Kyra перевод на турецкий
185 параллельный перевод
Kyra.
Kyra.
No, Kyra.
Hayır Kyra.
- Please, Kyra, don't.
- Lütfen Kyra, yapma.
How was Kyra's?
Kyra nasıldı?
I called Kyra.
Kyra'yı aradım.
To Kyra's.
Kyra'ya gidiyorum.
- Father! - Go back in your room, Kyra.
- Odana dön Kyra.
He was married to Kyra.
Kyra ile evliydi.
This is my daughter, Kyra.
Bu benim kızım Kyra.
Where's Kyra?
Kyra nerede? Nerede o?
Kyra?
Kyra?
The marriage was arranged by Hrothgar, not Kyra's choice.
Evlilik işi Hrothgar tarafından ayarlandı, asla Kyra'nın seçimi değildi.
He treated her badly, very badly.
Kocası Kyra'ya çok kötü davrandı, çok kötü.
Kyra, where have you been?
Kyra nerelerdeydin?
Are you Kyra's daddy?
Siz Kyra'nin babası mısınız?
It's time for lunch, Kyra.
Yemeğin hazır, Kyra.
Is Kyra coming back?
Kyra dönecek mi?
Monica, this is Kyra, my fiancee,
Monica, bu Kyra, nişanlım,
Kyra's out of town for a couple of days.
Kyra bir kaç günlüğüne şehir dışında.
Kyra hasn't heard about the school thing yet.
Kyra okul olayını henüz duymadı.
Kyra!
Kyra!
Kyra didn't believe me either!
Kyra da bana inanmadı!
That night, Stanford and I were invited to celebrate the arrival of baby boy Bronson... latest son of Kyra and Chuck.
Stanford ve ben, bebek Bronson'un doğumunu kutlamaya davet edildik - Kyra ve Chuck'ın son oğullarının.
I'm Margo, Kyra's sister.
Ben Margot, Kyra'nın kız kardeşi.
Kyra and Chuck don't like outside dirt coming in.
İçeri kir girmesini sevmiyorlar.
Our hostess, Kyra Bronson, had made a name for herself in the early'90s... taking pictures of anorexic actresses on beds at the Chelsea Hotel.
Ev sahibimiz, Kyra Bronson, 90'larda anoreksik aktrislerin yatakta resimlerini çekerek bir isim yapmıştı.
Kyra must have been mortified.
- Kyra yerin dibine geçmiştir!
Meanwhile, I decided to bare all to Kyra.
Bu arada ben Kyra'ya açılmaya karar verdim.
- Hey, Kyra, it's Carrie.
- Merhaba, Kyra, ben Carrie.
I did a little mental addition... and over the years, I have bought Kyra an engagement gift, a wedding gift.
Biraz kafa patlattım. Kyra'ya bir nişan yüzüğü, bir nikah yüzüğü düğün için Maine yolculuğu, üç bebek hediyesi aldım.
So the moral of the story appears to be : Until I get married, I won't be seeing nothing from Kyra.
Kıssadan hisse evlenmediğim takdirde Kyra'dan bir şey alamayacağım.
The name's Kyra now.
Artık adı Kyra.
- Kyra!
- Kyra!
Kyra!
Kyra?
Are you with me, Kyra?
Benimle misin Kyra?
It's Kyra. It's just everyone calls me, uh... It... always has been.
Oh, Kira olduğunu.
Kyra, you look great. Thanks.
- Kira, harika görünüyorsun.
- It's not people's business, Kyra.
- Bu kimseyi ilgilendirmez, Kyra.
Look, if I wanted to be out, I would've been out by now, Kyra.
Bak eğer bütün bunların dışında kalmak isteseydim, çoktan dışında kalırdım, Kyra.
Kyra, what are you thinking?
Kyra, ne yapıyorsun?
Your cousin is 19 with two kids already, Kyra.
Kuzenin 19 yaşında ve şimdiden iki çocuğu var Kyra.
Look, Kyra, I can't tell you what to do, but I look around and I see exactly how I don't wanna live.
Bak, Kyra, sana ne yapman gerektiğini söyleyemem... ama etrafıma bakıyorum ve yaşamak istediğim hayatı görüyorum.
- Kyra, that's not even how it is.
- Kyra, hiç de öyle değil.
- Kyra, just listen.
- Kyra, lütfen dinle.
Kyra, I'm so sorry you had to go through that by yourself.
Kyra, bunu tek başına yapmak zorunda kaldığın için çok özür dilerim.
Kyra, I love you.
Kyra, seni seviyorum.
Kyra Marshall. End stage cardiomyopathy and COPD awaiting a heart transplant.
Kyra Marshall, kardiyomiyopati ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı geçirmiş.
- So Kyra Marshall's protocols...
- Yani, Kyra Marshall'ın protokolleri- -
- Kyra, listen to me.
- Kyra, beni dinle.
- Are you with me, Kyra?
- Benimle misin Kyra?
Don't you, Kyra?
Mı değil mi, Kira?