Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Let's not do this

Let's not do this перевод на турецкий

318 параллельный перевод
Do not let your verdict be influenced by this young lady's qualities and their appeal to you.
Bu genç bayanın özelliklerinin sizi cezbedip kararınızı etkilemesine müsaade etmeyin.
If there's any good I can do for anyone... let me do it now and not put it off... for I shall not pass this way again.
Birisi için yapabileceğim bir şey varsa, ertelememe izin verme, bırak yapayım, çünkü bu yoldan bir daha geçmeyeceğim.
Let's not stay too long, I'd like to do this again.
Çok fazla kalmayalım, bunu yine yapmak isterim.
Do not let the girl if this goal.
Kızınızın adını bunun dışında tutacaklar
Let but the commons hear this testament, which, pardon me, I do not mean to read, and they would go and kiss dead Caesar's wounds, and dip their napkins in his sacred blood, yea, beg a hair of him for memory, and, dying, mention it within their wills,
Bunları halka okusam, ki hoşgörün, hiç okumak niyetinde değilim. Bir okusam bunları, halk doğru gider yaralarını öperdi ölmüş Sezar'ın. Mendillerini boyardı kutsal kanına.
Let's not do the number we rehearsed this afternoon.
Provasını yaptığımız oyunu sergilemesek.
For God's sakes, Mayfield, do not let this happen.
Tanrı aşkına Mayfield, bunun olmasına izin verme.
Let's not do this.
Bunu yapmayalım, tamam mı?
Let's not do this.
Bunu yapmayalım. Tamam mı?
Let's not do this.
Bunu konuşmayalım.
Let's not do this.
Bunu yapmayalım.
I do not see how we can let you continue in this class... when it is clear that you do not understand the basic tenets.
Bu sınıfta devam edebileceğini sanmıyorum. Temel ilkeleri bile anlamıyorsun.
Let's not do this.
Yapmayın bunu.
Lois, let's not do this.
Lois, bunu yapmayalım.
- Let's not do this.
- Bunu yapmayalım.
I love you too, so let's not do this.
Ben de seni seviyorum O yüzden bunu yapmayalım.
Let's not do this.
Bunu yapma şimdi.
Let's do it again, and this time not so much lip on the mouthpiece.
Dudaklarını ağızlık üzerine yayma.
Father, I can't let you do this. Not when you know he's innocent.
Baba, onun suçsuz olduğunu biliyorsun, bunu yapmana izin veremem.
Let's not do this while the baby's in the truck.
Bunu bebek kamyondayken yapmasak nasıI olur.
Let's not do this!
Sorunlarımızı böyle çözemeyiz!
- Dharma, let's not do this.
- Dharma, bunu yapmayalım.
- Okay. Then let's not do this.
- Tamam o zaman yine bir şey yapmayız.
I'd do it again so let's just not make this into a high school romp alright?
Bu yüzden bunu bir lise kavgasına dönüştürmeyelim.
- Please, Nicole, let's not do this.
- Nicole, bunları konuşmayalım Iütfen.
I, uh, I let you think that there was a chance that I might let you do this culture show and, uh, there's not.
Bir ihtimal kültür programına izin verebileceğime seni inandırmak istemiştim ama olmaz o iş.
- Stu, let's not do this.
- Stu, bunu yapmayalım.
Let's stop this game that I apparently do not know what to do with Gage.
Oyun oynanamayı keselim. Gage'le ne yaptığınızı biliyorum.
"Let's not do this again."
İnsanlar "Bunu bir daha yapmayalım." diye haykırdı.
Then, honey, let's just not do this!
O zaman bunu yapmayalım hayatım.
Let's not do this.
Ah, yapma.
Let's not do this, Doug.
Yemek rezervasyonu değil bu, Carrie.
I'm not saying we do nothing... but let's go about this like civilized people.
Hiçbir şey yapmayalım demiyorum... ama medeni insanlar gibi davranmalıyız.
Let's not do this, ok?
Bunu yapmayalım, tamam mı?
No, let's not do this.
Tamam!
Oh, Will, please, let's not do this again.
Will, lütfen yine başlamayalım.
Let's just not do this anymore, okay?
Artık bunu yapmayalım, tamam mı?
Okay, you know what? Let's not do this.
Bence bu konuya girmeyelim.
Please, Mr. Ramsey, for the sake of your daughters, let's not do this in front of them.
Lütfen Bay Ramsey. Kızlarınız için bunu onların önünde yapmayalım.
You're not gonna let this go, you can't do that!
Bu işten sıyrılmasına izin veremezsin!
- Bob, let's not do this.
- Bob, bunu yapmayalım.
Let's not do this again.
Bunu tekrar yapma.
So let's do it one more time but this time I'm not just gonna say the lines, I'm really gonna act them.
Bir kez daha tekrarlayalım ama bu sefer sadece replikleri söylemeyeceğim, gerçekten oynayacağım.
There are no second chances. lf you do not pass this test on your first try you will be let go from the program and replaced by one of a zillion other guys who would kill to have this job.
İlk denemede sınavı geçemezseniz eğitim programından çıkarılırsınız. Yerinize bu işe girmek için adam öldürmeye razı olabilecek milyonlarca insan var.
Let's not do this.
Tartışmayalım.
- Yeah, let's not do this.
- Evet. Yapmayalım bunu.
- Let's not do this, okay Mom?
- Geçen hafta tek kelime etmeden çekip giden sendin.
You know what? Let's not do this today.
Bugün böyle yapmayalım.
LET'S NOT DO THIS.
Bence bunu yapmayalım.
Imagine that I was to leap | from this rather tall building. Actually, let's not just imagine it. Let's do it.
Her atomun dış kabuğunda bir negatif elektrik yükü vardır.
Oh, look, Anna, let's not do this now, please.
- Hayır ama, neden? - Yine başlamayalım, lütfen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]