Kazan перевод на турецкий
25,194 параллельный перевод
Sabine, you make this choice and, win or lose, the Empire is going to be all over this system and the fleet.
Sabine, bu seçimi yaparak kazan ya da kaybet İmparatorluk bu sistemin her yerinde filonun ve bizim karşımıza çıkar.
This works, we all win.
Bu işe yararsa, hepimiz kazanırız.
I want freedom from the Empire as badly as you, but this battle can't be won on Ryloth alone.
Ben de en az senin kadar İmparatorluk'tan kurtulmak istiyorum fakat bu savaş sadece Ryloth'u kurtarmakla kazanılmaz.
Yeah, and you win by killing an Inquisitor.
Evet, bir Cezacı'yı öldürerek kazanıyorsun.
You win by surviving.
Hayatta kalarak kazanıyorsun.
See, the more kids that these companies place with foster families, the more money they make, so they're really... they're not too picky about who they place these kids with, and they don't have to because they operate outside of the government system.
Bakın, bu şirketler koruyucu ailelere ne kadar çok çocuk yerleştirirlerse o kadar çok para kazanıyorlar, ve onlar gerçekten bu çocukları kimin yanına yerleştirdikleri konusunda hiç de seçici değiller ve seçici olmak zorunda da değilller çünkü bu faaliyetlerini hükümet sisteminin dışında yapıyorlar.
They're paying her to get a bill passed because this bill will award more contracts to for-profit companies like them who are not motivated by welfare, but by money.
Ona, bu tasarının geçmesi için ödeme yaıyorlar çünkü bu şirket gibi kar amacı güden diğer şirketler bu tasarı sayesinde daha fazla sözleşme kazanıp Sosyal Yardımdan değil parayla motive olacaklar.
If I get in, the only way I go is if I get financial aid.
Eğer kazanırsam, gidebilmemin tek yolu, finansal yardım almak olur.
I hacked Postmates'proxy that supports the APN for my boyfriend's cell carrier. request to my affiliate link, meaning I get $ 10 coupons every time a sucker orders anything.
Postmates'in vekil sunucusuna girdim. Erkek arkadaşımın şebeke erişimini destekliyor. Kısacası bir enayi sipariş verdiğinde 10 dolarlık kupon kazanıyorum.
You win, you can confess to the JFK assassination for all I care.
Sen kazanırsan hiç umurumda olmayan JFK suikastlarını itiraf edersin.
You are agreeing to destroy a part of yourself, win or lose, so yes, this matters a great deal, actually.
Kendinden bir parçayı yok etmeyi kabul ediyorsun. İster kazan ister kaybet evet, bu aslında birçok şeyi etkiler.
You make $ 15 an hour.
Saatte 15 dolar kazanıyorsun.
We disrupt the investigation, the Dark Army wins.
Soruşturmayı aksatırsak Karanlık Ordu kazanır.
You go get yourself an education, and I'll watch it on TV.
Sen kendine güzel bir eğitim hakkı kazanırsın ben de seni TV'de izlerim.
Bring it home!
Kazanın!
For a living, you are a useful man.
İşe yarar bir adamsın. Böyle para kazanıyorsun.
Next point of mine, I win.
Bu sayıyı da alırsam kazanırım.
Maybe wars aren't meant to be won.
Belki savaşlar kazanılamazdır.
If we win we get the sweater back, if you win you get to keep it and Justin's going to throw in $ 100.
Biz kazanırsak hırkayı geri alacağız. Siz kazanırsanız hırka sizde kalacak ve Justin 100 dolar verecek.
Mulan, keep the cauldron going.
Sen kazanın başında dur, Mulan.
Maybe part of her doesn't want you to win and have everything change.
Belki de bir yanı senin kazanıp her şeyin değişmesini istemiyordur.
You earn them.
Kazanırsın.
And we still make... more than decent money.
Ayrıca yine de epey para kazanıyoruz.
If we win, you get another 50.
Kazanırsak, 50 dolar daha alırsın.
Yeah. You hand your hard-earned money to strangers and pray it comes back.
Zor kazanılmış paranı yabancılara verip geri gelsin diye dua ediyorsun.
You win everything.
Her şeyi sen kazanırsın.
Truth is, we both know I'm a little self-destructive, and... lately I've been on this roll where I love my job, I'm even doing well with the ponies, and I can sabotage myself when I have all that I want.
İşin doğrusu, ikimiz de biraz kendime zarar vermeyi sevdiğimi biliyoruz ve son zamanlarda şansım yaver gidiyor, işimi seviyorum hatta at yarışından bile iyi kazanıyorum ve tüm istediklerime sahipken kendimi sabote edebiliyorum.
The longer we wait, the more time he has to disappear.
Beklediğimiz sürece kaçmak için vakit kazanıyor.
If this Swedish prince helps you do it, then... go get him.
Bu İsveçli prens bu konuda yardımcı olacaksa git onu kazan o zaman.
Ten to one Sly nails it.
- Bire on Sly kazanır.
You win, we work for free.
Kazanırsan, bedava çalışırız.
We win, you double our fee.
Kazanırsak, iki katını ödersiniz.
Tie... goes to the house.
Beraberlikte... ev sahibi kazanır.
Got a, um... $ 75 scratch off, $ 12 exacta box for 180 bucks, and... and my picks for the weekend games.
Elimde 75 dolarlık kazı kazan kartı 12 dolarlık 180 kâğıt değerinde at yarışı kuponu ve hafta sonu oyunları için yaptığım seçmeler var.
What do you guys do for a living?
Sizler ekmeğinizi nereden kazanırsınız?
Well, you be sure to let us know when you win the Nobel Prize for boysenberry.
Böğürtlen dalında Nobel Ödülü'nü kazanınca bize haber vermeyi unutma sakın.
I am earning, isn't it?
Ben kazanıyorum, değil mi?
But not on the day of your accident!
Ama kazanızın olduğu gün değil!
When we win?
Ne zaman kazanıyoruz?
I hope that the Chicago Cubs win the World Series while you're in a coma.
Umarım Chicago Cubs sen komadayken dünya kupasını kazanır.
You leave now, they win.
Şimdi ayrılırsan, onlar kazanır.
- What, and just because I work harder and I stand to make more, then he benefits?
- Nasıl yani, ben daha çok çalışıp... daha fazla kazanırsam bu onun yararına mı oluyor?
I'm gaining on you.
Size kazanıyor edişinin.
I know. But let's face it... Shaw's winning.
Biliyorum ama kabul edelim, Shaw kazanıyor.
Buys us time.
- Zaman kazanıyoruz.
Your support would be a huge gain for Tel Aviv.
Desteğin Tel Aviv için büyük bir kazanım olur.
A huge gain?
Büyük kazanım mı?
You win this, you're taking me out for a drink.
- Bunu kazanırsan beni içki içmeye götürüyorsun.
Hey, who do you got for the Super Bowl?
Super Bowl'u kim kazanır?
Because you make twice the money.
Çünkü iki katı para kazanıyorsun.
Good things come to those who wait.
Sabırlı olan kazanır.