My experience перевод на турецкий
2,409 параллельный перевод
In my experience, nothing brings workers together faster than sharing a common enemy.
Benim tecrübelerime göre çalışanları, ortak bir düşmandan daha hızlı bir araya getirecek bir şey yoktur.
Yes, in my experience, there is always room for doubt.
Evet, deneyimlerime göre, her zaman şüphe vardır.
In my experience that's how it works.
Deneyimlerime göre bu böyle oluyor.
Well, in my experience, doctors do hide things.
Eh, benim tecrübeme göre doktorlar bazı şeyleri saklar.
I only know from my side of it, from my experience.
Sadece ben kendi tecrübemi, kendi açımdan biliyorum.
- In my experience, one rarely is.
- Bunun için şükretmeli miyim? - Tecrübelerime dayanarak buna gerek olmadığını söyleyebilirim.
Guys who saw combat usually don't, in my experience.
Savaşa giden adamlar genelde konuşmaz.
In my experience, the wife always knows. In which case, the wife's got a motive. Yes, but we're not doing motive yet.
Fakat uzun yıllar sahne ışıkları altında olmadıktan sonra, sahneye tekrar geri dönme düşüncesi sizi çok üzmüş olmalı.
But in my experience, darkness usually prevails.
Ama tecrübelerime göre genelde kötülük galip gelir.
Well, friend, in my experience, people who hide behind shades are usually afraid of something.
Arkadaşım, benim deneyimlerime göre güneş gözlüğü arkasında saklananlar genelde bir şeylerden korkar.
You know, in my experience, nothing is impenetrable...
Biliyor musun deneyimlerime göre hiç birşey imkansız değildir.
In my experience, people don't usually lie before they die.
- Deneyimlerime göre insanlar ölmeden hemen önce yalan söylemiyorlar.
Well, great - - in my experience, if the criminal's not caught before the money's spent, then those dollars are never coming back.
Tecrübelerimi göz önüne alırsak suçlu, parayı harcamadığı müddetçe yakalanmaz. Harika. Sonrasında o paracıklar zaten geri de gelmez.
Oh, in my experience, Regina doesn't like surprises.
Benim deneyimlerime göre, Regina sürprizlerden pek hoşlanmaz.
In my experience, history usually wins.
Tecrübelerime göre, geçmiş her zaman kazanır.
In my experience, they've been mulling it over for quite a while.
Kendi tecrübelerime göre buna uzunca bir süre kafa patlatıyorlar.
When that heart closes itself to a man- - and in my experience, it inevitably does- - the only way to reopen it is to allow time to pass.
Kalp kendini bir adam için kapattığında ve kendi tecrübelerime göre, bu kaçınılmaz bir gerçek onun yeniden açılmasının tek yolu her şeyi zamana bırakmaktır.
In my experience that will lend respect to the entire peace project.
Tecrübelerime göre bu, projeye itibar kazandırır.
I think you're underestimating the weight of my experience this afternoon.
Bugün yaşadıklarımı küçümsüyorsun bence.
In my experience.
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
Thing is, given my skills, my experience, I'm not the guy that should be filling in.
Ama, yeteneklerim ve deneyimime bakılırsa, o yeri dolduracak kişi ben değilim.
As evidenced by my experience in court this morning.
Bugünkü tecrübemle de kanıtlandı.
'Cause in my experience, getting money from that asshole is like getting blood from a stone.
Tecrübelerime göre, bu serseriden para almak taştan kan çıkarmak kadar zordur.
You see, I've been doing this for quite a while now, and I think that, uh, I can bestow on you some of the vast wisdom from my experience in this wonderful business of entertainment.
Ben bu işi bayağı uzun zamandır yapıyorum. Eğlence dünyasındaki deneyimimden kaynaklanan engin bilgeliğimden birazını sana da ihsan edebilirim. Birincisi, Charlie.
You know, in my experience, when people are scared, they either run or they fight.
Deneyimlerime göre insanlar korktuğunda ya kaçar ya savaşırlar.
I got through that experience by hiding my emotions through using drugs.
Ben de hislerimi uyuşturucu kullanarak gizledim.
I think experience is important, but I know in my short time at the company I have already made a big impact.
Bence de deneyim önemli ama iş yerinde kısa zamanda büyük bir etki bıraktım bile.
Quite apart from having no relevant experience, as you can see, my hands are more than full.
Konuyal ilgili çok uzak kaldığım için, gördüğünüz gibi, ellerim doludan da öte.
Funny, because that's exactly what I would recommend, but, apparently, my recommendation as chief of surgery with over 30 years of general surgery experience under my belt isn't enough.
Gariptir, çünkü ben de tam olarak bunu önerdim. Ama görünen o ki, cerrahi bölümler ana bilim başkanı olmama ve 30 yılı aşkın süredir sahip olduğum genel cerrahi tecrübeme rağmen, tavsiyem yeterli bulunmamış.
Well, he's advocating the use of militant action, but my guess is that he has no military experience.
Militanca hareketlenmeyi teşvik ediyor ama tahminimce hiçbir askeri tecrübesi yok.
You could be my bella, give me that singular experience
Hadi ama, Bella'm ol benim.
The Senator joins me, um... in my prediction that under the current administration, we will experience a stock market crash of epic proportions within a matter of weeks.
Senatör bana katılıyor, tahminlerime. Şu anki yönetimin eli altında haftalar içinde çok büyüt boyutlarda bir menkul kıymetler düşüşü yaşayacağız.
When my father was kidnapped, I knew from prior experience that no matter what move I made on that day, the results were not gonna be good. I mean, these situations, they rarely are. Okay?
Babam kaçırıldığı zaman, önceki tecrübelerimden o gün ne hamle yaparsam yapayım sonucun iyi olmayacağını biliyordum.
I would be very happy if this has been captured for my kids and the rest of the generations of the Dorobo kids, and be proud that our ancestors, our fathers, our elders did practise this scary, scary experience.
Eğer bu benim çocuklarım için ele geçirilmiş olsaydı, çok mutlu olurdum ve Dorobo çocuklarından arta kalanlar için, ve atalarımız, babalarımız, yaşlılarımız için bir gurur, bu alıştırma korkunç mu korkunç bir deneyimdi.
It might be good for me to experience what my clients go through.
Müşterilerimin yaşadıklarını tecrübe ediyor olmak heyecanlı olur.
You see... in my experience, suicides rarely ever shoot themselves through their clothes.
Bunu göstermenin eğlenceli bir yolunu bulmuşlar.
I have never had an experience like that again in my life.
Ömrüm boyunca öyle bir deneyim daha yaşamadım.
Well, you've made a lot of progress over the last three days, and based on years of diagnostic experience and your lack of health insurance, it is my medical opinion that you are not a danger to yourself or to others, and I'm releasing you.
Son üç günde oldukça ilerleme kaydettik, önceki yıllarımdaki teşhislerime ve sağlık sigortanın bulunmamasına dayanarak verdiğim karar kendine veya diğer insanlara karşı bir tehlike oluşturmadığındır.
Well, based on my own recent experience, I've have to agree.
Son zamanlardaki tecrübelerime dayanarak bu konuda sana katılıyorum.
Well, never bet against my years of experience, Captain.
Asla uzun yıllara dayanan tecrübeme karşı bahse girmeyin, yüzbaşı. Evet.
I teach my students that the way to understand a culture fully is to experience it firsthand.
Öğrencilerime kültürü tam olarak anlayıp tecrübe edebilmeleri için ilk elden gösteriyorum.
It's the worst experience of my life.
Hayatımın en kötü deneyimi bu.
That weekend we spent in the mart, was the most powerful experience of my life.
Mart'ta geçirdiğimiz o hafta sonu, hayatımdaki en güzel tecrübeydi.
In my limited experience, I never got past a three-pack, that's- -
Tecrübelerime göre üç paketten fazlayı geçmemiştim.
You? Mr. Collier, I can tell you from having extensive experience with Los Fundadores that my partner, Agent Bell, and I...
Bay Collier, Los Fundadores'ten edindiğim engin bilgilere dayanarak söyleyebilirim ki ortağım Ajan Bell ve ben...
And plus my friend here had a bad experience.
Ve ayrıca arkadaşım bu konuda kötü tecrübeler yaşamış.
The tank is there, my car is here, and this is possibly the greatest motoring experience of my life.
Tank şurada. Araba burada. Ve bu muhtemelen hayatımın en iyi sürüş deneyimiydi.
Come on, with my intel and your experience?
Hadi ama, benim istihbaratım ve senin deneyimin?
I would sacrifice everything, even my life to experience for just one moment what I give to others.
Benim diğerlerine gösterdiğim şeyi sadece bir anlığına dahi olsa hissedebilmek için her şeyimi, hatta hayatımı bile feda edebilirim.
I mean, why should I let the fact that my boyfriend is seeing the ghost of his dead girlfriend hinder this experience?
Demek istediğim, neden erkek arkadaşımın ölmüş kız arkadaşının hayaletini gördüğü gerçeğinin bu deneyimi engellemesine izin vereyim ki?
I'm a registered nurse with 15 years of experience, eight of which were here with Harley and Brick, so I know this office like the back of my hand.
15 yıllık tecrübesinin 8 yılını Harley ve Brick ile geçirmiş kayıtlı bir hemşireyim. Bu ofisi avucumun içi gibi bilirim.