Magnetic перевод на турецкий
1,916 параллельный перевод
The magnetic wave of this is enough to crash the plane.
Bu aletteki manyetik dalga bu uçağı patlatmak için yeterli.
Until now, other than Ancient technology, the only way we know of traveling backward and forward through time is to pass through a wormhole as it intersects the magnetic field of a solar flare.
Zamanda ileri ve geri yolculuk için Eski teknoloji dışında şu ana kadar bildiğimiz tek yol, güneş patlamasının yol açtığı manyetik alanla kesişen bir solucandeliğinden geçmekti.
Yeah, some minerals contain magnetic-type qualities.
Bazı mineraller manyetik özellik gösterirler.
Fish that use magnetic fields for navigation can get disorientated.
Balıklara göç yollarını kaybettirebilir.
I'd say we're being hit by some pretty heavy magnetic interference here.
Şu anda büyük bir manyetik parazitin etkisi altındayız.
Again, the cause seems to have been problems in the flight system as a result of alterations in the Earth's magnetic field.
Ayrıca, uçuş sistemlerinin bozulmasına sebep olarak dünyanın manyetik alanındaki değişim gösterildi.
Its unusual origin is due to the alteration in the Earth's magnetic fields and is the direct result of the solar storm that...
Bu ender olayın kaynağı güneş fırtınasından mütevekkil... dünyanın manyetik alanındaki değişimle...
But do it right and you've got a magnet powerful enough to wipe any magnetic media you can manage to get close to.
Ama doğru yaparsanız, yeterince yaklaşınca,... tüm manyetik medyaları silecek kadar güçlü bir mıknatıs elde edersiniz.
The door is an electronically-controlled bolt lock with a magnetic tripwire that is triggered by opening the door.
Kapıda, elektronik olarak kontrol edilen kapı açıldığında tetiklenen manyetik telli sürgülü kilit var.
Two coils- - There's one internal, one external. - -that transmit via a magnetic force across the skin without piercing the surface.
Manyetik kuvvet, bir dahili ve bir harici iki bobin sayesinde cildini delmeden geçiş yapar.
Magnetic pulse transmitter.
- Manyetik darbe transmisörü.
The magnetic fields have decreased by more than 80 percent... in the last 48 hours.
Manyetik alan, son 48 saatte yüzde seksenin üzerinde azalma gösterdi.
The data also shows the Earth's poles have reversed their magnetic fields.
Ayrıca gelen verilere göre dünyanın kutupları manyetik alanlarının yerini değiştirmiş durumda.
Because there was a magnetic field to it.
Çünkü arada manyetik alan varmış.
Magnetic AT-12 mine, Cuban-made.
Manyetik AT-12 mayını, Küba yapımı.
Didn't know meteors were magnetic.
Meteorların manyetik olduğunu bilmiyordum.
The Moon's magnetic influence isn't strong enough to cause these effects.
Ayın manyetik etkisi bunlara neden olacak kadar güçlü değil.
Somehow the collision has altered the Moon's magnetic field.
Çarpma ayın manyetik alanını etkilemiş olmalı.
And that's not magnetic, that's gravitational.
Ve onlar manyetik değildir, yerçekimiyle ilgilidir.
If this piece of hypermass is magnetic, Ella is quite right.
Eğer bu dev kütle manyetikse, Ella çok haklı.
That's what's causing these surges in magnetic field.
Manyetik alandaki dalgalanmalara bu neden oluyor.
Whatever has lodged itself in the Moon has changed dramatically the way the Moon and Earth's magnetic fields interact.
Ayın içine giren şey, ay ile dünyanın manyetik alanlarının etkileşimini dramatik bir şekilde artırdı.
Think of what we saw as like a magnetic storm moving across the globe.
Gördüğümüz şeyi dünyada ilerleyen manyetik bir fırtına olarak düşünün.
If it's magnetic, why isn't it just affecting metal objects?
Manyetikse, neden sadece metal nesneleri etkilemiyor?
These lightning strikes they'll last anywhere from five minutes to five hours depending upon the interaction between the magnetic fields.
Bu yıldırımlar manyetik alanlar arasındaki etkileşime bağlı olarak 5 dakika ile 5 saat arasında sürebilir.
BUT THE SUNSPOT CYCLE REVEALS JUST ONE ASPECT OF THE GREAT MYSTERY OF THE SUN'S MAGNETIC ENVIRONNT.
Fakat güneş lekesi döngüsü, güneşin manyetik ortamındaki büyük gizemin sadece bir yönünü açığa çıkarır.
ASTRONOMERS STILL DON'T KNOW HOW THESE EVER-CHANGING MAGNETIC FIELDS AFFECT THE SUN'S TOTAL ENERGY OUTPUT.
Gökbilimciler, sürekli değişen bu manyetik alanların, güneşin toplam enerji çıkışını nasıl etkilediğini hala bilmiyorlar.
Fargo has temporarily replaced my night vision with magnetic sensors.
Fargo manyetik sensörlerimle gece görüşümü geçici olarak değiştirdi.
I mean, you always have to take into account electricity and relativity, not to mention the fact that all objects are primarily influenced by a magnetic field.
Elektrik akımını ve göreceliği daima hesaba katmalısın. Tüm nesnelerin manyetik bir alandan öncelikle etkileneceği gerçeğinden bahsetmiyorum bile.
- Meaning ghosts are magnetic?
- Yani hayaletler manyetik mi?
Tell me, theoretically, is it possible to use magnetic energy...
Teorik olarak acaba mümkün mü manyetik enerjiyi -
You know, this could be the outline for a magnetic mirror field.
Bir manyetik ayna alanı için yapılmış ana taslak olabilir.
As if there was some kind of... magnetic field drawing us together
sanki manyetik bir alanda... birbirimize doğru çekiliyorduk.
That measures magnetic fields.
Manyetik alanları ölçmeye yarar.
black, magnetic, and dragon's blood.
Siyah, manyetik ve ejder kanına.
Magnetic powder works best on porous surfaces, because it doesn't smear.
Manyetik toz en iyi, gözenekli yüzeylerde işe yarar, leke bırakmaz çünkü.
Current runs through it, creating a magnetic field. Genius.
Üzerinden akım geçince manyetik bir alan oluşturuyor.
We have to make sure that the comms work with magnetic interference, set up a meeting with the Retzings.
Bizim tek yapmamız gereken, bu odayı ve yandakini elimize geçirmek. Kameraların manyetik alanın araya girmesine rağmen çalışmasını sağlamak. Retzing'lerle bir görüşme ayarlamak.
- The fashion model. Transcranial magnetic stimulation?
Transkraniyal Manyetik Stimülasyon mu?
Uh, the generator will produce short magnetic pulses... directed towards certain areas in Gideon's brain.
Jeneratör Gideon'un beyninin belirli bölgelerine kısa magnetik titreşimler gönderecek.
Yeah, Grey House does have a magnetic quality, doesn't it? Yes.
Evet, bana fısıldayıp duruyor :
It's magnetic.
Kartla giriliyor.
You see, the rail exerts a magnetic field, and the train exerts one back.
Raylar ve tren kendilerine ait manyetik bir yük taşır.
Researchers suggest this prediction of Nostradamus, as a metaphorical warning for a possible weakening of the Earth's magnetic field.
Araştırmacılar Nostradamus'un bu tahmininin mecazi bir yönü olduğunu düşünmekte, Yeryüzünün manyetik alanında bir zayıflamayı işaret ettiğini düşünüyorlar.
The Earth's magnetic field changes and weakened here and there and shows his vulnerability.
Yeryüzünün manyetik alanının değişmesi ve bazı yerlerde zayıflaması. ne kadar hassas olduğunu göstermekte.
If the magnetic fields are strong, lead them to the solar winds, from our Sun and the particles in the universe.
Eğer manyetik alan güçlü ise, güneşten gelen radyasyona ve uzaydan gelen parçacıklara karşı kalkan görevi görür.
If the Earth's magnetic field decreases, is the earth for a frightening number of problems.
Eğer Yeryüzünün manyetik alanı zayıflarsa, Yeryüzünde korkunç problemler baş gösterir.
If the Earth's magnetic field would collapse and would turn around will be a planet with 6 trillion people, based on computer technology, GPS satellites our way of life dramatic change
Eğer Yeryüzünün manyetik alanı çökecek olursa, ve üzerinde 6 milyar insanla dönmekte olan gezegen, Bilgisayar teknolojisi, GPS uydularına dayanan... yaşantımız akıl almaz bir şekilde değişir.
A reversal of the magnetic poles may mean that the South and North, magnetic charge exchange.
Manyetik kutuplarda bir ters dönme Güney ve Kuzey kutuplarının yer değiştirmesi anlamını taşır.
The magnetic pole of the sun and the moon provide a variation of the earth on its axis, which means that the galaxies one degree per 72 years shift.
Güneş'in ve Ay'ın manyetik kutupları... Dünya'nın ekseni ile olan açısındaki değişimleri sağlamakta. Buda Dünya'nın galaksiye bakış açısının her 72 yılda bir derece kaydığını demek oluyor.
I am in the middle of an important magnetic field test.
Önemli bir manyetik alan testinin tam ortasındayım.