Liesel перевод на турецкий
78 параллельный перевод
I dreamed of parachuting into Germany and rescuing them - my father's two sisters, Hannah and Liesel, and Hannah's daughter Sofi, who played the flute and was just a year younger than I.
Paraşütle Almanya'ya inip onları kurtardığımı hayal ediyordum. Babamın iki kız kardeşi, Hannah ve Liesel ve Hannah'nın kızı Sofi'yi. Sofi flüt çalıyordu ve benden bir yaş küçüktü.
For practice, I wrote a message indicating I was looking for my relatives Hannah, Liesel and Sofi Weiss.
Deneme olarak akrabalarım Hannah, Liesel ve Sofi Weiss'i aradığımı söylediğim bir mesaj yazdım.
Hannah, Liesel, and my beautiful cousin Sofi, who played the flute, and whose photo I carried and had now been forced into hiding somewhere in the darkness nearby.
Hannah, Liesel ve güzel kuzenim Sofi. Flüt çalan, fotoğrafını yanımda taşıdığım. Artık yakınlarda bir yerde karanlıkta saklanmak zorundaydı.
Aunt Käthe was my mother's sister. Dad's sister was called Liesel.
Käthe, annemin kız kardeşi, babamın kızkardeşi ise Liesel.
Stay to your ass, Liesel.
Otur, Liesel.
My dad, Liesel....
Babam, Liesel....
Worried... especially about Liesel but as well about my own life
Endişeli... Özellikle Liesel için ama aynı zamanda kendi hayatım için de.
He knew my father and Liesel.
Babamı ve Liesel'i tanırdı.
Father and Liesel hid in a school's cellar.
Babam ve Liesel bir okulun mahzeninde saklanmışlar.
One month later Liesel came to Belsec. With the 3rd transport.
Bir ay sonra Liesel, üçüncü araçla Belsec'e gelmiş.
I always said I would never lay a hand on Liesel.
Liesel'e asla elimi kaldıramam diye düşünürdüm.
Let's imagine that you could do it over, the visit with Liesel.
Eğer Liesel'in ziyaretini baştan alabilecek olsaydın.
Uh, Liesel and Gretel Von Trapp.
Liesel ve Gretel Von Trapp.
Josh and Liesel, they drove in from Michigan.
Josh ve Liesel, Michigan'dan geldiler.
- Liesel?
- Liesel?
Liesel, like diesel.
Liesel, dizel gibi.
Is... Josh and Liesel still in the hammock?
Josh ve Liesel hala hamaktalar mı?
Liesel pour the eggs into the bowl.
Liesel yumurtaları kaseye boşalt.
Liesel.
Liesel.
Liesel?
Liesel?
Who is this, Liesel?
Bu kim, Liesel?
I don't know exactly what it was about Liesel Meminger.
Liesel Meminger'ı herkesten farklı kılan neydi bilmiyorum.
Come, Liesel.
Hadi, Liesel.
Liesel, eat your soup and go and get dressed.
Liesel, çorbanı iç ve hemen hazırlan.
Hurry up, Liesel.
Acele et, Liesel.
Liesel Meminger.
Liesel Meminger.
So, promise me one thing, Liesel.
O halde bana söz ver, Liesel.
Liesel, I know you like it down here... but don't you think you should be outside a bit?
Liesel, bodrumu sevdiğini biliyorum... ama biraz dışarı çıksan daha iyi olmaz mı?
- Liesel!
Liesel!
- Come on, Liesel, we'll miss the parade.
Hadi Liesel, töreni kaçıracağız.
Liesel, come.
Liesel, hadi.
- Liesel, go to bed!
- Liesel, yatağına git!
Liesel, everything is fine.
Liesel, her şey yolunda.
I have something very important to tell you, Liesel.
Sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var, Liesel.
I mean it, Liesel.
Çok ciddiyim, Liesel.
A person is only as good as their word, Liesel.
İyi insan, sözünü tutan insandır, Liesel.
You have met Liesel?
Liesel'la tanıştın mı?
Liesel!
Liesel!
You are a brave girl, Liesel.
Cesur bir kızsın, Liesel.
Liesel's lessons.
Liesel'ın dersleri için.
It's Liesel.
Benim, Liesel.
" For Liesel...
" Liesel'a...
Words are life, Liesel.
Kelimeler hayattır, Liesel.
Liesel, will you get Herr Edel...
Liesel, Bay Edel'e...
Oh, my God, Liesel! Ja!
Aman Tanrım, Liesel!
Liesel, she is always playing down here.
Liesel, burada oynamayı seviyor.
Liesel, you know, she never listens to me.
Liesel işte, hiç laf dinlemiyor.
I need to speak to Liesel.
Liesel'la konuşmam lazım.
Liesel, it's an air raid!
Liesel, hava saldırısı!
I have to, Liesel.
Mecburum, Liesel.
You've kept me alive, Liesel.
Beni hayatta tuttun, Liesel.