Monday перевод на турецкий
8,381 параллельный перевод
* A better than a Monday. * * Sunday Funday *
Pazar Eğlencesi, günlerin en neşelisi.
Let him know that I will be at his home promptly at 9 A.M. Monday morning to discuss a probationary issue related to his latest anger incident.
Kendisine söyleyin, son yaşadığı öfke sorunuyla ilgili deneme süreci meselesini kendisiyle görüşmek için Pazartesi sabah tam 9'da evinde olacağım.
Monday morning...
Pazartesi sabahı...
Looked in my diary this morning and saw it was Monday.
Günlüğüme bakınca bugünün Pazartesi olduğunu gördüm.
Right, we'll see you on Monday morning then...
Peki, Pazartesi sabahı görüşürüz öyleyse...
Andrew's the one who flies off the handle whenever his agent sets up an audition on a Monday.
Menajeri Pazartesi gününe deneme çekimi ayarlayınca küplere binen Andrew'du.
See you Monday!
Pazartesi görüşürüz.
Anyway, the former television actor who hates our troops has not left his home since his controversial remarks on Monday about how he hates the troops.
Neyse, askerlerden nefret eden eski televizyon artisti Pazartesi günü askerlerden ne kadar nefret ettiğine ilişkin tartışmalı açıklamalarından beri evinden çıkmadı.
is coming on Monday, and it... the place is a mess, I need to clean and restock, and I can't do any of that if I have to go to Montauk.
Güzelce bir temizleyip stokları da yenilemem lâzım ama Montauk'a da gitmek zorundayım.
So yeah, we can move that to Monday, that frees up Tuesday.
Yani evet, bunu Pazartesi günü yapabiliriz. Bu Salı serbest kaldı.
When I started on Monday, I was a different person.
Pazartesi günü buna başladığımda, farklı bir insandım.
It was on a Monday night in Louisville, 1953.
1953'te Louisville'de bir Pazartesi gecesiydi.
I know. It's like, " Monday. Ugh!
Biliyorum, pazartesi gibi sıkıcı!
Oof. Then she's gonna take me to physical therapy on Monday.
Pazartesi beni fizik tedaviye götürecek.
Report back to work Monday.
Pazartesi işine geri dönebilirsin.
Shall I return it Monday?
Pazartesi geri getirebilir miyim?
It opened last Monday.
Geçen pazartesi açıldı.
"Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, Sunday."
"Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar."
The first rendezvous attempt will be at 10 : 00 a.m. local time on Monday.
İlk randevu girişimimiz, pazartesi günü yerel saatle sabah onda olacak
Tabata bootcamp? Visual eating on Monday, green juice on fridays,
Pazartesi görsel yemekler, Cuma sebze günü, Pazar da sıfır yemek mi?
Well, I hope Saperstein doesn't bark across the ocean when we kill the children's vitamin line on Monday.
Umarım Pazartesi günü çocuk vitamin hattını bitirdiğimizden dolayı Saperstein de okyanusa karşı bağırmaz.
Where did you go after she left your place last Monday night?
Geçen pazartesi Theresa evinden çıktıktan sonra nereye gittin?
That means she was killed Monday night.
Yani pazartesi gecesi öldürüldü.
You have until Monday to bring my money to this address.
Paramı şu adrese getirmen için sana Pazartesi'ye kadar mühlet.
Look, the shop gets regular deliveries on Monday and Thursday.
Bak, dükkâna Pazartesi ve Perşembe günleri düzenli olarak mal geliyor.
He gave me till Monday to-to get him his money, and, Steve, I do not think that he is... he's lying.
Parasını getirmem için Pazartesi'ye kadar süre verdi ve Steve, yalan söylediğini de sanmıyorum.
The election is in eight months, the debates in six, and the candidate announcement, Monday.
Seçimler 8 ay sonra, münazaralar 6 ay sonra ve aday açıklamaları Pazartesi günü.
- This Monday?
- Bu Pazartesi mi?
- You have till Monday to decide.
- Pazartesi'ye kadar zamanın var.
No, it's the same as it was on Monday.
Hayır, pazartesi de böyleydi.
Oh. Monday was nice, wasn't it?
Güzel bir gündü, değil mi?
I might nip to the loos and think about Monday.
Ben en iyisi helaya gidip pazartesiyi düşüneyim.
Feelin'good on a Monday got my space all the freedom I need
İyi hissediyorum, Pazartesileri. Kendi yerim var, ihtiyacımız olan şey tüm özgürlükler.
And I'm fine with that. Maybe I'll ask you later, but I am cancelling you for Monday. No.
- Bununla ilgili bir sorun yok.
We have a project due Monday.
Pazartesi gününe ödevimiz var.
There's a caviar omelette on here, and I can't even tweet it till Monday.
Burada havyarlı omlet var ama Tweetlemek için Pazartesi'yi beklemem gerekiyor.
I'll see you Monday morning... in the real office.
Pazartesi günü görüşürüz. Gerçek ofiste.
This is going back Monday.
Bu elbise pazartesi günü iade edilecek.
'Please note, this holiday season'our visiting hours are Monday to Friday, 8...'
'Lütfen unutmayın, bu tatil sezonunda...'... ziyaret saatlerimiz pazartesi'den cuma'ya 8...'
When we walked in on Monday and started rehearsing, the song was not there 100 %, and I think all of us were stressing a little bit.
Pazartesi gelip şarkının provalarına başladığımızda kendimizi yüzde yüz verememiştik. Galiba biraz stresliydik.
You're gonna go home, get some rest, and I'll see you at work on Monday.
Eve gidip dinleneceksin. Pazartesi işyerinde görüşürüz.
I'll see you Monday, Elena.
Pazartesi görüşürüz Elena.
On Monday.
Pazartesi günü.
Okay, everybody, see you next Monday.
Tamam, millet. Pazartesi görüşürüz. Bekle!
You will have seen the signs near the puddle of blood that said... overnight parking prohibited on a Monday.
Kan göletinin yakınında bazı tabelalar görmüşsündür. "Gece park etmek Pazartesi yasaktır" yazan.
Every monday I would sort through everybody's letters from a giant sack.
Her pazartesi herkesin koca bir çuval dolusu mektuplarını düzenlerdim.
- Well, then I plan on meeting with him first thing monday morning.
Peki o zaman Pazartesi ilk işim onunla görüşmek olacak.
And I want the forms filled out by monday.
Belgelerin pazartesi günü hazır olmasını istiyorum.
And he only spanks me when I ask him to. Wow, that is a lot to take in before 10 : 00 a.M. On a Monday.
Bunu sindirmek, bir pazartesi günü saat ondan öncesi için çok zor.
[Chuckles] Mm. Monday?
Pazartesi mi?
Last week, Monday night.
Geçen hafta, pazartesi gecesi.