayaking.
Kano kullanmaya gideceğiz.
Kayaking?
Kano mu?
COME ON UP, FIVE, FOUR, THREE, TWO AND- - ONE, TWO, THREE, FOUR- - WE'RE GOING KAYAKING.
Bacakları kaldırın, 5, 4, 3, 2 ve- - 1, 2, 3, 4- - Kayak yapıyoruz.
- No. - Extreme kayaking!
Hayır.
I went kayaking in the swamps of the barracas.
Bataklıklarda kayak yapmaya gittim.
Snorkeling, kayaking... you two are so ready for the pre-shacking-up test vacation.
Dalgıçlık, kayak... birbirinizde kalma öncesi deneme tatili yapmaya tam hazırsınız.
I'm going kayaking with friends in New Zealand.
Arkadaşlarla Yeni Zelanda'ya, kanoya binmeye gidiyoruz.
Mostly kayaking.
Genelde kanoya bineceğiz.
Which includes, among other things, sushi, dogs, kayaking... creepy-crawly things, and the color red.
... aralarında şunlarında bulunduğu liste, Suşi, köpekler, kayak tüyler ürpertici-korkunç şeyler, ve kırmızı renk.
CHRIS : Yeah. This is where we slept when we went kayaking.
Kano yapmaya gittiğimizde orada kalmıştık.
Want to come kayaking?
Kanoya binmek ister misin?
AND THEY CONVINCED HIM HAVING SEX WITH KIDS WAS OKAY WITH A LITTLE THING THAT GOES- - I THOUGHT THAT CLUB WAS FOR HIKING AND KAYAKING.
Süper Macera Kulübü'ne katıldı ve dönen bir şeyle çocuklarla seks yapmanın kötü bir şey olmadığını düşünmesine sebep oldular.
I'm kayaking!
Kayağıma bindim gidiyorum.
Decided to go kayaking with orca instead.
Bunun yerine katil balinalarla kano süreceğim.
Go kayaking?
Rafting mi?
They've got your kayaking, they've got your windsurfing, they've got your canoeing, they've got your jet skiing.
Kano sporları var, rüzgar sörfü var, - su kızağı var.
Oh, he... he wouldn't want it to interfere with your kayaking schedule.
Kayak planlarınızı alt üst etmek istemezdi.
How many of you don't take elevators or gave up skiing, biking, surfing, kayaking, whatever it might be?
Kaçınız asansöre binmiyor? Ya da kayaktan, bisikletten, sörften, kanodan ya da böyle şeylerden uzak duruyor?
Kayaking was so much fun.
Kayık gezintisi çok eğlenceliydi.
We did it all--you know, kayaking, dance classes, tantric sex.
Her şeyi yaptık. Kürek çekme, dans dersleri... - Tantracı seks.
The rest is a blank.The next thing I can remember with any clarity is being on a kayaking holiday two years later.
Sonrasını hatırlamıyorum. Sonrasında tek hatırlayabildiğim şey iki sene sonra bir kayak tatilinde olduğum.
Lovely town. We went kayaking, and you two rescued the mayor's dog which had wandered into the rapids.
Kayak yapmaya gitmiştik ve ikiniz Belediye Başkanı'nın köpeğini nehirdeki akıntıya kapılmadan kurtarmıştınız.
We're gonna go hiking in the rainforest, and kayaking down rivers and swimming under waterfalls.
Yağmur ormanlarında yürüyeceğiz, nehirde kanoya bineceğiz ve şelale altında yüzeceğiz.
It's this kayaking, camping expedition.
Kamp yapıp kanoya bineceğiz.
I can't fucking go all the way up to the Kern to go kayaking at this short a notice.
Bu kadar kısa zamanda karar verip de buradan Kern'e kadar gidemem.
What we're gonna do is, today we're gonna be kayaking down for a few hours...
Bugün, birkaç saat boyunca nehrin aşağısına doğru kanoyla gideceğiz.
So, on top of training for kayaking competitions, earning badges, and being a genius, he does your bookkeeping?
Yani tüm bu kayak yarışmaları eğitimlerine rozet kazanmalara, zeki olmaya ek olarak bir de evde defter tutuyor.
I could be in a kayaking accident.
Bir kayak kazasında olabilirim.
You've been doing exciting travelling and kayaking and dancing.
Heyecan verici geziler kayak yapıyorsun, dans ediyorsun.
No, because he smelled the way he smells after he's been kayaking In the morning.
Hayır. Çünkü sabahları kanoya bindikten sonra koktuğu gibi kokuyordu.
Kayaking.
Kano.
Why don't you go back to kayaking?
Neden kayığa tekrar başlamıyorsun?
After that, it's gonna be beach volleyball, trips to Cape Canaveral, and sea-kayaking with Gloria Estefan.
Sonrasında ise plaj voleybolu Canaveral Burnuna geziler ve Gloria Estefan'la deniz kanosu.
That's a kayaking course.
Bu bir kayak kursu.
Before I do, Linda, do you enjoy land kayaking?
Oldukça eğlencelidir. Eğlenceli olmasından çok meşakkatlidir.
After this is over. we could go kayaking on the Hudson sometime.
- Şey, bilirsin...