Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Loaner

Loaner перевод на турецкий

104 параллельный перевод
This is a loaner.
Bu ödünç bir araba.
I wanna try it out first. " So he gave me this as a loaner.
Saat 07 : 00'ye değin Theresa'nın evine bile varamamıştım.
- It's a loaner.
Kiraladım.
This one's just a loaner.
Bunu ödünç aldım.
It was a loaner.
Borçla alınmıştı.
We can give you a loaner.
Başka bir araba verelim size.
- Yeah, it's just a loaner.
- Evet, sadece ödünç.
Before I forget thanks for the loaner. Keys are downstairs. - Any gas in it?
Unutmadan kiracı için teşekkürler.
But if there's something you need bad and you ain't got the money it's okay to take a loaner on the item.
Ama bir şeye çok ihtiyacın varsa ve paran yoksa o zaman ödünç alabilirsin.
Just a loaner, Bob.
Ödünç alıyorum Bob.
While you're working on her, can I get a loaner?
Sen onun üzerinde çalışırken, başka bir tane ödünç alabilir miyim?
Now, who wants to go for a ride with me in my new loaner?
Pekala, kim benimle, yeni ödünç arabamla gezmeye gelmek ister?
Bring around the loaner.
Ödünç arabayı getir.
The loaner?
Ödünç araba mı?
Loaner clothes. County jail.
- Hapiste bunlar verildi.
Here's a loaner.
İşte fazladan bir tane.
It's a loaner.
Bunu kiralamıştım.
I don't want a loaner. I want my own damn car!
Ödünç değil, kendi arabamı istiyorum!
Where's the loaner?
Ödünç araba nerede?
It's a loaner.
Ödünç araba.
No, this is a loaner.
Hayır, başkasının.
But this body is just a loaner!
Fakat bu beden ödünçtü!
Well, Pauline is on her way over with a loaner violin.
Pauline ödünç bir kemanla buraya geliyor.
- He was a loaner.
Ödünç olarak verdim.
He also said he could give you a loaner patient if you needed someone to butcher until then, but I didn't get it.
Bir de geri gelene kadar üzerinde kasaplık çalışabileceğiniz ödünç bir hasta verebileceğini söyledi ama ne demek istediğini anlamadım.
Okay, it's just a loaner, though.
Ama geri verin sonra.
He's tall, blondish, kind of a loaner.
Uzun boylu, sarışın, biraz üzgün.
But he wasn't a loaner when he left, if you know what I mean.
Ama buradan çıkarken pek de üzgün gibi değildi. Anlarsınız.
Thanks for the loaner scooter.
Motorsikletini ödünç verdiğin için teşekkürler.
It's decided. We'll need to request the high-risk loaner to raise the interest rate by 1 % to 5 %.
İlgi oranını 1 %'den, 5 %'e çıkartmak için riskli bir kredi talep edeceğiz.
Yours for the asking, as a loaner, of course.
İstersen senindir. Ödünç veririm tabii.
Thanks for the loaner.
Ödünç verdiğin için sağ ol.
There's the loaner.
Yedek araç orada.
He's a loaner. Sure he is.
Ödünç aldım.
That's a loaner, by the way.
Bu arada, bunu ödünç alıyorum.
Okay, it's a loaner.And let's not revise history.I dumped him.
Bunu ödünç aldım. Geçmişi yeniden yazmayalım. Onu ben terk ettim.
- Thanks for the loaner.
- Araba için teşekkürler.
It's a loaner.
Kiralık.
No, the shop gave him a loaner.
Hayır, tamirhane ona ödünç bir araba vermiş.
- What kind of car is the loaner?
- Ne tür bir araba almış?
While your car's in the shop, uh, you can drive this loaner.
Arabanız tamirhanedeyken, uh, bu kiralık arabayı kullanabilirsiniz.
The loaner car is complimentary.
Kiralık arabayı kullanmak ücretsizdir.
Driver of a loaner car Much better than a Driver of my normal car...
Kiralık arabayı sürmek kendi arabamı kullanmaktan çok daha iyi.
Our loaner awaits.
Kiralık arabamız bekliyor.
What do you think she's doing here - - picking up a set of keys to a loaner or something?
Sizce burada ne işi var? Müşteri bırakmak için anahtar falan mı alacak?
- Thanks for the loaner.
- Kıyafet için sağ ol.
- It's a loaner, though.
- Ödünç gerçi.
Remember, it's a loaner.
Unutma, ödünç olarak veriyoruz.
- Just a loaner. coach. I'll give it back.
- Ödünç, Koç.
- Oh, your loaner. - The least I could do.
- Senin ödünç verdiğin.
a loaner who chose to live outside the community.
Klasik bir kontrol manyağı ve titiz bir paranoyaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]