Knives перевод на турецкий
2,209 параллельный перевод
Well, every single one of these knives tested positive for blood.
Pekâlâ, bütün bıçaklarda kan testi pozitifti.
What about the other knives?
Peki ya öbür bıçaklar?
And none of the blood on those knives came back to the victim. But I did get two CODIS hits from the knives that Hodges collected.
... ve bu bıçaklardaki kanlardan hiçbiri maktule ait değil ama Hodges'ın aldığı kan örneklerinden veri tabanında iki kurbana daha ulaştım.
We still only have one of the knives used to kill Nettles.
Nettles'ı öldüren bıçaklardan sadece bir tanesi elimizde.
Those other knives couldn't have gone very far.
Diğer bıçakları uzağa götürmüş olamazlar.
Okay. Yeah, maybe they took the knives with them.
Tamam, belki de bıçakları da giderken yanlarına aldılar.
All the knives I found match tool marks on the victim's body. And the prints we lifted match five of the bikers we have in custody, but none of them are talking.
Bulduğum bütün bıçaklar maktulün bedenindekilerle ve aldığımız parmak izleri de gözaltındaki motorcularla eşleşti ama hiçbiri konuşmuyor.
Any more knives?
Başka bıçak var mı?
Three Males With Knives
Bıçaklı 3 erkek.
Then machetes and knives, separated by blade length.
Sonra maşhateler ve bıçaklar. Bıçak uzunluğuna göre sıralanmış şekilde.
A bullet-proof suit is useless against knives.
Çelik yelek bıçağa karşı işe yaramaz.
But that can even block knives So wear it.
Ama kurşunları durdurabilir. Bu yüzden yeleği giy.
Uh, spoons go inside or outside the knives?
Kaşıklar, bıçakların iç tarafına mı dış tarafına mı konurdu?
- How about knives and crack?
- Peki, bıçaklar ve kokain?
- I think I saw some knives in the kitchen.
Sanırım mutfakta bir bıçak gördüm. Harika.
- Box cutters and kitchen knives.
Maket bıçağı ve mutfak bıçakları falan...
I don't supply knives.
Bıçakları temin etmiyorum.
Hopefully not a place with knives.
Bıçaklı bir yere değildir umarım.
They can't pick up knives and slaughter people.
Bıçak tutup, insanları öldüremezler.
- You like knives?
- Bıçakları sever misiniz?
You saw how good he is with knives.
Bıçak kullanmakta ne kadar usta olduğunu sen de gördün.
- You got x-Acto knives?
- X-Acto bıçaklarından var mı?
The guy with the knives?
Bıçaklı adam mı?
He could jump me just about anywhere, And I'd never know what hit me, 'Cause he's super fast and he has a thing for knives.
Beni anında paketleyebilir ve bana vuranın ne olduğunu bile anlamam çünkü inanılmaz hızlı ve bıçakla saldırıyor.
Your friend with the knives Just came and took it back anyway.
Bıçaklı arkadaşın geldi ve onu benden aldılar.
- Maybe this guy with the knives is like me, Just trying to get their life back,
Belki de bu bıçaklı adam benim gibidir hayatına geri dönmek için uğraşıyordur.
There'II be no need for any knives.
Bıçağa ihtiyacımız olmayacak.
Uh, gentlemen, collect all knives and remove the computers.
Beyler, bütün bıçakları toplayın ve bilgisayarları sökün.
He's gotta have those knives. Call the print shed.
Bıçakları bir yerlerde tutuyor parmak izi bölümünü ara.
The bones had the marks of knives, they had cut marks on the sides of the bones, so it's hard to get around the fact that there was butchery going on here, perhaps even cannibalism.
Kemiklerde bıçak izleri vardır, kemiklerin üzerinde kesik izleri vardır, bu yüzden gerçekte bir katliam mı yapıldı yoksa yamyamlık mı yapıldı bunu anlamak zordur.
Wow, that's a lot of knives.
- Bayağı bıçağın varmış.
They're my chef's knives.
- Bunlar şef bıçaklarım.
Well, that would bring us to large-end carving knives, machetes, cleavers.
Bu bizi geniş uçlu ve kesme bıçaklarına yöneltir. Palalar, satırlar.
Sixteen splenectomies, pretty sure he gets a set of steak knives with that.
16 splenektomi. Biftek bıçağı setinin işe yarayacağından eminim.
When every passing day, from the first election of Adolf Hitler as Chancellor in 1933, to Kristallnacht, to the Night of the Long Knives, to Anschluss, the occupation of Austria, to Sudetenland, Poland,
Her geçen gün, Adolf Hitler'in 1933 yıIında şansölye olarak seçildiği ilk günden itibaren Kristallnacht'dan, Uzun KıIıçların Gecesi'ne
Seriously? Are we gonna go on the road in search for this speedy guy with the knives and uncover some giant conspiracy?
Cidden yollara düşüp, bıçaklı hızlı adamı arayıp bulup dönen tezgahın ne olduğunu mu soracağız?
Some are for daily life - knives, needles, and so on - but there are also rather beautiful jewelry made of gold and silver, coins and so on that give the impression that this is a site of some importance.
Bazıları bıçak, iğne gibi günlük hayatta kullanılan eşyalar olsa da içlerinde bu bölgenin önemli bir yer olduğu izlenimi veren altın ve gümüşten yapılmış çok daha güzel mücevherler, sikkeler ve benzeri eşyalar bulunmaktadır.
Some plastic forks, knives, spoons.
Plastik çatal, bıçak kaşık.
Also, just a technical thing, if he hasn't already, Andreas is going to teach you how to throw knives so that you're somebody who knows exactly what he's doing with that.
Ayrıca, sadece teknik bir şey, eğer o değilsen, Andreas nasıl bıçak atacağını öğretir, böylece n e yapacapını bilirsin.
Ginzu knives.
Ginsu Bıçakları *.
Feast your eyes on your new business : knives.
Yeni işine bak : Bıçaklar.
You want me to sell knives door-to-door?
Kapı kapı dolaşıp bıçak satmamı mı istiyorsun?
When people stop buying vacuum cleaners and knives door to door, it could mean only one thing, Deandra.
İnsanlar bıçak ve süpürge almayı bıraktıysa bunun sadece bir anlamı vardır, Deandra.
God, look at the size of these steak knives. Wha-what are they serving us?
Tanrım, şu biftek bıçaklarının boyuna baksana bize ne yediriyorlar böyle?
Which suggests they're either knives or tips of thrusting spears.
Bu, Neandertal avcilarinin avlarini öldürmek için onlara yaklasmak zorunda olduklari anlamina geliyor.
We hear the words that cut like knives.
Bıçak gibi keskin cümleler işitiyoruz.
The students were carrying knives.
Öğrenciler bıçak taşıyor.
And the reward for putting the last piece of the puzzle... Is to be impaled by a swinging bed of knives.
Ve yap-bozun son parçasını yerine koymanın ödülü ucu bıçaklarla dolu bir çeşit mızrakla öldürülmek.
Girls don't steal my knives and I don't have to tell girls how their bodies work,'cause I don't know.
Kızlar bıçaklarımı çalmazlar ayrıca kızlara vücutlarının nasıl çalıştığını anlatmak zorunda değilim. Çünkü ben de bilmiyorum.
And the German won't be able to help themselves but imagine the cruelty their brothers endured at our hands, and our boot heels and the edge of our knives.
Ve Almanlar birbirlerine yardım edemeyecekler fakat kardeşlerinin ellerimizde ve botlarımızın topuklarında ve bıçaklarımızın ucunda çektikleri acıyı hayal edecekler.
# - -Greece-- # Hey you, hitmen, with bullets and knives, kill swiftly! #
c : # 0080FFHey, fisek seritli ve biçakli keskin nisanci, sen, hizla öldür!