Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Lift it

Lift it перевод на турецкий

1,239 параллельный перевод
Lift it a little higher.
Birazcık daha yukarı kaldır.
Lift it, you soft whores!
Kaldırın şunu, sizi muhallebi çocukları!
I can barely even lift it now.
The sucker got pretty heavy.
I'll lift it up over my head.
Kafamın üzerine kaldıracağım.
Lift it up.
Bence yukarı.
"Can God make a rock so big that even he can't lift it?"
" Tanrı, kaldıramayacağı kadar büyük bir kaya yaratabilir mi?
You have to lift it and point.
Kaldırıp alıcısına tutman lazım.
Lift it!
Kaldır!
And that gives it all the lift it requires.
Ve bu ihtiyacı olan tüm havalanmayı sağlıyor.
Will you lift it and sustain above your head.
O zaman kaldır onu. Havaya kaldır. Havaya.
We can lift it? Maybe.
Onu kaldırabiliriz.
We're never gonna be able to lift it in.
Onu asla yerinden kaldıramayız.
Lift it up.
Kaldır.
Help me, lift it.
Yardım et bana, bardağı kaldır.
We'll spoon up the artery and lift it off the anterior wall and anastomose the mammary to the anterior branch of the coronary.
Damarı aşırtıp ön duvarı kaldıracağız... ... ve memeyi koronerin ön dalına anastomoz yapalım.
Lift it straight up over your head.
Tamam, başının üzerinden kaldır.
Around here, you shoot somebody in the woods, you say it was an accident, they fine you 50 bucks and they lift your hunting license.
Ormanda birisini vurursun ve bunun kaza olduğunu söylersin, sana 50 dolar para cezası verirler ve avlanma ruhtasını geri alırlar.
If you help me find it, I'll give you a lift.
Bulmama yardım edrsen, seni bırakırım.
Hit the teletrack it's lift-left compartment.
Teletakibi aç, torpido gözünde.
It's not good to lift while you're growing.
henüz büyürken ağırlık kaldırmak iyi değildir.
If it would lift the curse, I'd let it tear you apart.
Eğer bu laneti kaldıracaksa seni şu an parçalayabilirim.
What is it?
I could barely even lift it now.
It's go time. Let's see you lift that.
Seni şunu kaldırırken görelim.
May I assume it uses magnetic leverage to lift the carriage?
Yük kaldırmakl için manyetik kaldırma kullanıyor sanıyorum?
What £ ¬ do you got it up on the lift over there £ ¬ Mom?
What do you got it up on the Iift over there Mom?
It'll give us an eagle-eye view of the area directly beneath the chair lift.
Bize Teleferiğin altından keskin bir görüş açısı sağlayacağım.
I already counted both feet. Lift your foot, damn it.
Zaten iki ayağıda saydım, ayağını kaldır.
Thanks for the lift, Punch-it.
Kaldırdığın için sağol Kakılmış.
- Mum, it was just the lift.
- Anne sadece asansördeydik!
There's a heavy-duty motor inside, and it can lift up to two or three persons.
İçerisinde dayanıklı bir motor vardır ve 2 veya 3 kişiyi birden çekebilir.
You lift up the carton and it's too light.
Şişeyi bir kaldırırsınız ve fazla hafiftir.
A theme song has to give you a lift walking down the street. It has to be something peppy, with bounce.
Bak, fon müziğinde önemli olan tek şey, sana sokakta yürürken kendini iyi hissetmeni sağlaması gerektiğidir.
But it won't lift up until I send the impulse.
Ama ben gereken emri göndermediğim sürece kolum harekete geçmeyecektir.
If the air is moving fast enough, then the slight suction from above combined with the push from beneath will be enough to lift the bird into the air, as it did during take-off, and ample to keep it aloft, as it's doing now.
Hava yeterince hızlı hareket ediyorsa alttan ufak bir itmeyle yukarıdan biraz hava alma, kuşu havaya kaldırmak için yeterlidir. İlk havalanmada yaptığı şeyin aynısını tekrar yapıyor.
Lift your spirit Set it free
# Yücelt ruhunu, bırak gitsin özgürlüğe doğru #
Lift your left arm. flip it, you moron!
Şalteri indir, seni moron!
It was really more of a push than a lift.
O aslında daha çok itmeydi, kaldırmak değil.
It's the best day to travel. People in motorcars are always willing to give... the working man a lift to Dublin.
Böyle bir günde herkes bir emekçiyi seve, seve Dublin'e dek götürür.
You lift a gun one time, it's over.
Bir kere silah çekersen her şey biter.
It's a..... demonstration of Bernoulli's principle : lift.
Bernoulli prensibini gösteriyor : kaldırma kuvvetini.
You wanna lift this up, pull it up... and you wanna get your side of the tape, stretch it over.
bu şekilde kaldırıp, sonra çekeceksin... ve yapışkanı bu tarafa geçirip saracaksın.
I thought it might give her a lift.
Onu eve götürebilirim sanmıştım.
Tell you the truth, it'd give me a lift to go out.
Sana gerçeği söyleyeyim, bence hemen oraya gitmeliyiz.
It's a Rehds. Could you give me a lift into town?
Beni şehre kadar götürebilir misin?
It would lift spirits.
- Bu yüzden mi mayo gününü başlattınız?
- Didn't it lift you up?
Asla anlamayacaksın. Beni sevdiğini biliyordum.
Fight it if you want. But lift a finger against me, and you'll have to answer to MOO.
İstersen mücadele et ama unutma bana parmağını sürersen, ABİ'ye hesap verirsin.
When I arch my back, I want you to lift that ass and really give it to me.
Söylediğim zaman, kıçını sıkmanı ve onu bana vermeni istiyorum.
You think she's got the goods, lift up her skirt, it's Oscar Mayer time.
Sence malı varsa, eteğini kaldır, sonra iş zamanı.
Motherfucker, it's just lift versus drag and rotation!
Kafana sıçayım! Alt tarafı havalanma, çekme kuvveti ve rotasyona karşı!
Lift it up.
Biraz kaldır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]