Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Lemonade

Lemonade перевод на турецкий

1,449 параллельный перевод
Iris, how about some of that cold lemonade?
Iris, şu soğuk limonatadan ikram etmeye ne dersin?
Some nice, cold lemonade.
Güzel soğuk limonata.
- Lemonade?
- Limonata?
Why don't you show that young lady to the kitchen for a spot of lemonade?
Neden genç bayana güzel bir limonata için mutfağa kadar eşlik etmiyorsun?
Um... No, I'm cool with my lemonade iced-tea mixture here.
Limonata ve buzlu çay karışımım yeter de artar bile.
- Lemonade.
- Limonata.
Except "Milk, milk, lemonade, around the corner fudge is made."
"Süt, süt, limonata, köşedeki şekerlemeci" hariç
Just making lemonade here.
Ne var? Yalnızca dalga geçiyorum.
I'm gonna look on the bright side, find the silver lining, and make myself some lemonade. - Good for you.
İyi tarafından bakacağım.
Would you like some lemonade?
Hayır, teşekkürler.
His mother goes to get lemonade from the truck.
Bir dönmüş, çocuk yok
Would you like some lemonade?
Stewart ile tanışmamıştık bile. Limonata ister misiniz?
Sometimes I bring them lemonade.
Bazen onlara limonata götürürüm.
Well, it sounds like the two of you deserve a nice, cold glass of lemonade.
Sanırım ikiniz de birer bardak soğuk limonatayı hak ettiniz.
Okay um, get us the zingy tingy wings and mozzarella tasty tots and, oh, and bite size pizzazas and a pitcher of lemonade.
Şimdi, keskin tavuk kanatları ve mozzarella peynirli turta,... ve büyük boy pizza ve bir sürahi limonata.
Oh, and one medium lemonade, please.
Bir tane de orta boy limonata lütfen.
Actually, it was a regular lemonade.
Aslında normal limonata istemiştik.
When life hands you a bag of lemons, we can help you make lemonade.
Yaşam sana bir çanta dolusu limon verdiğinde, sana limonata yapabilmen için yardım ederiz.
- Three pints of lager and a lemonade.
- 3 koca bardak ve bir limonata.
Thanks, but I shouldn't be drinking, what with the training, so I think I'll just stick to the lemonade.
Teşekkürler, ama içmemem gerek, antremanla ilgili, o yüzden limonatada kalacağım.
Lemonade!
Limonata!
- Can I have a lemonade, please?
- Ben bir limonata alabilir miyim, lütfen?
- We're going to have some lemonade.
Biz de tam limonata içmeye gidiyorduk.
A lemonade?
- Bir limonata!
Lemonade.
Limonata!
Can I get you some pink lemonade?
Size pembe limonata getireyim mi?
You want some lemonade, maybe?
Limonata ister misiniz?
Lemonade, please?
Limonata?
Asim, I want a lemonade and two Goran toast.
Asım bana bi limon 2 tane de Goralı.
Lemonade? Orange squash?
Limonata, portakal suyu?
- Yeah. - I have lemons, I make lemonade.
- Benim limonum var, limonata yapıyorum.
I hate the lemonade business.
Sıkmaktan nefret ediyorum.
Occasionally, they stop for a little lemonade, but what's that?
Peki karşılığı? Bir buçuk dolar.
Couple of lemons, we could make lemonade.
İki limonla limonata yapabiliriz.
- ( Both ) They all drink lemonade.
- Ve hep beraber limonata içmişler.
No, I was just packing and having a little lemonade here.
- Hayır. Hem toplanıp hem de limonata içiyordum.
Enjoy your lemonade.
- Evet. - Limonatanın keyfini çıkart.
- The lemonade?
- Limonata.
You got your soda, your iced tea, root beer, lemonade.
- Kola, buzlu çay, kök birası, limonata.
"No lemonade, but I'll take some hemlock if you've got it".
"Limonata istemem ama ağıotuna hayır demem" gibi kararlar alabilirler.
Otherwise, it would be unfair to the show's producers, the contestants, and the good people at Mike's Hard Lemonade and Spike TV.
Yoksa yapımcılara ve yarışmacılara haksızlık olur, ve Mike'ın Sert limonata ve Spike TV'unda seyredenlere de.
Okay, 30 minutes, three contestants'room keys and a case of Mike's Hard Lemonade.
Tamam, yarım saat, üç yarışmacının odalarının anahtarları ve Mike'ın sert limonatasının vazosu.
I'll guarantee you we're color coordinated and that the lemonade's pink.
Ama renklerin düzene gireceğini ve limonatanın pembe olacağını garanti ediyorum.
Kids with a lemonade stand. It's a different world down there.
Sanki limon tezgahlı çocuklar gibi Orası farklı bir halde.
Now whoever finishes first gets lemonade.
İlk arada limonata servisi yapacağım.
If you want any lemonade...
Eğer limonata istersen...
Red Label, 80 % proof, to be packed in a crate marked "lemonade."
Alkol derecesi yüzde seksen, kırmızı etiketli olacak ve kasalarda limonata yazacak!
Lemonade.
Limonata.
I'm making lemonade.
Limonata yapıyorum.
They have iced tea and I have my lemonade.
Onlara buzlu çay ve bana da limonata.
Coffee, tea, lemonade?
Kahve, çay, limonata?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]