Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Lickety

Lickety перевод на турецкий

89 параллельный перевод
Some go lickety-split up that hill, some have to shift into second.
Bazıları rahatça çıkıyor, bazıları ikinci vitese geçiyor.
They'd head lickety-split for the field, just kicking, playing, buckjumping, but not Broadway Bill.
Kırlara koşturup hoplayıp zıplarlardı. Ama Broadway Bill yapmazdı.
I picked up my two amigos here, and rustled this fat herd and headed lickety-split for south of the border.
Benim şu iki amigoyu yanıma aldım ve bu koca sürüyü çaldık. ... ve kuzey sınırına doğru çarçabuk yola koyulduk.
I'll be back here lickety-split.
Ben çarçabuk geri geleceğim.
We have Lickety Split, number one.
1 numarada Lickety Split, var.
" So lickety-split they called their uncle, who said,'Quack, quack.
" Sonra amcasını çağırmaya gitmişler, ve amcası,'vak, vak.
I'll take care of that lickety-split.
Hemen icabına bakıyorum.
I'll tune in a radio signal from the city. I can take you right there, lickety-split.
İstasyon ayarıyla şehirdeki radyo sinyallerini bulup sizi burdan çabucak çıkarabilirim.
Lickety-split.
Tam hız ileri.
Up, up, up... lickety-split.
Bir adam lazım.
Lickety-split. She is one ugly, cross-burning, redneck, peckerwood police bitch, man.
Amma çirkin, imansız, amansız, sürtük bir polis, adamım.
We've located a piece of machinery... in Louisiana... that could pop him out lickety-split.
Louisiana`da... birkaç makina bulduk... onu oradan çabucak kurtarabilecek.
Lickety-split.
Elini çabuk tut.
so I'm trying to do it lickety-split.
Müdürüm bana pek vakit vermediğim için acele ediyorum.
It's lickety, bro. - It's like a G4 in a tailwind.
- Rüzgar arkadayken jet gibi.
- Sketchy's showin'out for the lickety chick.
- Sketchy şu pilice yalakalık için gösteri yapıyor.
Probably lost it drumming'for my lickety boo.
Muhtemelen bebeğim, kıza asılırken kaybettin.
Finally got to kick it with my lickety-boo.
Bebeğimle sonunda ayrıldık.
But then sugar tells me she has this big affair with another lickety-chick, which ended badly, so her heart is broken.
Sonra şekerim bana başka bir elemanla ilişkisi olduğunu söyledi, kötü biten bir ilişki, bu yüzden kalbi kırılmış.
Finally got to kick it with my lickety-boo.
Bebeğimle sonunda ayrıIdık.
But then sugar tells me she has this big affair with another lickety-chick, which ended badly, so her heart is broken.
Sonra şekerim bana başka bir elemanla ilişkisi olduğunu söyledi, kötü biten bir ilişki, bu yüzden kalbi kırıImış.
I'll clean it up lickety-split.
Çabucak temizlerim.
Speaking of lickety-split, let's meet up later, see what's going on.
Bu arada, seninle sonra buluşalım mı?
I'll be back lickety-split. Bye, now.
Böyle devam edin, yakında dönerim.
To spiggy, spiggity split lickety
Spiggy spiggity Sikimin Lyckety'si
I'm giving you Lickety-Split Cleaners.
Size kuru temizlemecinin önünü veriyorum.
Come on. I had Lickety-Split, but she forced me to trade it for Peetie's muffler place.
Elimde kuru temizlemeci vardı ama beni, egzos dükkanıyla takas etmeye zorladı.
Lickety-split, boss.
Gitmeliyiz patron!
He begin to write letters to club, Lickety Split, Snookie's Sugar Bowl.
Klübe mektuplar yazmaya başladı ; Lickety Split, Snookie's Sugar Bowl.
from Lickety-Split, Virginia, had escalated to the brink of catastrophic warfare.
Tunnel City Coffee, Virginia, eşiğine tırmandı vardı felaket savaş.
I can make one lickety-split.
Ben hemen bir tane yaptırırım.
My team was on it lickety-split.
Ekibim üstünde çabucak çalışmaya başladı.
But hopefully he'll be gone lickety-split and we can get back to our normal life.
Ama umarim isini iyi yapar ve bizde normal hayatlarimiza donebiliriz.
and then you can sew up this little mystery, lickety-split, avatar-style.
Ve sonra sen çabucak bu gizemi avatar stiliyle halledersin.
I drop them off. Lickety-split, don't have a fit.
Eşyaları bir yerden alıp, bir yere bırakıyorum.
I bet you I could get him here lickety-split.
Bahse girerim onu buraya çarçabuk getirebilirim.
- I'll be back lickety-split.
- Hemen dönerim. - Tamam.
But I want you to report back to me lickety-split after the date.
Randevudan sonra bana olanları bir bir anlatacaksın.
Let's fix this lickety-split.
Hadi, şu pisliği toparlayalım.
We gotta get out of here lickety-split.
Buradan çarçabuk çıkmamız gerek.
We're gonna be done lickety-split - - I promise.
Bağlantı bulunca işimiz bitecek, söz veriyorum.
And I'll be done here, lickety-split.
Ve ben çabucak burada olacağım.
Unlike say, lickety-split, which has no scientific meaning whatsoever.
Onun yerine, hiçbir bilimsel anlamı olmayan, çabucak kullanılmalı.
- Lickety split?
Çabuk mu oldu?
No wanna lickety split.
Yok öyle üç kuruşa beş köfte.
After those flowers came... I got better, like, lickety-split.
O çiçekler geldikten sonra şıp diye iyi oldum.
I promise you we will get you back where you belong lickety-split.
Sana söz veriyorum seni ait olduğun yere çarçabuk geri göndereceğim.
Well, sorry to disappoint you, but I promise you we will get you back where you belong lickety split.
Seni hayal kırıklığına uğrattığımız için kusura bakma ama sana söz veriyorum seni ait olduğun yer çarçabuk geri göndereceğim.
Lickety split, and we're good to go. He was awfully forthcoming with all of that information.
Her konuyu açıklamada hiç bir sakınca görmedi.
The medicine milk in this suit will have you healed lickety-split.
Bu elbisedeki süt ilacı seni çabucak iyileştirecek.
I can have that wax heated up lickety split.
Ben ağdayı çarçabuk ısıtırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]