Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Mouths words

Mouths words перевод на турецкий

70 параллельный перевод
- Joey. [Mouths Words]
- Joey. - Biliyorum.
Mrs. Turnberry - [Mouths Words]
Bayan Turnberry -
That's why we love you! [Mouths Words]
İşte sizi bu yüzden seviyoruz.
( MOUTHS WORDS ) Stop it.
Kes şunu.
( MOUTHS WORDS )
Kapat çeneni!
I didn't have any dream. [Mouths Words]
Ben rüya falan görmedim.
- [Mouths Words] - Bye, Miss Bomb Diggity :
Güle güle, Bayan Bomba.
( Mouths words ) go to your room!
İşte böyle! Odana git!
It's awful. [Mouths Words] Sherry - Mm-hmm?
Bu korkunç Sherry...
[Mouths Words ] [ Disher] Get him downstairs.
Onu aşağı götürün
( Mouths words )
-... bir de lastik sesi duyduk. - Lastik mi? Evet.
[Mouths words]
Teşekkürler.
[Mouths words]
Bir şey değil.
[mouths words]
Başka bir yerde olmam gerek.
[Mouths words] I love you.
Seni seviyorum.
[Mouths words] One of my life goals is to be a best man.
Hayattaki hedeflerimden biri de sağdıç olmaktı.
- I love you. - [Mouths words]
- Seni seviyorum
Um... ( Mouths words ) Okay. Sure.
Olur tabii.
( Mouths words ) Al, this is Chelsea.
Al, bu Chelsea.
Pan Am is launching a new clipper jet... ( Mouths words ) And I cannot let it fly without a purser.
Pan Am yeni bir Clipper Jet çıkarıyor... ve ben de onu kabin memursuz yollayamam.
( mouths words ) ( whispers ) right.
Evet.
( Mouths words ) That's not possible.
Mümkün değil. İkile.
( Mouths words ) Look, I don't have it, okay?
Bak, benim sendromum yok tamam mı?
That was heroin Gregg. ( Mouths words )
O, lakabı "Eroin" olan Gregg'di.
( Mouths words ) And she's with a friend tonight.
Ve bu gece bir arkadaşıyla birlikte.
- Love him already. ( Mouths words )
- Şimdiden sevdik Scott'ı.
( mouths words ) He's... um, he's... a doctor.
Kendisi bir doktor.
Froth exits their mouths rather than words.
Ağızlarından kelimeler yerine köpük çıkar.
Janet Fox mouths the words and never sings.
Janet Fox kelimeleri yutuyor ve hiç şarkı söyleyemiyor.
- So that their mouths don't have to touch words like "murder"... or "kill".
Veya "öldürmek".
I didn't put those words into your parents'mouths.
O kelimeleri onların ağzına ben koymadım.
Good morning, the first words out of our mouths.
Ağzımızdan çıkan ilk kelime : Günaydın.
Maybe you put words into other people's mouths to get out of saying them yourself.
Belki de kendin söylemeye cesaret edemediğin şeyleri başkalarına söyletiyorsundur.
Don't you put words in people's mouths.
İnsanların ağzına laf sokma.
- Bye. [Mouths Words]
- Güle güle.
As delighted as I am to hear those words come out of the mouths of either of my sons the fact is I wasn't.
Bunu, oğullarımdan birinden duymak beni çok mutlu etse de, aslında, değildim.
these are words oft heard from shinobis'mouths these days but I haven't the faintest understanding of what these words mean...
İşin acı tarafı bunları söyleyen birçok ninja tanıdım. Ama yine de hala bunların ne olduğunu anlayamadım.
You two need to O.K. Corral it on your own. I've been blamed for putting words in people's mouths enough for one day.
Siz ikiniz, işleri kendi kendinize yoluna koymak zorundasınız çünkü ben, bugünlük insanların ağzına yeterince laf verdiğim için suçlandım.
Our lips are dry and our mouths don't need To get Caught up in the words
Dudaklarımız kuru ve ağızlarımızın okuduğumuz bu oyunun sözlerine kapılmasına gerek yok
People should be able to say how they feel - how they really feel - not, you know, some words that some strangers put in their mouths.
İnsanlar bizim onlara söylettiğimiz şeyleri değil... gerçek hislerini söyleyebilmeli.
I'm getting tired of words, Always coming out of people's mouths, Trying to convince me of something.
Sürekli insanların yaptığı ve beni ikna etmeye falan çalıştıkları bu konuşmalardan bıktım!
[Mouths Words] What do you think?
Sen ne diyorsun?
[Mouths Words, Inhales]
Tamam, Haley.
Putting words in their mouths like we could tell what they were actually saying to each other.
Ağız hareketlerinden birbirleriyle ne konuştuklarını anlamaya çalışıyorduk.
( Mouths words )
Uygun kaçan bir şeyler anlat.
Right now. [Mouths words]
Neden öpmüyorsun?
Don't put no words in our mouths.
Bunu biz demişiz gibi davranma.
His signature used to be the beatings, but now it's putting words in their mouths.
İmza önceden dövmesiydi ama şimdi kurbanın ağzının içine kelimeler koyuyor.
( mouths words ) You're gonna stab me?
- Beni bıçaklayacak mısın?
Even if I have ten mouths, I have no words to say. [It can't be justified]
Bu yüzden ne desen haklısın.
Because we use each other with words... like spiders hanging by their mouths from the rafters... swinging and twisting and never touching.
Birbirimizi sözcüklerle tükettiğimiz için mi? ... kendi ağızlarından kirişlere asılan örümcekler gibi... asla dokunmadan sallanan ve yuvarlanan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]