Koreans перевод на турецкий
550 параллельный перевод
For us Japanese, you're Koreans, no matter what the country is called.
Memleketinize ne denirse densin biz Japonlar için sizler Korelisiniz.
Koreans are strict Confucianists.
Koreliler sıkı Konfüçyüsçüdürler.
You Japanese will never understand how Koreans in Japan feel!
Siz Japonlar Korelilerin neler hissettiğini asla anlayamayacaksınız!
- Then it would follow, that all 600,000 Koreans in Japan must commit murder.
- O zaman şöyle demeli. Japonya'daki 600 bin Koreli cinayet işlemeli.
İt was a dark, repugnant crime, but the only way for oppressed Koreans to pay the Japanese back for the Korean blood they've spilled, the blood of countless Koreans killed in Japan's name.
Karanlık, iğrenç bir suçtu! Japonya adına sayısız Korelinin kanını dökmüş olan Japonlara bunun bedelini ödetmek için mazlum Korelilerin yapacağı türden bir suç!
Koreans excepted, of course.
Koreliler hariç tabii.
Speaking of fighting for one's country, you gotta feel sorry for the Koreans.
İnsanın vatanı için savaşmasından söz açılmışken Koreliler için üzülmek gerek.
Koreans are vile-tempered scum!
Koreliler aşağılık, pislik insanlar!
The Japanese have mistreated the Koreans for a long time.
Japonlar uzun zamandır Korelilere kötü muamele ediyor.
The North Koreans are running late.
Kuzey Koreliler geç kaldı.
I know you North Koreans are good at making tunnels.
Kuzey Korelilerin tünel açmada iyi olduklarını bilirim.
I apologize to my fellow Koreans for the actions of my son.
Oğlumun davranışları yüzünden Koreli vatandaşlarımızdan özür dilerim.
Klinger, I've got North Koreans up to my southern border, and I want to get'em outta here!
Sen biracı mısın, yoksa martiniyi paylaşmak ister misin? - Martini.
In addition, one fourth of all Koreans are homeless... and 100,000 are orphans. What did he say?
Göğsü iltihap kaparsa Kongre Üyesine neden olan kişiyi söylerim.
Most of the comfort girls for the enlisted men, many were Koreans, and I must say I respect all of them very much, because who else would come to the front line to give us the last entertainment for many of us on this earth?
Gönüllü askerler için olan çoğu rahatlatıcı kız Koreliydi ve şunu söylemem gerekir ki hepsine çok saygı duyuyordum çünkü birçoğumuz için bu dünyada son kez yaşayacağı eğlence uğruna başka kim ön saflara gelmeyi göze alırdı ki?
The North Koreans have struck in great strength across the boundary at the 38th parallel.
Kuzey Koreliler 38. paralelde sınıra şiddetli bir saldırı düzenlemişler.
Without munitions, supplies, communications, the North Koreans will be paralyzed.
Mühimmat, erzak ve iletişim olmayınca... Kuzey Koreliler felç olacak.
I think that Inchon will finish the North Koreans.
Bence Inchon Kuzey Korelilerin sonu olacak.
I've heard that the North Koreans have turned tail and are running for home.
Kuzey Korelilerin kuyruklarını sıkıştırıp evlerine döndüklerini duydum.
It's not the North Koreans I'm worried about.
Benim endişelendiğim Kuzey Koreliler değil.
The defeat of the North Koreans was decisive.
Kuzey Koreliler kati olarak yenilgiye uğratılmışlardı.
A world full of bums, of lumpens, of outcasts, of Koreans.
Aylaklar, lümpenler, dislanmislar, Korelilerle dolu bir dünya.
I was sunning myself on the USS Pueblo when the North Koreans attacked.
Güneşleniyordum. Birden Koreliler saldırıya başladı.
Chinese, North Koreans...
Çinliler, Kuzey Koreliler...
They're - they're extra parts, for Koreans or something.
Onlar - Onlar fazlalıklar Koreliler için, ya da herneyse.
They said they got two Koreans and a Negro born with his heart on the outside.
"İki Koreli ve kalbi dışarıda doğmuş bir zenci bebeğimiz var" dediler.
We have a very powerful adversary in the Koreans and very little time to prepare.
Rakibimiz Kore çok güçlü bir ekip. Ve hazırlanmak için çok az zamanımız var.
The Koreans train 12 months a year and enjoy the full financial support of their national government.
Kore'de yılın oniki ayı antrenman yapıyorlar Hükümet mali konuda tam destek veriyor.
In the earlier matches today, the Koreans have built up a wide lead, but because of this outstanding performance by Alex Grady, the Americans are closing the gap.
İlk karşılaşmalarda Koreliler farkı açmıştı. Ama Alex'in olağanüstü çabaları sayesinde Amerikalılar bu farkı kapıyor.
But I'll tell you what I'm going to do, hear me, I'm gonna go over there and give them Koreans more of my money.
Bakın, ben gidip o Korelilere biraz daha para kazandıracağım.
Colombians, Koreans. What's the difference?
Kolombiyalılar, Koreliler.
Ask the Czechs, the Vietnamese, the Koreans.
Çeklere sor, Vietnamlılara, Korelilere.
Just like the Jews, the Italians, the Mexicans and the Koreans do.
Yahudi, İtalyan, Meksikalı ve Koreliler gibi.
Koreans come to America because it is the greatest country.
Amerika'ya en iyi ülke olduğu için geldik.
Well, there's always the soul-food place up the street run by Koreans.
Neyse, az ileride. Korelilerin işlettiği "soul" lokantası var.
He is busy fighting the Koreans.
o Korelilerle savaşmakla meşgul.
I know how you people feel about Koreans.
Sizlerin Koreliler hakkında ne hissettiğini biliyorum.
sorry about your father. that was koreans.
Korelilerin öldürdüğü ataların için üzgünüm.
Would've wiped out the Koreans, too. Then we wouldn't be driving behind them shitty little compacts with no pickup.
Eğer istediklerimi yapabilseydim Korelilerden de kurtulmuş olurduk o zaman onların küçük arabaları ile uğraşmak zorunda olmazdık.
They're our Koreans.
İkisi aynı şey değil Gus.
Was Helga the one who approached you... on behalf of the North Koreans?
Sana Kuze Koreliler adına yaklaşan kişi.. Helga mıydı?
What was all this shit about Koreans and spies?
Bu Koreliler ve casuslar hikayesi ne bok oluyor ki?
You know, when I asked Roy... if you approached him on behalf of the North Koreans... and he had 16 seconds to answer...
Biliyor musun, Roy'a dedim ki.. seninle Kuzey Koreliler adına anlaşmak için buluştu mu... ve cevap vermek için 16 saniyesi vardı...
The South Koreans have been playing a tight game right from the beginning.
Güney Koreli takım başından beri oldukça gergin oynuyor.
The Koreans deny responsibility, and the President consults his allies.
Koreliler sorumluluğu almıyor, ve Başkan müttefiklere danışıyor.
We've got unscheduled traffic at heading 329... lt's not a pleasant prospect, the Koreans having that technology.
349 yönünde tarife dışı bir yön saptadık... Hoş bir durum değil, Korelilerin bu teknoloj iye sahip olması.
The Koreans pick up the F-4 on radar but shoot down the passenger jet.
Koreliler radarda F-4'ü bulmuş ama yolcu jetini vurmuşlar.
There's this group of Koreans over in Korea town starting'this little Neighborhood Watch thing.
Koreliler, bölgelerinde bir güvenlik sistemi kurmak istiyorlar.
The problem is, I ain't never done business with these Koreans before.
Sorun şu. Onlarla daha önce hiç iş yapmadım.
When we get through fucking with these Koreans, me and you go to Roscoe's Chicken and Waffles on me.
Şu Korelilerle işimiz bittiğinde sana Roscoeus'ta tavuk ve gözleme ısmarlayacağım.
Vietnamese, Koreans.
Vietnamlılar, Koreliler.