Melting перевод на турецкий
1,091 параллельный перевод
I'm melting!
Eriyorum.
The Iceman's finally melting.
Buz adam sonunda erimeye başladı.
I'm melting!
Yardım edin!
My teeth are melting.
Dişlerimi hissedemiyorum.
" I'm melting!
" Eriyorum!
I'm melting! "
Eriyorum! "
"I was melting into it It was lovely"
"İçinde giderek eriyordum. Nefisti."
You only stop melting the frost under where you're laying when you're dead.
Yattığın yerdeki buzun erimesini ancak ölüysen durdurursun.
¶ ARE MELTING AWAY ¶
Eritiyor
If, deep inside the melting ice I find a dinosaur then I'll want to train him to balance on a ball!
Eğer, kutupların derinliklerinde bir dinozor bulursam o zaman onu denemek ve üstüne binmek istiyorum!
Melting mouths and hearts you have...
Köpüğü de edin sonunda boca. Kalıp dolunca fırına verin eseri.
If you can't run without melting the tires, we can't finish a race.
Lastiklere fazla yüklenmemelisin, aksi hâlde yarışı bitiremeyiz.
The creatures seem to be melting into horrible little green and brown puddles. It's, it's like...
Yaratıklar yeşil ve kahverengi çamur olup eriyorlar.
My legs are moving so fast my pantyhose are melting.
Öyle hızlı koştum ki külotlu çorabım eriyor.
But they were melting the ice sculptures, so they had to go.
Ama onlar da buz heykelleri erittikleri için gittiler.
I'm melting with delight!
Mutluluktan uçuyorum!
Melting down police issues.
- Polis sorunları.
If, within the melting polar icecaps, There's a dinosaur, I want to train it to balance on a ball.
Eğer, kutuptaki buzlar erirse, oradaki dinozoru, bir top gibi eğitmek istiyorum
Will the winning essay be "Bubble on, O melting pot"?
Kazanan kompozisyon, "Bubble on, O melting pot" mı?
The car's melting!
- Sam, kaçıyor.
It's melting! One day you'll look back on this and have a good chuckle.
- İleride bunlara güleceksin.
# Melting your heart of stone
# Eritiyor taştan kalbini
I'm melting.
Ben eriyorum.
They were all melting.
Eriyordu.
As you can see, I can't stay with you, dear. I'm melting like a snow cone in Phoenix.
Gördüğün gibi, maskem erimeye başladığı için seninle kalamayacağım.
It's so hot. you're always sweating. You think you're melting, like butter.
O kadar sıcak ki, sürekli terin bir tarafından aşağı akar.
Oh. It's melting.
Eriyor.
It is melting.
Eriyor.
But I'm melting the cheese with the radiant power of your glowing beauty.
Ama peyniri parıldayan güzelliğinin ışıma enerjisiyle eriteceğim.
Mommy, she's melting.
Anne, eriyor.
It's melting.
Eriyor.
A quarter of a million years melting away in a couple of days.
Çeyrek milyon yıllık buz, birkaç gün içinde erimiş.
Streams of minute air bubbles, released from the melting berg, carve grooves in its submerged flanks.
Eriyen buzdağından ayrılan minik hava kabarcıkları buzdağının su altında kalan kısmında oluklar oluşturur.
I always dreamed of melting down bells. Fine.
Hep çan dökebilme ayrıcalığını istemişimdir.
"The dream of a melting pot has become a cauldron of inflexible minorities... "... and the hopelessly unemployable.
Ne var ki, hayal edilen ortak kültür potası, katı ve asla değişmez azınlık kültürlerinin kaynadığı İşlevsiz bir cadı kazanına dönüşmüştür.
This is an ultra high frequency of 500 million megahertz tearing through you melting that metallically dense nervous system of yours.
Bu 500 milyon megahertz ultra yüksek frekans seni parçalıyor senin metalik yoğunluktaki sinir sistemini eritiyor.
My sugar is melting!
Şekerim eriyor!
Melting!
Eriyor!
Ohh, the walls are melting again.
Ohh, duvarlar yine eriyor.
Melting is...
Yumuşaktır...
Wow! My shoes are melting!
Ayakkabılarım eriyor!
I'm so wet I'm melting.
Islağım ve eriyorum.
Ah, these are melting.
Ah, bunlar eriyor.
Of one whose subdued eyes albeit unused to the melting mood drop tears as fast as the Arabian trees their medicinal gum.
Ağlamaya alışkın olmayan gözleri o acıya boğulduğunda mür ağacının sağaltıcı zamkını döktüğü gibi gözyaşı döktü deyin.
Elyse, your ice cream is melting and Mommy is very busy!
Elyse, dondurman eriyor ve anne çok meşgul!
You have to eat it immediately because it's melting all over.
Hemen yemelisin, çünkü eriyor
Melting!
Eriyorum.
I'm melting!
Eriyorum!
I'm melting! Help me!
Eriyorum!
The ice is melting right underneath your feet.
Buz, ayaklarının tam altında eriyor.
New York's a melting pot.
- New York bir eritme potası.