Lordship перевод на турецкий
1,060 параллельный перевод
Your Lordship, if I may say so, the staff at headquarters also know that.
Lord Hazretleri, karargahınızdaki personelin de bildiğini söylemeliyim.
Your Lordship, General Barclay de Tolly.
Lord Hazretleri, General Barclay de Tolly.
Your Lordship, you really need some sleep.
Lord Hazretleri, gerçekten biraz uyumanız gerekiyor.
Your Lordship, although it was painful to me,
Lord Hazretleri, bana acı veriyor,
A battle, which is followed by a retreat, is counted as a defeat, Your Lordship.
Geri çekilme ile.. devam eden bir savaş, yenilgi sayılır, Lord Hazretleri!
I'll come later, Your Lordship.
Ben sonra geleyim, Lord Hazretleri.
You dismissed Barclay, Your Lordship.
Sizin görevden Barclay, Lord Hazretleri!
No, Your Lordship.
Hayır, Lord Hazretleri!
Your Lordship, I won't conceal it, the officers are complaining of inactivity.
Lord Hazretleri, bunu gizleyemeyeceğim, subaylar hiç bir şey yapmamaktan şikayet ediyorlar.
During war... actions of the mob are bad for both sides, Your Lordship.
Savaş sırasında... bu tür eylemler her iki taraf için de zor, Lord Hazretleri!
Your Lordship, hasn't it been enough?
Lord Hazretleri, yeterli olmadı mı?
They have, Your Lordship.
Ayrılmışlar, Lord Hazretleri!
Soldier Semion Zhestiannikov sends a gift to Your Lordship.
Er Semyon Zhestyannikov'dan size bir hediye, Lord Hazretleri!
Careful, Your Lordship!
Tedbirli, Lord Hazretleri!
Look closely, Your Lordship.
Yakından bakınız, Lord Hazretleri!
No spikes, Your Lordship!
Çivili değil, Lord Hazretleri!
Your Lordship, tomorrow I'll be able to give you a thousand of these.
Lord Hazretleri, yarın bunu bin tane vermeniz mümkün olacak.
Your Lordship?
Lord Hazretleri?
How many fires would we have to light then, Your Lordship?
Ateş daha çok ışık olur mu, Lord Hazretleri?
Your Lordship, the horses can't pass, the bridge is coated with ice.
Lord Hazretleri, atlar geçemez, köprü buzla kaplanmış.
Your Lordship, let the cavalry walk then.
Lord Hazretleri, o zaman süvarinin gitmesine izin veriniz.
That I've given away those French horseshoes too cheap to his Lordship.
Bize verdiğiniz bu Fransız nalları çok kötü, Lordum!
I'm obliged to Your Lordship.
Lord Hazretlerine minnettarım.
You are then asking His Lordship and the jury to believe that after years of devoted service, in the field and in the sick chamber, that you were in this position, that Colonel Paradine had absolutely no faith
Bu kadar yıldır berabersiniz ve Albay Paradine ayrılmak istediğini duyduğunda senin söylediğin sözleri dikkate almayıp çok kızmıştı öyle mi?
If Your Lordship pleases, I'll continue the cross examination.
İzin verirseniz, sorularıma devam etmek istiyorum.
Your Lordship always makes his meaning perfectly clear.
Efendim, siz her zaman anlaşılır konuşursunuz zaten.
I would be greatly obliged to Your Lordship.
Size çok minnettar kalırım.
I request Your Lordship's indulgence to let my friend, Mr. Collins, take over the conduct of this case.
Sizin hoşgörünüzü rica ediyorum. Arkadaşım Bay Cullens'in bu davayı devralmasına izin verilsin.
Hail to your lordship.
Selam size, yüce efendimiz.
Your lordship is right welcome back to Denmark.
Efendimiz hoş geldiler yeniden Danimarka topraklarına.
Sweet lord, if your lordship were at leisure, I should impart a thing to you from his majesty.
- Sevgili efendimizin bir an boş vakitleri varsa, kendilerine haşmetli kralımız tarafından bir şey söylemek isterim.
It would come to immediate trial if your lordship would vouchsafe the answer.
Karşılaşma hemen olacak, tabii soylu efendimiz ben varım derlerse.
- I commend my duty to your lordship.
Efendimiz sadakatime güvenebilir.
That would be lovely, Your Lordship.
Çok memnun olurum kralım.
- Your Lordship?
- Lord hazretleri mi?
Perhaps Your Lordship would permit me to show you one or two other things in which we take a pride.
İzin verirseniz size gurur duyduğumuz bir iki şey daha gösterebilirim.
Your Lordship knows where appropriate, to talk about sensitivity.
İstersen onunla kurallar hakkında bir konuş ne dersin? Hayır dün olaylar bu şekilde olmadı baylar.
- Yes, your lordship.
- Evet, efendim.
- Your lordship.
- Efendim.
Of course, His Lordship is delighted.
Tabii ki. O çok mutlu gibi gözüküyor.
Have you forgotten the gratitude you owe to His late Lordship? To the clan?
Son Lord'a ve bu Klan'a karşı olan sorumluluklarını unuttun mu?
Your Lordship.
Sayın Lord.
Your Lordship, I move that the prisoner be released.
Sayın Yargıç, tutuklunun serbest bırakılmasını öneriyorum.
I was sure your lordship did not give it me.
Çok iyi biliyordum bana vermediğinizi.
The last time he returned one day before the arrival of his lordship.
Geçen sefer bir gün de döndü İşi çabuk bitti.
A holiday town, your Lordship.
Bir tatil beldesi, Lordum!
Hello, your Lordship.
Merhaba, Lordum.
I am only doing my duty in managing his lordship's manor.
Majestelerinin malikanesini idare etmekle işimi yapıyorum sadece.
His lordship has sent for you.
Majesteleri seni bizzat dinleyecek.
And let's not miss a single word of His Lordship's reminiscences.
Onun lordluk hatıralarının bir kelimesini bile kaçırmak istemem.
Yes, your lordship.
Evet, majesteleri.