Kek перевод на турецкий
5,419 параллельный перевод
Caroline and I were offered money to buy out the cupcake store, and as my spirit animal, Kenny Rogers, once asked,
Caroline'a ve bana kek dükkanından çıkmamız için para önerdiler. Ruhani hayvanım Kenny Roger bir keresinde sormuştu :
Han, they're opening up a Whole Foods right near our cupcake shop.
Han, bizim kek dükkanının hemen yanına bir Whole Foods açıyorlar.
Look, Caroline, if this were truly a business transaction, you'd have cupcakes here to show me, but you don't.
Bak Caroline, bu bir iş görüşmesi olsaydı bana bakmam için kek getiridin ama getirmedin.
I can't believe I'm making cupcakes so you can go back for round two with that woman.
O kadının karşısında 2. raunda çıkman için kek yaptığıma inanamıyorum.
That's the best cupcake I have ever had, but I am still not giving you any money.
Bu hayatımda yediğim en iyi kek ama yine de sana beş kuruş vermiyorum.
And I appreciate the brownie.
Kek için teşekkür ederim.
Jimmy sent me on a delivery at 11 : 30- - a dozen red velvets to a beauty shop down the way.
Jimmy beni 11.30'da yolun aşağısındaki güzellik salonuna bir düzine kırmızı ıslak kek teslimatı için gönderdi.
Yeah, I-I'm thinking of ordering some cupcakes.
Evet, ben biraz fincan kek sipariş etmeyi düşünüyordum.
And I might even buy you a cake.
Hatta sana kek bile alabilirim.
What'd you do? Did you guys come here to tell me that I'm addicted to corn muffins?
Buraya mısırlı kek bağımlısı olduğumu söylemeye mi geldiniz?
But I baked you a pie.
Ama sana kek pişirdim.
Red paint, tomato juice, beets, red velvet cupcakes.
Kırmızı boya, domates suyu, pancar, kırmızı kadife kek.
♪ Kreplach, kugel, mandelbrodt ♪
# Tavuk, çörek, meyveli kek #
That's apparently Jewish for "dry cake."
Galiba "kuru kek" in Yahudicesi.
What, no cake?
Ne, kek yok mu?
That means between you, me, Brad, Carly, and the wrestlerettes, that'd be seven cakes.
Yani sen, ben, Carly, Brad, güreş-amigoları 7 tane kek olur.
I brought you a chiffon cake.
Size şifon kek getirdim.
Now, that is nice, but you will have your hands full baking cakes for every neighbor in Bluebell.
Bu çok hoş, ama BlueBell'deki her komşu için kek pişirmek seni epey bir yoracak.
Go bake some cupcakes, okay?
Git biraz kek pişir, olmaz mı?
Fruitcake?
Meyveli kek mi?
Is that fruitcake?
Meyveli kek mi o?
Muffin?
Kek?
I saw you yesterday, look the other way when the nun moved a contraband muffin.
Rahibe kendine kaçak kek alirken görmezlikten geldigini gördüm dün.
I hope you like cakes.
- Umarım kek seviyorsunuzdur.
So do I. We should have a bake sale.
Kek satışı yapalım.
Banana fritter, banana cakes, a Thracian dish called galvinta, hmm.
Muzlu börek, muzlu kek, galvinta denilen Trakya yemeği.
About a month ago, I used petty cash to buy two dozen mini-bundt cakes for a staff meeting.
Bir ay kadar önce, personel toplantısına iki düzine yuvarlak kek almak için nakit avans çektim.
I make a lemon drizzle.
Ben de limonlu kek yapabilirim.
Master? Some cake for you?
Kek yer misiniz efendim?
But the brownie... that was nice.
Ama yaptığın kek çok güzeldi.
LOIS Hey, everyone, I made brownies!
Millet, kek yaptım!
I love brownie day.
Kek günlerine bayılıyorum.
After sending muffin baskets and bouquets of flowers and homemade fried chicken to Gloriana's hotel in Birmingham, they finally agreed to a meeting.
Gloriana'nın Birmingham'daki otel odasına kek sepetleri ve çiçek buketleriyle ev yapımı kızarmış tavuk gönderdikten sonra sonunda benimle buluşmayı kabul ettiler.
Well, at least my diner's still open and successful, whereas your cupcake shop was so dumb, it failed.
En azından benim restoranım hâlâ açık ve işliyor. Ama sizin kek dükkanınız o kadar aptalcaydı ki kapandı.
That Danish I just ate cost 6 bucks.
Biraz önce yediğim kek altı papeldi.
Do you throw doughnuts at little kids on school buses, too?
Okul otobüslerinde çocuklara kek de fırlatıyor musun?
Coffee and muffin.
Kahve ve kek.
So who wants to go in the back and see how amazing our brand-new cupcake shop is?
Kim arkaya geçip yepyeni kek dükkanımızı görmek ister?
But how can you be opening your cupcake window right now?
Ama kek pencerenizi nasıl şimdi açarsınız?
We created the greatest, coolest, chic-est cupcake shop, and I love it!
En harika, en havalı kek dükkanını açtık. Burayı çok seviyorum.
Dude, can I get three dozen cupcakes?
Dostum, ben üç düzine kek alabilir miyim?
What will you two do next, sell cupcakes at the diabetes wing at the children's hospital?
Diğer yapacağınız şey ne sizin çocuk hastanesindeki şeker hastaları binasında kek mi satmak?
Because if you do, grab one of these poems that doesn't follow any of the rules of poetry, and move it back to the cupcake window.
Çünkü istiyorsan, şiir sanatının hiçbir kuralıyla alakası olmayan şu şiirlerden birini al ve kek dükkânın penceresinin oraya geri taşı.
Roland Glass died horrible death in front of our adorable cupcake window.
Roland Glass sevimli kek penceremizin önünde dehşet verici şekilde öldü.
I remembered that was your original cupcake shop goal.
Özgün kek dükkânı amacınızı hatırladım.
Ever since the business closed, you've got all this free time, and you don't know what to do with yourself.
Kek işi bittiğinden beri bir sürü boş zamanın oldu ama ne iş yapacağını bilmiyorsun.
You're right, ever since the business closed, I do have a huge hole.
Haklısın, kek işi bitti biteli Kocaman bir "boşluktayım."
Max, I know we said we were gonna do the cupcake business again, but now we have to make it real.
Max, kek işini tekrar açacağımızı söylediğimi biliyorum ama artık bu işi hayata geçirmeliyiz.
Well, it's just that if you put out a chocolate chip muffin, the chips should be evenly distributed throughout the muffin.
Eğer çikolata parçacıklı kek pişiriyorsan çikolata parçacıklarını kekin tamamına eşit bir şekilde dağıtman gerek.
HEY, THANKS FOR THE CUPCAKE, MAX.
Kek için teşekkür ederim, Max.
But kids are like pancakes.
İlk çocukta olabilir de çocuklar da kek gibidir işte.