My height перевод на турецкий
231 параллельный перевод
Oh, he's about my height.
Benim boylarımda.
I'm the perfect weight for my height.
Boyuma göre ideal kilomdayım. 1.85.
It's from when I was five, and Auntie Oshige measured my height.
Beş yaşına bastığımda Oshige teyze boyumu ölçmüştü.
What does my height have to do with anything?
Boyumun konuyla ne alakası var?
He's about my height.
Benim boylarımda.
He's about my height.
Yaklaşık benim boyumda.
It happens to be a very good height indeed, since it also happens to be exactly my height.
Aslında bu boyda olmak çok iyi. Üstelik ayrıca bu, tamı tamına benim boyum oluyor!
Your hands and my height, we'll destroy them!
Senin ellerin ve benim boyumla onları yok ederiz.
Well, you had better bone structure than I did, but you lacked my height.
Hatta kemik yapın benden çok daha iyiydi ama boyun benim kadar uzun değildi.
I keep muddling up my shoe size and my height.
Ayakkabı numaramla boyumu karıştırıyorum.
I mean, my height and my shoe size.
Yani boyumla ayakkabı numaramı.
You know, when I was free and at my height a day without casualties was like...
Serbest olduğum zamanlarda benim iş yaptığım yerde kayıpsız geçen bir gün sanki- -
What, you'bout my size, my height, my weight? Doggy style.
Benim ölçülerimdesin, ayni boy ve kilo, çapkinlarin bakacagi tiplerdensin.
He's older, about my height.
Yaşlı, yaklaşık benim boyumda.
My height.
Benim boyum.
- I'm watching my height.
- Ben de boyuma dikkat ediyorum.
He could dunk. And he was my height.
Benim boyumda ve smaç yapabiliyor.
She was my height.
Benim boyumdaydı.
It's been reducing my height by five centimeters every hour.
Her saat başı uzunluğum beş santim kısalıyor.
Never would it have occurred to you that a person of my height could have possibly obtained a degree in hotel management.
Benim boyumdaki birinin, otel işletme konusunda bir yetki ve diploması olabileceği aklına gelmedi herhalde.
Was he about my height?
Benim boyum kadar mıydı?
They don't like my gestures, my cadence... my height.
İyi de bunlar benim vücut hareketlerimden, ses uyumumdan boyumdan da hoşlanmıyorlar.
- You're only half my height, you fool. - [moaning]
Sen benim yarı boyumdasın, salak herif.
My height, hair, blue eyes.
Boyumu, saçımı, mavi gözlerimi severdi.
Twice my height and size
Benim iki katım kadar
My height, my little quirks, the year I had an Afro.
Boyum, ufak garipliklerim, kıvırcık saçlı olduğum yıl.
And finally, when I started to grow and my skills started to catch up with my height, I started to beat him.
Ve en sonunda ben büyüdükçe... ve yeteneklerim geliştikçe... ben onu yenmeye başladım.
Yes'But my height let me down!
Evet fakat boyum beni hayal kırıklığına uğrattı
If you could see my real height, you'll see I'm not much taller than this :
Gerçek yüzümü görebilseydin hiç de yüksekte olmadığımı anlardın.
If you could see my real height, you'll see I'm not much taller than this :
Öyle mi? Gerçek yüzümü görebilseydin hiç de yüksekte olmadığımı anlardın.
If you could see my real height, you'll see I'm not much taller than this :
Öyle mi? Gerçek yüzümü görebilseydin o zaman hiç de yüksekte olmadığımı anlardın.
My height is...
Boyum 1 metre 69 cm...
My career was at its height...
Kariyerim en üst düzeydeydi...
The height of my sexual potency was ten years ago.
Cinsel gücümün zirvesi 10 yıl önceydi.
In this height, Stimson it supported my position, but later, Mr. Byrnes, that he was not present,
O anda Stimson yardımıma gelip bana katıldı.
Then one day, at the height of my sense of well-being, I suddenly and for no apparent reason was seized with an urge to commit suicide. No.
Sonra bir gün, çok iyi olduğum bir dönemde, hiçbir sebep yokken, intihar etme fikri benliğimi sardı.
My abhorrence for it reached its height... with the development of the atom bomb.
Atom bombasının icadıyla birlikte savaşa karşı olan nefretim ayyuka çıktı.
I only ever dine with people of my own height!
Yalnızca soylu insanlarla yerim.
" And you, my father, there on the sad height.
" Ve sen, babam, göğün hemen altında.
I'm at the height of my pleasure.
Zevkimin doruklarındayım.
I had returned to my tent... but I can tell you he was of more than average height.
Çadırıma dönmüştüm. Ama boyu ortalamanın üzerindeydi yerlilerin giydiği başlıktan takıyordu.
And now, my friends, it is a height of we go to have lunch.
Ve şimdi arkadaşım öğle yemeğine gidiyoruz.
Unfortunately, my religion it does not allow it in this height of the year.
Malesef dinim yılın bu vaktinde buna müsade etmiyor.
I was at the height of my fury, but I proudly observed that my mother did not blaspheme my dear hill.
Öfkem tepeme çıkmıştı, ama gururla fark ettim ki annem tepelerimi eleştirmiyordu.
Is he not approved in the height a villain... that hath slandered, scorned, dishonored my kinswoman?
- Benim akrabama iftira atıp onu aşağılayıp, iffetine leke sürerek alçaklığın doruğuna çıkan o değil mi?
My father, at the height of his success, had 50. I've got 350.
Babam iş hayatının zirvesindeyken 50 işçisi vardı, benim ise 350!
If I could have my way I would never have allowed you to.. - take a home at such a height.
Bana kalsaydı, evi bu kadar yüksekten aldırmazdım.
My height?
Benim kadar mı?
Not being of so-called average height does not mean I must get my thrills vicariously.
Boyumun ortalamanın altında olması, arzularımı da dizginlemem gerektiğini göstermez.
My grief was at the height before thou camest, and now like Nilus, it disdaineth bounds.
Seni gördükten sonra öfkem bin kat daha arttı. Nilus gibi kendimi aşağılanmış hissediyorum.
My lady, it will be the height of folly to let this child lead our army in the king's name without verifying her true motives.
Efendim, eğer bu çocuğun, gerçek amacını anlamadan, kral adına orduyu yönetmesine izin verirsek büyük aptallık etmiş oluruz.