Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Nablus

Nablus перевод на турецкий

46 параллельный перевод
Is being in the army in Nablus any safer?
Nablus'ta askerlik hizmeti yapıyorsan daha çok mu güvendesin?
Nablus.
Nablus.
Shots were fired at an army post near Nablus.
Nablus yakınlarındaki bir askeri garnizonda silahlar patladı.
Nablus?
Nablus mu?
The Israeli army announced that Nablus is sealed off
İsrail ordusu Nablus'a giriş çıkışların kapatıldığını bildirdi...
"Nablus" means "blackmail".
"Nablus" "şantaj" demek.
Are you going to Nablus?
Nablus'a mı gidiyorsun?
Why do they use so much sugar in Nablus?
Nablus'ta insanlar, niçin bu kadar şeker kullanıyor?
No, in Nablus there are no movies.
Hayır, Nablus'ta sinema yoktur.
Nablus is a jail.
Nablus bir hapishane.
We left. Returned our IDs and moved to Nablus
ID'ye döndük ve Nablus'a hareket ettik
He went back to Nablus, why?
Nablus'dan dönecek, neden?
driven by Riyad Bek, leader of the mil itary arm of Hamas.
Nablus'ta bugün Hava kuvvetleri Apache helikopterlerinin vurduğu araba sürücüsü Riyal Bek'ten önce askeri güç Hamas'a girdi.
We're going to Nablus.
Nablus'a gidiyoruz. - Nablus'a mı?
Nablus
Nablus.
Ashraf Sirtawi from Nablus
Ashraf Sirtawi, Nablus'dan.
Noam!
Noam! Açılı isyancılar Nablus'u vurdu.
Any further and we'll reach Nablus ( the West Bank ).
Biraz daha gidersek, Nablus'a ( Batı Şeria ) varacağız.
Before we respond, he'll be asleep in Nablus.
Biz karşılık vermeye kalmadan, adam Nablus'takı yatağında uykuya dalar.
And then, of course, we have the story Of the brothers of nablus -
Ve sonra, tabii ki, Nablus kardeşlerin hikayesi de var.
And fathers of nablus.
Ve Nablus'un babaları.
Brothers of nablus.
Nablus'un kardeşleri.
Jacob's daughter dinah Is raped by shechem, prince of nablus.
Yakup'un kızı Dinah Nablus Prensi, Şekem tarafından tecavüze uğrar.
Outskirts of Nablus
- Nablus, Filistin Bölgesi -
- Zeta village, south of Nablus.
- Zeta köyü, güney Nablus. - Devam et!
The town of Fez boasted some 27 different soap makers, and cities like Nablus, Damascus and, of course, Aleppo became world-renowned for the quality of their soaps.
Fez Kenti yaklaşık 27 farklı sabun üreticisi ile övünürdü ; Nablus, Şam ve tabii ki Halep gibi şehirler sabunlarının kaliteleriyle dünyaca ünlü oldu.
'I can't get to villages where I need to pick up orphans'near Bethlehem, Ramallah, Jericho, Nablus.'
Beytüllahim, Ramallah, Jericho ve Nablus'un köylerine yetim kalan çocukları alıp getirmek için gidemiyorum.
I started as a coordinator in the Nablus district.
Nablus bölgesinde koordinatör olarak başladım.
In Nablus then, wherever you threw a rock, there was either a cat or a terrorist.
Nablus'ta nereye bir taş atsanız ya bir teröriste yada bir kediye denk gelirdi.
They attacked Palestinian mayors Bassam Shaka'a in Nab / us and Karim Halaf in Ramallah.
Filistinli belediye başkanı Bassam Shaka'ya Nablus, Karim Halaf'a Ramallah'ta saldırıldı
Victory doesn't dictate that we have to conquer Gaza or Ramallah or Nablus or Hebron.
Zafer, Gazze'yi, Nablus'u veya Ramallah'ı yada El Halil'i feth etmemizi gerektirmiyor.
I think my son, who served for three years in the paratroopers, participated in the conquest of Nablus at least two or three times.
Hava indirmede üç yıl hizmet eden oğlum sanırım iki yada üç defa Nablus'un ele geçirilmesinde yer aldı.
Well, I must head back to Nablus.
- Pekâlâ, Nablus'a geri dönmeliyim.
I'm going to Nablus.
Nablus'a gideceğim.
What's in Nablus?
Ne var Nablus'ta?
WELCOME TO NABLUS
NABLUS'A HOŞ GELDİNİZ
The day before the attack, she was in Nablus.
Saldırıdan önceki gün, Nablus'a gelmiş.
How long are you staying in Nablus?
Nablus'ta ne kadar kalacaksın?
I don't think she came to Nablus to see us.
Nablus'a bizi görmeye geldiğini sanmıyorum.
She became an icon in Nablus.
Karın, Nablus'ta bir ikon hâline gelmişti.
Doctor, you have no idea what your presence in Nablus can cause.
- Doktor senin, Nablus'taki varlığının nelere sebep olabileceğinden haberin yok.
Now get out of Nablus.
Şimdi Nablus'tan defol git.
I won't leave Nablus before I get my answers. You hear me?
Aradığım cevapları almadan Nablus'tan gitmeyeceğim.
Listen, asshole, tell him his uncle is here, that I found the Mercedes, and I won't leave Nablus before I see him.
Dinle, pislik. Söyle ona, ben dayısıyım. Mercedes'i buldum ve onu görmeden Nablus'tan gitmeyeceğim.
One evening, while in the reserves, my unit had to stop a suicide attack by capturing a terrorist in a village near Nablus.
Yedek kuvvetlerdeyken bir gece, birliğimle bir intihar saldırısını önlemek amacıyla Nablus yakınlarında bir köyde bir teröristi yakalamaya çalışıyorduk.
I want to go to Nablus.
Nablus'a gitmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]