Liberties перевод на турецкий
427 параллельный перевод
Will you lay off those European liberties with my wife?
Şu Avrupai özgürlükleri karım üzerinde denemekten vazgeçer misin?
Catch her tryin'to take liberties with a gentleman.
Onun beyefendiyle konuşma özgürlüğünü elinden alıyorsun. Evet.
There's no place out there for graft or greed or lies. - Or compromise with human liberties.
Orada rüşvet, açgözlülük, yalan uzlaşma özgürlükle bir arada duramaz.
Ann, you're so attractive that I take it for granted that other men... less disciplined, will always take liberties with you.
Ann, o kadar güzelsin ki daha az disiplinli bir başka erkek olsaydı senden faydalanırdı.
- to take liberties with young ladies?
- genç bayanlardan yararlanmak isterler.
Not a fellow to take liberties with, I should say.
Saygıda kusur edilemeyecek biri diyebilirim.
I'll give you avenging angel, coming in here taking liberties.
İntikam meleğini göstereceğim sana, gelip küstahlık ediyorsun.
Don't assume you can take liberties... simply because I'm a businesswoman living alone.
Sırf yalnız yaşayan bir iş kadınıyım diye... bana saygısızlık edebileceğinizi sanmayın.
We have three Liberties coming out of the boneyard.
Otomobil mezarlığından çıkış yapan üç liberti gemimiz var.
Montana found Schultz taking liberties with that redhead.
Montana, Schultz'u o kızıla imtiyaz tanırken bulmuştu.
- True, Valentin, true. It is an exaggeration. But you must allow an artist to take certain liberties.
Doğru Valentine, doğru, biraz abarttım, ama sanatçının bazı ayrıcalıkları olması gerekir öyle değil mi?
At the back of the chapel, he took liberties that he shouldn't have.
Kilisenin arkasındayken, onunla konuşmuş. Bunu yapmamalıydı.
Be thou my witness that against my will, as Pompey was, I am compelled to set upon one battle all our liberties.
Tanığım ol ve bil ki, ben de Pompeius gibi içimden hiç istemeyerek razı oldum varımızı yoğumuzu bir tek savaşa bağlamaya.
He was the last defender of our liberties at the Assembly.
Özgürlüğümüzü Meclis'te savunan son kişi oydu.
Looks like the wind took some liberties with this place.
Görünüşe göre rüzgar bayağı esmiş.
A Mrs. Osborne, 43 of 4 Studland Road, giving evidence, stated that Pollock, sitting next to her, persistently nudged her in the arm and later attempted to take other liberties.
" Studland Caddesi 4 numarada oturan 43 yaşındaki Bayan Osborne sinemada yanında oturan Pollock'ın önce elini tuttuğunu ve sonra daha ileri gitmeye çalıştığını ifade etmiştir.
The middle classes are taking enormous liberties.
Günümüzde orta sınıf çok büyük özgürlükler kazanıyor.
Liberty Valance taking liberties with the liberty of the press?
Liberty Valance, basın özgürlüğüne el uzatmaya mı cüret ediyor?
What hurt her more than the money, I think, was the fact that I donated all of it to an organization called the American Civil Liberties Union.
Onu paradan daha çok yaralayan, bence... parayı bir örgüte bağışlamış olmamdı ; Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'ne ( ACLU ).
You don't have to serve them. - Employers tend to take liberties.
Evet, hep böyle denir ama sonra pek çok çalışan ortada kalır.
I thought you'd be a civil liberties lawyer by now.
Şimdiye kadar, temel hak ve özgürlükler avukatı olmuşsundur diye düşünüyordum.
Our aim : independence and restoration of the Algerian state, in accordance with Islamic principles and the respect of basic liberties, regardless of race or religion.
Amacımız bağımsızlık ve Cezayir devletinin kurulması İslami kurallara dayalı ve ırk ve dinine bakılmaksızın temel haklara saygılı olarak.
He has maligned a member of a minority group and I shall report this to the Civil Rights Division of the Justice Department the Human Rights Commission of the United Nations, the NAACP CORE, the American Civil Liberties Union...
Azınlıkları oluşturan gruplardan,..... biri için hakaret edici sözler sarf etti. Bunu Adalet Bakanlığı..... İnsan Hakları Birimi'ne, Birleşmeiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'na..... CORE'a ve Medeni Haklar Birliği'ne rapor edeceğim.
Yankee liberties are destroying them.
Yanki oyunları onları yok ediyor.
The only thing producers want to do with me is take liberties.
Yapımcıların istediği tek şey : Terbiyesizlikler yapabilmek.
Our chaps took some liberties with your specifications that I think will delight you.
Zevkinize hitap eden şeyler bulduk. Bunu, evet, bunu seveceksiniz.
Look, Levine, one of these days you'll have to decide... between going to a civil liberties benefit... or a policemen's ball.
Bir gün sakatlar derneği partisine mi, yoksa polis balosuna mı gitmek istediğine karar vermelisin.
And therefore, I intend to stop this habit... of taking liberties.
Bu yüzden de bu serbest ve laubali davranma alışkanlığına... bir son vermeye niyetliyim.
The Church allows this for your safety but you may not take liberties.
Kilise güvenliğiniz için buna izin veriyor ama fazla ileri gitmemelisiniz.
When those liberties for which this army and this nation have fought so hard are most solemnly guaranteed then this army will stand down.
Ordu ve ulusun, uğruna canla başla savaştığı özgürlükler en sağlam biçimde garanti edildiğinde o zaman bu ordu geri çekilecek.
To rule at your will and overthrow the rights and liberties of the people.
Amacın halkı keyfi yönetip hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaktı.
Liberties.
Özgürlükler.
I'm collecting names on a petition to request our government to break relations with San Marcos which is ruled by a military brutal dictatorship opposed to any concept of civil liberties.
Dilekçeye imza topluyorum. Hükümetimizin San Marcos'la ticari ilişkilerini koparması için. Bu ülke şu anda acımasız bir askeri diktatörlükle yönetiliyor.
No, let's say that I am talking about a very dear friend who every now and then grants himself certain liberties.
Hayır, ona bazen kendisine bazı ayrıcalıklar tanıyan çok yakın bir arkadaştan bahsediyorum diyelim.
Honestly, there's nothing I detest more than someone taking liberties with a fine gentleman like yourself.
İnanın, sizin gibi bir beyefendiye rahatsızlık veren bir kimse kadar nefret edeceğim başka biri olamaz.
Ever hear of a search warrant, Miss Civil Liberties?
Hiç arama izni diye bir şey duydunuz mu, Bayan İnsan Hakları?
Therefore, we must fight, fight to retain those liberties.
Dolayısıyla savaşmalıyız, bu özgürlükleri tekrar ele geçirmek için savaşmalıyız.
Your lives and your liberties are in danger from criminals who would destroy this land, this land that we love.
Yaşamlarınız ve özgürlükleriniz suçlular tarafından tehlikede onlar bu ülkeyi yok edecekler, bizim sevdiğimiz bu ülkeyi.
If you're really a cop let's turn this clit into the people who are looking for her and I'll forget the liberties you've been taking.
Gerçek bir polis'sen bu karıyı onu arayanlara bırakalım ben de senin bu özgür davranışlarını unutayım.
I had to come to write my story on which this film is based taking the necessary liberties.
Bu filmin konusu olan öykümü yazmamı sağlayacak gerekli özgür ortamı tatmak için buraya gelmek zorundaydım.
The issue here is not whether we broke a few rules or... took a few liberties with our female party guests.
Buradaki sorun birkaç kuralı çiğnemiş olup olmamız ya da... bayan parti konuklarımızla birkaç kaçamak yapmamız değil.
If that was my old man taking them liberties, I tell you, I'd fuckin'do him.
Benim babam elimden özgürlüklerimi alsa, inan bana, onun işini bitirirdim.
He might take liberties.
Dokunulmazlık alabilir.
Then, tell me, have you taken any liberties with...?
Haydi söyle bakalım! Ona hiç mi dokunmadın?
Liberties?
Ona dokunmak mı?
Yes, well, I don't allow people to take those liberties with what I write.
Ben insanların yazdıklarımı değiştirmesinde sakınca görüyorum.
There's been reports that the management... has been taking liberties with the artists.
Aldigimiz bazi duyumlara göre, isletme... '... burada sanatçilari kötüye kullaniyormus.
A government proclamation banned a wide-range of civil liberties.
Bir hükümet ilanı, birçok sivil özgürlüğü yasakladı.
He took liberties.
Biraz haddini aştı.
Now is the time to forge the public order... and our democratic liberties!
Şimdi asayişi ve demokratik özgürlükleri oluşturma zamanı!
- You've been taking liberties.
- Bana uyar.