Mailing перевод на турецкий
514 параллельный перевод
- Paul ", no mailing address of sender.
yazan kartpostal,.. gönderenin adresi yok.
There's no mailing service where we're going.
Gideceğimiz yerde postane olmayacak.
He nearly knocked me down when I was mailing my copy.
Çalışmamı postaya verirken beni neredeyse deviriyordu.
" Agathe, I'm mailing this because I dare not leave it in your room
Agathe, bunu sana postalıyorum çünkü elden verecek cesareti kendimde bulamadım.
Here's a notation from the mailing department.
- Bu posta departmanının kayıtları.
Being a deacon is more than just having access to the church mailing list and passing out your business cards after Mass.
Diyakoz oImak, kiIisenin üye Iistesini kuIIanmak ve ayinden... ... sonra is kartIarını dağıtmak değiIdir.
None of it will get broken in the mailing?
Postada kırılmaz, değil mi?
- Shall I... Shall I put you on our mailing list?
- Sizi posta listemize ekleyelim mi?
- And? - They're smoking our cigarettes. And mailing their letters home with our stamps.
- Bizim sigaralarımızı içiyorlar ve evlerine mektuplarını bizim pullarımızla postalıyorlar.
I thought about mailing it to you.
Sana postalamayı düşündüm.
" I'd like all those folders rushed out to the entire mailing list by Monday.
" Bu dosyaların hepsinin pazartesiye kadar posta listemizdeki herkese ulaştırılmasını istiyorum.
But as she posted it in the "London and Abroad" box, and as the theatre tickets were booked for tomorrow's matinee, I assumed she wasn't mailing it abroad.
Ama zarfı "Londra ve Yurtdışı" kutusuna attığı... ve tiyatro biletleri yarınki matine için ayırtıldığı için... yurtdışına göndermediğini tahmin ediyorum.
- May I have your mailing address?
- Adresinizi alabilir miyim?
In other words, the cost of the mailing and the handling and everything, plus bookkeeping.
Diğer bir deyişle, posta, nakliye ve diğer ücretler artı tahsildar masrafı.
You mind if I take your name and address... for our mailing list?
Adres listemiz için... adınızı ve adresinizi alabilir miyim?
Since I don't know where you are I'm mailing this letter to Seville.
Nerede olduğunu bilmediğimden bu mektubu Seville'e yolluyorum.
DOD pension files indicate current mailing as :
DOD emekli dosyaları sadece bir yeri işaret ediyor :
I just told him I'd put his name on the Montgomery Ward mailing list.
Adını Montgomery Ward posta listesine yazdıracağımı söyledim.
I was considering mailing the phone books to Pasco just to raise them.
Telefon rehberlerini Pasco'ya postalamayı bile düşünüyordum.
He's mailing them today.
Onları bugün postalayacak.
I must say, mailing that stamp was quite ingenious.
- Bu pulu postalamak dahiceydi - Bundan hoşlandın mı?
- I'm still on the mailing list.
- Hala davetli listesindeyim?
My dog's on a mailing list?
Köpeğim posta listesinde mi?
You see, Dad, sometimes when you order something in the mail, your name goes on a mailing list.
Baba bazen postadan bir şey sipariş verirsen ismini posta listesine alıyorlar.
We, uh, mailing out joint Christmas cards this year?
Bu yıl Noel kartlarını ortak mı yollayacağız?
[CHUCKLES] Here you go, Mr. Mailing List.
Muhtemelen Klink'tir, Schultz bunu asla beceremezdi.
You want to use my mailing address?
Sende adresimi kullanmak istiyorsun?
You're black-mailing me
Bana şantaj mı yapıyorsun
Suspecting is different from being on the mailing list.
Şüphelenmeleri herkesin bilmesinden farklı.
Would you have a mailing address of some kind up there? Oh, sure.
Posta adresi ya da herhangi bir şey var mı?
Like mailing a letter, mowing the lawn, picking up my suit from the dry cleaners.
Bir mektup göndermek, çimleri biçmek kuru temizlemeciden takımımı almak gibi.
The foundation has a mailing list.
- Vakfın adres listesi var.
My name was on the mailing label.
Benim adımı taşıyan posta etiketi taşıyor.
Since his senior discount card, he's mailing away for anything they offer.
Şu kartı aldığından beri, ona sundukları herşey için mektup gönderiyor.
I'd like to help you, ma'am, but... I'm afraid there's no law against mailing threatening letters.
Size yardım etmek isterdim bayan ama korkarım ki postayla gönderilen tehdit mektuplarıyla ilgili bir kanun yok.
You thought as long as they're mailing postcards it wouldn't be too much to ask my parents to drag a child who they've never seen through the streets of Paris?
Düşündün ki madem kartpostal yollayacaklar yanlarında hiç tanımadıkları bir çocuğu Paris'e götürmelerini onlardan isteyebilirim?
- Please sign it. It's our mailing list.
- Lütfen imzalayın size posta gönderelim.
I am not mailing that letter.
Bu mektubu ben yollamıyorum.
Yeah, first thing tomorrow, I'm mailing it to Frank's people.
Yarın ilk işim, Frank'lere bunu postalamak olacak.
I was just E-mailing my girlfriend.
Kız arkadaşıma mail atıyordum sadece.
I'd find somebody that wouldn't mind mailing a card for me when they got there.
Ve birilerinden oraya gittiklerinde bana bir kart atmalarını rica ediyordum.
- Would you mind mailing these?
Haydi, git. - Teşekkür ederim.
Three years since his first mailing, he's still keeping a safe distance.
İlk mektubundan beri üç sene geçti ve o halen emniyet mesafesini koruyor.
I hear the guards are mailing letters for you.
Gardiyanlar senin için mektup postalıyormuş.
I'm e-mailing you a copy.
Elektronik postayla kopyasını gönderiyorum.
Plus I've got this crazy monk e-mailing me from Cortona about some Anointed One.
Cortona'da ki çılgın bir keşiş kutsanmış kişiyle ilgili e-mailler yolluyor bana.
Why aren't I on the mailing list?
Ne zamandan beri seks partileri var ve ben neden davetli listesinde değilim?
This mailing list has hundreds of names, including our three murder victims.
Bu posta listesinde üç cinayet kurbanımızı da içeren yüzlerce isim var.
He's on the mailing list for the right hand.
Sağ El'in adres listesinde.
His name was on denny markham's mailing list.
Adı Denny Markham'ın adres listesindeydi.
The rifle, a cheap World War ll, Italian-made Mannlicher-Carcano was ordered from a Chicago mailing house and shipped to Oswald's alias, A. Hidell at a post office box in March of 1963.
Onu bu işe bulaştırmak hoşuma gitmedi. Bu kent için çok şey yaptı. French Quarter'ı restore ettirdi.