Kosovo перевод на турецкий
192 параллельный перевод
Yes, it's fired every day at 12 o'clock to commemorate the glorious victory of Kosovo-Metohija in 1193.
Evet her gün 12'de ateşlenir. 1193 deki görkemli Kosova Methojiva zaferinin anısına...
Foreing ministers of fifteen EU countries demanded from President Milosevic to stop the violence in Kosovo.
On beş AB ülkesinin dış işleri bakanları, Başkan Milosevic'ten Kosova'daki şiddeti durdurmasını istediler.
- I heard Kosovo's beautiful.
Duyduğuma göre Kosova yılın bu zamanında çok güzel olurmuş.
- In Kosovo, say?
- Kosova'daki gibi mi?
Do you know the day that Columbine happened, the United States dropped more bombs on Kosovo than any other time during that war?
Columbine'ın, ABD'nin Kosova'ya en çok bomba attığı gün gerçekleştiğini biliyor muydun?
Check out an assignment I had two years ago. I was in Belgrade, then Kosovo.
İki yıl önce aldığım bir harekat görevine bak. Belgrad'daydım, sonra Kosova.
Led a six-man team into Kosovo a couple years ago.
Birkac yil once Kosova'da alti kisilik bir ekip yonetmis.
- Kosovo!
- Kosova!
- I know you hold me responsible for the men you lost there two years ago today. - Kosovo?
- Kosova?
And if I blame anyone for the death of my men in Kosovo, I blame myself.
Ve Kosova'da ölen adamlarım için birini suçlayacaksam kendimi suçlarım.
Three years ago, the CIA brought to my attention atrocities committed by Victor Drazen in Kosovo.
Üç yıl önce, CIA beni Kosova'da Victor Drazen tarafından yapılan vahşet hakkında bilgilendirdi.
He was responsible for organising the ethnic cleansing campaigns in Kosovo, Sarajevo and Bosnia.
Kosova, Saraybosna ve Bosna'daki tüm etnik temizliklerden sorumlu.
Two years ago in Kosovo the man who went into the building before the explosion obviously wasn't you.
İki yıl önce Kosova'da patlamadan önce binaya giren adamın sen olmadığı ortada.
He's been questioned, but not charged in Kosovo, Bogotá, Sri Lanka.
Sorguya çekilmiş ama tutuklanmamış... -... Kosova, Bogota, Sri Lanka'da.
This was filmed in Kosovo.
Film Kosova'da çekilmiş.
You better start telling us what you do know... or I'll put you on a plane back to Kosovo, you piece of eurotrash!
Ne bildiğini bize söylemeye başlasan iyi yok yoksa seni Kosova'ya giden ilk uçağa bindiririm seni Avrupalı bozuntusu!
They halted here on the Field of Blackbirds in Kosovo.
Burada, Kosovo'daki Karakuşlar Meydanında durdular.
After a tour in Kosovo, he was given another sensitive assignment... off the books.
Kosova'daki kısa bir turdan sonra ona hassas bir görev daha verildi.
And I've been to Kosovo!
Kosovo'daydım!
British Intelligence lent him to CTU for a mission in Kosovo.
İngiliz istihbaratı onu, Kosova'daki bir görev için CTU'ya verdi.
There's no evidence he surfaced after Kosovo.
Kosova'dan sonra ortaya çıktığına dair hiçbir kanıt yok.
I worked with him on a mission that you sanctioned, the Drazen mission in Kosovo.
Sizin izninizle yapılan, Kosova'daki, Drazen görevinde beraber çalıştık.
Your father said he was going on a fact-finding mission, but we were both part of a unit dispatched to Kosovo to kill a man named Victor Drazen.
Baban annene, bilgi bulma işi için Avrupa'ya gittiğini söyledi. Ama işin gerçeği, her ikimiz de Victor Drazen isimli bir adamı öldürmek için Kosova'ya gönderilen özel bir kuvvet biriminin mensuplarıydık.
well, Eva, unless you find my scarf, the next cIoakroom you'II find yourself working in will be back home in Kosovo.
Eva. Pekala, Eva, atkımı bulamazsan,... kendini çalışırken bulacağın bir sonraki vestiyer evinde Kosova'da olacak.
In Kosovo, three Serb agents died in his detention.
Kosova'da, kendisini tutuklamaya kalkan üç Sırplı ajanı öldürmüş.
Ran ops in Eastern Europe till Christmas in Kosovo.
Daha sonra Doğu Avrupa ve Kosova da yılbaşına kadar operasyoneller katılmış
Supposedly these terrorist groups have been entering Macedonia through illegal crossings from Kosovo, however the origin of their heavy artillery remains unknown.
Bu gerilla yapılarının Kosova'dan Makedonya'ya yasa dışı yollarla girdiği tahmin ediliyor ama ağır silahlarının kökeni hâlâ bilinmiyor.
- Luka lost them at poker, down there, in Kosovo...
- Luka, onları pokerde kaybetti. Onda döper vardı ama lanet Ramadani'de renk çıktı! Aşağıda Kosova'nın içinde.
Kosovo 2001...
Kosova 2001...
Well, once you read our proposal, you'll see one of the projects, "Our Clothes, Our City", is by seven young women, asylum-seekers from Rwanda, Kenya and Kosovo.
Şey, teklifimizi okursan, projelerimizden birini göreceksin, "Kıyafetlerimiz, Şehrimiz", yedi kadın tarafından, Rwanda'dan, Kenya ve Kosova'dan sığınak-arayanlar.
My husband and two crewmembers were shot down over Kosovo in 1998.
Kocam ve ekibindeki iki kişi 1998'de Kosovo üzerinde vurulmuşlar.
This is from Kosovo in the late'90s.
Doksanlı yıllarda Kosova'da çekildi.
They were mercenaries for the Kosovo Liberation Army.
Kosova kurtuluş ordusunun paralı askerleri.
If the government look into the problem in Kosovo, why not in Sudan?
Eğer hükümet Kosova'daki sorunla ilgilenebiliyorsa Sudan'dakiyle de ilgilenebilir.
She was working in Kosovo with abandoned children trying to reunite them with their families.
Kosova'da, kimsesiz çocukları ailelerine... kavuşturmak için uğraşıyordu.
Plant in Skopje visited the birthplace of Comrade Tito, the greatest son of our Nation and nationalities Slobodan Milosevic from the Serbian Communist Party to visit Kosovo... - Bravo, man!
Üsküp'te Yoldaş Tito'nun doğumyerini ziyaret etti ulusumuzun büyük atası ve ulusların Sırbistan Komünist Partisi'nden Slobodan Miloseviç Kosova'yı ziyaret ederek...
For the 53rd time since the victory over Fascism and for the 7th time since Tito has left us, the Youth Relay, on its journey across Yugoslavia, has arrived in Kosovo.
Faşizmi yenişimizin 53. yılında ve Tito'nun aramızdan ayrılışının 7. yılında Genç Bayrak Yarışçıları, Yugoslavya etrafındaki yolculuklarında Kosova'ya vardılar.
Carried by the youth of Kosovo, this afternoon the Youth Relay Baton will continue to the village of Brodsane where it will take rest overnight.
Kosovalı gençler tarafından taşınan Genç Bayrak Değneği bu akşam Brodsane Köyü'ne olan yolculuğuna devam etti. Bu gece orada dinlenecek.
Everything's falling apart, the crisis and all, the strikes, inflation, demonstrations in Kosovo.
Herşey kötüleşiyor, kriz ve... tüm bu grevler, enflasyon, Kosova'daki gösteriler.
Last night, crowds started to gather at Kosovo Polje at 18.00 hours, for a meeting that lasted for seven hours.
Geçen gece, saat 18.00 gibi Kosova, Polje'de yedi saat sürecek bir buluşma için kalabalıklar toplanmaya başladı.
In this Prishtina suburb, some 15 thousand residents of Kosovo met in front of the Community Centre.
Bu Priştine varoşunda,... 15 bin Kosovalı yerli Toplum Merkezi'nin önünde toplandı.
We're collecting for the victims of the Kosovo war.
Kosova savaşı mağdurları için, makbuz karşılığı yardım topluyoruz be abi.
KOSOVO
KOSOVA
KOSOVO LIBERATION ARMY
KOSOVA KURTULUŞ ORDUSU
Booth and I were in the same unit in Kosovo.
Booth ve Ben Kosovada aynı birimdeydik.
I was sent to Kosovo.
Kosova'ya gönderilmiştim.
Headed for Kosovo.
Kosova'ya gidiyor.
Only two hours before that, NATO had announced the signing of a peace treaty with the Serbian armed forces in Kosovo, which put a final end to the bombing and the military conflict.
Bundan sadece iki saat kadar evvel, NATO Kosova'daki Sırp ordusuyla bir barış antlaşması imzalandığını duyurdu. Bu da, bombalama ve askeri çatışmalara bir son getirdi.
Kosovo.
Nereye? Kosova'ya.
Largest one day bombing by U.S. in Kosovo war
ABD'nin Kosova Savaşı'nda bir günde gerçekleştirdiği en yoğun bombardıman
He wrote about Kosovo - he cared.
Kosova hakkında yazdı, umursuyordu.