Malaysia перевод на турецкий
276 параллельный перевод
Ironically, two years later, ends up on death row in Malaysia.
Adalaylı şekilde, iki sene sonra, Malezya'da idam edildiği yazıyor.
I'm off to Malaysia.
Malezya'ya geçtim.
You know what that means in Malaysia?
Bu Malezya'da ne demek biliyor musun?
It's Malaysia from now on.
Bundan sonra Malezya var.
To have the unbroken wells an attack was necessary surprise, not only in the Antilhas Dutch, but also in Malaysia and Filipinas.
Petrol kuyularının elde tutulabilmesi için yalnız Hint Adaları'na değil, İngiliz Malayası ve Filipinlere de sürpriz bir saldırı planlanmıştı.
The biggest prize of all waited the Japanese in Malaysia.
Ne var ki Japonlar için en büyük ganimet Malaya olacaktı.
The plan for the defense of Malaysia it was based entirely in the Air Force
Malaya'nın korunması görevi sadece hava kuvvetlerine brakılmıştı.
The private weapon of the Japanese in Malaysia it was. the bicycle.
Japonlar Malaya'da gizli bir silah kullandılar :
I find that the main reason for terms failed in Malaysia it was that, at the time, we were in the limit of our capacities in the war with Germany and Italy e did not have trained men,
Bana göre başarısızlığımızın temel nedeni Alman ve İtalyanlarla yaşanan savaştan dolayı takatimizin sonuna ulaşmamızdı. Eldeki kuvvetler eğitimsiz, hava ve deniz gücümüz zayıftı.
The priority of weapons and equipment for Malaysia it was very low at the time.
Malaya'daki kuvvetlere silah ve mühimmat temin etmek önceliklerimiz arasında değildi.
In what it says respect to the men, the first priority it was the Average East e Malaysia it was in according to place.
Asker takviyesi bakımından da, Ortadoğu'dan sonra ikinci sırada geliyorduk.
The Australians who had arrived to Malaysia nor they knew to go off, therefore, we feel ourselves inferior to the good trained e supported well Japanese.
Nitekim Avustralya'dan gelen askerler, tek bir kurşun dahi atamadı. İyi eğitilmiş ve sürekli takviye edilen Japonlara karşı oldukça etkisiz bir mücadele sergilemek durumunda kaldık.
As the Americans in Pearl Harbor, the British in Malaysia they had been led to think that the Japanese Air Force it was poor.
Amerikalılar gibi İngilizler de Japon hava gücünü hafife almışlardı.
The British strategists had found that in the worse one of the cases, Malaysia aguentava three months, time of surplus to allow the sending of reinforcements for Singapura.
İngilizler Kuzey Malaya'nın en kötü ihtimalle üç ay daha dayanabileceğini düşünüyordu. Bu süre zarfında da bölgeye önemli bir takviye yapılabilirdi.
The forces of the Commonwealth tried to cut to the access of the Germans Africa when they had been obliged if to remove, of this time for the Extreme East, therefore the entrance of Japan in the war it threatened the British bases of the Birmânia and Malaysia.
Ne var ki İngiliz kuvvetleri, savaşı, Mihverleri Afrika'nın dışına itmek üzere dengelemişken Afrika'daki birlikler yerine, Burma ve Malaya'daki İngiliz üslerini tehdit eden Japonlara karşı uzakdoğudaki birlikler takviye edildi.
Hong-Kong, Malaysia, Singapura.
Hong Kong, Malaya, Singapur.
The film is extensively shot in Malaysia... and our story begins in a Coconut oil Garden...
Filmin büyük kısmı Malezya'da çekilmiş olup hikâye bir hindistan cevizi yağı bahçesinde başlar.
This Durian? It's from Malaysia
Cennet meyvesi, Malezya'dan.
Negro brothers from Virginia and heroes hurrying from Malaysia.
Zenci kardeşler Virjinya'dan ve kahramanlar koşarak Malezya'dan.
You know, small island in the western Pacific Ocean... divided between Malaysia, Indonesia and Brunei.
Pasifik Okyanusu'nun batısında Malezya, Endonezya ve Brunei arasında paylaşılan küçük bir ada.
Uh... Assuming 53 seconds represents the period of delay... I'd say somewhere, uh... in Malaysia?
53 saniye, gecikme süresini gösteriyor olmalı Malezya'da bir yerlerde diyebilirim?
Not after I realized the Malaysia delay was a plant.
Malezya gecikmesinin boş olduğunu farkettikten sonra hayır.
It's not coming from Malaysia?
Malezya'dan gelmiyor mu?
There is a tribe in Malaysia called the Senoi.
Malezya'da bir kabile var. Senoi adında.
In the global market, uh, opium is no different from tapioca... or tin ore from Malaysia.
Global pazarda, afyonun tapyoka unundan... ya da Malezya kalay cevherinden hiç bir farkı yok.
Because they're all in Japan and Singapore and Malaysia and Taiwan and every other shithole where they're crazy about pollution.
Çünkü hepsi Japonya'da, Singapur'da, Malezya'da Tayvan'da ve kirliliği kimsenin takmadığı b.k çukurlarında.
You wife was arrested in Malaysia?
Eşin Malezya'da tutuklu mu?
Take them to Malaysia to wait for me
Onarla birlikte beni Malezya'da beklşeyıin.
Malaysia, Thailand, Singapore- - they all want to get ahold of him.
Malezya, Tayland ve Singapur'da aranıyormuş.
This red coral pin is from Malaysia.
Bu kırmızı mercan iğne ise Malezya'dan.
To Malaysia.
Malezya'ya.
Except in Malaysia, where you knew there was danger waiting.
Malezya dışında. Orada bizi bekleyen bir tehlike olduğunu biliyordun.
Five seconds to Malaysia.
Malezya için beş saniye.
Show me all communications with Malaysia.
Malezya'yla yapılan bütün haberleşmeleri göster bana.
Those from Malaysia?
Bunlar Malezya'dan mı?
Mayhem in Malaysia.
Malezya'da kargaşa.
For his part in manufacturing and distributing an illicit substance,..... Gung Bituen was remanded to the Immigration and Naturalization Service..... and is awaiting repatriation to Malaysia.
Gung Bituen, yasadışı bir ilaç üretip dağıttığı için Göçmen Bürosu'na teslim edildi. Şimdi, Malezya'ya gönderileceği günü beklemekte.
Malaysia!
Malezya!
- Malaysia.
- Malezya'dan.
- Malaysia?
- Malezya'dan mı?
- They're from Malaysia.
- Malezya'dan.
I went to Vietnam and Malaysia.
Vietnam ve Malezya'ya gittim.
So the plan was to party till we ran out of cash in Malaysia.
Ve planımız, paramız bitene dek Malezya'da eğlenmekti.
In Malaysia, dealers get death.
Malezya'da satıcılar öldürülürler.
Reminds me of Malaysia.
Malezya'yı hatırlatıyor.
Pop, remember that trip I took a couple of years back, to Malaysia?
Baba, birkaç sene önce Malezya'ya gittiğim zamanı hatırlıyor musun?
The Attorney General of Malaysia has agreed...
Malezya Başsavcısı kabul etti...
What could you possibly want to steal in Malaysia?
İmkanların dahilinde Malezya'dan ne çalabilirdin.
Happy New Year, Malaysia!
Mutlu yıllar Malezya!
Yeah, yeah, yeah, Malaysia.
Doğru. Evet. Evet.
Malaysia?
Çin mi, Malezya mı?