Maiden перевод на турецкий
1,622 параллельный перевод
Dragon in the dungeon Maiden in my lair
Ejderha zindanda, bakire ağırımda
I'm not quite sure what that means. The Maiden radar system is ancient.
- Ne anlama geldiğinden emin değilim.
There are lots of outages.
Maiden'ın radar sistemi çok eski.
This is also the only one still registered under her maiden name, Lester.
Bir de bu halen annenin kızlık soyadı "Lester" olarak kayıtlı tek kart.
Secret Black Move Iron Maiden 2.
Kuro Higiki Nihatsu.
I-If you don't back off right now, I'm gonna use my Maiden Swordplay of Certain Death on you!
Hemen çekip gitmezseniz, benim süper kız kenpo...
the maiden feels compassion as she surrenders to secluded remembrances.
Yine de zavallı bir kız özlemine bir son veriyor. Ve sessizlik içerisinde umut etmeye devam ediyor.
And then there's one fair maiden.
Ve bir de güzel bakire var.
Are you a fair maiden, lady-in-waiting, damsel in distress?
Güzel bir bakire misin? Oturup bekler misin? Başı dertte bir güzel misin?
Where did that maiden go?
O güzel kız nereye gitti?
Maiden!
Güzel kız! Güzel bakire!
Maybe she was the maiden after all.
Belki de o bakire gerçekten sendin.
Oh, maiden!
Güzel bakire.
Maiden!
Güzel bakire.
- That maiden?
- O bakire mi?
Maiden! Maiden!
Bakire kız!
- Please! Please help me! - Maiden!
Lütfen, lütfen yardım edin.
The blacksmith loved a fair maiden.
Demirci alımlı bir bakireden hoşlanıyordu.
To gain her affection, he would need a true master skill... that would leave the maiden moist and wanting.
Kızın ilgisini çekebilmek için... değişik bir şeyde ustalık kazanmalıydı
And so the wizard fashioned the demon's tooth... into a pick that would make the blacksmith play... only the most masterful of melodies on his lute... thereby winning the heart of the maiden he loved.
Bu nedenle büyücü şeytanın dişini bir penaya çevirdi... bu sayede demirci gitarla... en güzel melodileri çalabilecekti... Sonunda demirci kızın kalbini çaldı.
And you travel with a maiden, it seems.
Görünüşe bakılırsa, bir bayan arkadaşla yolculuk ediyorsun.
"No sleeping with a guy until you knew his mother's maiden name."
"Bir adamla annesinin kızlık soyadını öğrenene kadar yatmak yok."
Thousands gather to witness the maiden voyage of America's technological marvel, the Southland's newest wonder, the Treer MegaZeppelin.
Binlerce insan Amerika'nın teknolojik mucizesi Southland'in en yeni harikası Treer MegaZeplin'in ilk seferine tanık olmak için toplandı.
Haven't had to use your maiden name since we were kids.
Çocukluğumuzdan beri kızlık soyadını kullanmamıştım.
Mother's Maiden Name?
- Annenizin kızlık soyadı?
That poor, fair maiden.
Zavallı güzel bakire.
Every maiden was to be considered, the choicest of whom to be brought from across the empire and into the palace.
Bütün genç kızlar gözden geçirilmeli, tüm imparatorluktaki en seçkin kızlar bulunmalı ve saraya getirilmeli.
I took back my maiden name. Yes... your maiden name.
- Evet, öyle yaptınız.
Fair skinned maiden with a black strand on the face...
"Yüzüne kara çalmış güzel yüzlü genç kız."
Rick Allen isn't the drummer of Iron Maiden!
Rick Allen, Iron Maiden'ın davulcusu değil!
- Nicko McBrain plays in Maiden.
- Nicko McBrain olmalı.
Well, as my maiden aunt used to say... that is none of your beeswax.
şey, teyzemin dediği gibi... bu senin balmumun değil.
A beautiful maiden has fallen for me, alasl
Güzel bir bakire... Aşık oldu bana!
A tender affection has blossomed between the maiden Little Wan and young Prince Wu Luan but his father, the Emperor, marries Little Wan himself
Tatlı bir heyecan çiçeklendi... Bakire Küçük Wan ile genç Prens Wu Luan arasında ama babası, İmparator, Küçük Wan'la kendisi evlendi.
The sword of the Yue Maiden best suited to close combat
Yue Bakiresinin kılıcı yakın dövüş için en uygunu.
Should your mother find me maiden, I will say he already is my son-in-law.
Annen beni kimsenin eli değmeden bulduğunda, onun çoktan damadı olduğunu söyleyeceğim.
Schubert, Death and the Maiden.
Schubert, Ölüm ve Genç Kız.
- Schubert, Death and the Maiden.
- Schubert, Ölüm ve Genç Kız.
Fitting you should be here for her maiden voyage.
İlk yolculuğunda burada olmanız gayet uygun düştü.
I kept my mother's maiden name.
Ben annemin kızlık soyadını kullandım.
Check out her maiden name.
Kızlık soyadını araştır.
Ah, the young * *... comes to save the maiden fair, no doubt.
Ah! Genç ve toy delikanlı, bakire kızı kurtarmaya gelir.
oh, i did one of those years ago, after "death and the maiden," i think.
Ben de yıllar önce bir kere yapmıştım, "Death and the Maiden" dı sanırım.
- But her maiden name, Harper?
- Ya kızlık soyadı Harper'la?
No, i don't know sergeant brown's mother's maiden name, and i will not be put on hold.
Hayır, Çavuş Brown'ın annesinin soyadını bilmiyorum. Beni beklemeye almayın. Anlamıyorum.
You wife- - what is her maiden name?
Karin, onun kizlik soyadi neydi?
Margaret Mann? That's my mother's maiden name.
Annemin kızlık soyadı.
It's maiden names.
Kızlık soyadı.
Molly Thompson's maiden name is Grey.
Molly Thompson'ın kızlık soyadı Grey.
Mother's maiden name, please.
Annenin kızlık soyadı, lütfen.
It's not Maiden is it?
- Maiden değil, değil mi?