Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Nameplate

Nameplate перевод на турецкий

51 параллельный перевод
- She's got a nameplate.
- İsimliği var.
Mister, excuse me, but you don't have a nameplate.
Beyefendi, beni affedin, ama isim kartınız yok.
It's probably turned green by now and nobody can read the nameplate.
Muhtemelen şimdi yeşermiştir ve kimse ismi okuyamıyordur.
There's such a big nameplate that even a blind man could see it.
Kocaman bir tabela var... Kör bir adam bile onu görebilir.
- There's no nameplate.
- İsim plakası yok.
Listen would you be willing to sacrifice this nameplate if it would get you going again?
Dinle yine yürüyecek olsa bu isim plakasından vazgeçer miydin?
Every proprietor, or even tenant... sticks up his nameplate like a coat of arms... and studies the paper like a world leader.
Her mal sahibi ya da kiracı... isim tabelalarına çok değer veriyor... ve kağıtları sanki birer dünya liderleriymiş gibi çalışıyor.
Nameplate : "Kasuga Takashi, Kyosuke, Manami, Kurumi"
Onca tüyle pişiyorsundur kesin. "Kasuga Takashi, Kyosuke, Manami, Kurumi"
Nameplate : "Hiyama"
"Hiyama"
Made a little nameplate that you put on your desk.
Masasının üstüne koyduğu küçük bir isimlik.
- And the nameplate reads Jha'dur.
- İsimliğinde Jha'Dur yazıyor.
Even if the address is right if the nameplate is different.
Adres aynı olsa bile... Alıcının ismi farklı.
Why don't we smooth the head down to nothing stick a pumpkin under its arm and change the nameplate to Ichabod Crane?
Biz neden bir şeyler yapıp kafasının altına bir balkabağı koyup tabelanın adını Ichabod Crane'e çevirmiyoruz?
See that nameplate on the door?
Şu kapıda yazılı adı görüyor musun?
Nameplate again.
- İsim tabelanı değiştirdim.
Me, that's who. You want a nameplate?
Ben, Ve sen bir tabela istiyorsun?
I've told him he should put up a nameplate.
Ona bir tabela takmasını hep söylüyorum.
This is the nameplate.
İşte tabela.
There's no nameplate, so....
Etiket yoktu da. Neyse.
Her nameplate's right on the door.
Kapının kenarında isim levhası var. Siz yalnız girin.
Since you can read, you may wish to examine my nameplate.
Madem okuyabiliyorsunuz, belki isim plakamı incelemek istersiniz.
On the other hand you want that nameplate on your desk to read "Mayor" someday?
Öte yandan eğer bir gün isimliğinde "Belediye Başkanı" yazmasını istiyorsan...
He lusts after the senior vice president nameplate on my office door.
Kapımdaki başkan yardımcısı plakasına gıpta ediyor.
Just show them your nameplate.
Onlara isim kartını göster.
Nameplate?
İsim kartı mı?
I could have my nameplate on your door by tomorrow.
İsmimi senin odanın kapısında çok yakında görebilirim.
Amemiya's name isn't on the nameplate either. Maybe, this isn't this place after all?
Genç bir erkek bana aşkını itiraf etti.
What, did they run out of U's on your nameplate maker?
İsim levhan yapılırken U harfi bitmiş mi?
The nameplate?
İsimlik mi?
Nameplate.
İsimlik.
And a nameplate.
Bir de isimlik.
Why don't I make a nameplate for you and put it on the door?
Hücrenin kapısına adını yazacağım haberin olsun.
You need a new nameplate.
Yeni bir tabelaya ihtiyacın var.
He stole the'Real'from my nameplate.. .. And stuck it on to his nameplate.
O,'Gerçek'yazısını çalıp kendi levhasına yapıştırmış.
We'll do it when the nameplate arrives.
İsim levhası gelince yaparız.
Now, that's a pretty nameplate.
Ne güzel bir isim plaketi.
Cute little nameplate, phone plugged into nothing.
Şirin bir isim levhası, bağlı olmayan bir telefon.
Nameplate removed from my office door.
İsim plakası ofisin kapısından kaldırıldı.
I don't give a damn what your nameplate says.
Umurumda değil senin tabela ne diyor.
It's a matching nameplate to yours.
Sizinkiyle eş bir isim levhası.
You just have to put my name on the school nameplate.
Sadece okulun tabelasında benim adım yazsın.
It's a nameplate.
İsim levhası.
You found the nameplate, thank God.
İsim levhasını bulmuşsunuz, çok şükür.
It became real and then when we, like, went up to her office and we saw her nameplate,
Şimdi neden son iki haftadır bu kadar takıntılı olduğunu anlıyorum. Takıntılı mı? Ne demek istiyorsunuz?
We're gonna get you a nameplate.
Sana isim levhası yaptıracağız.
He doesn't have a nameplate because we have to keep moving him around.
Sürekli yerini değiştirdiğimiz için isim levhası yok.
Although the nameplate on it says, "Avner."
Üzerinde bulunan levhada "Avner" yazıyor.
- His nameplate.
- İsim plakasından.
Nameplate : "Hiyama" And so, I was given them, and...
Bu şekilde aldım ama...
And just do not bother to see whose name is there on the nameplate.
Gidin ve şu pi.. yakalayın!
- Our nameplate.
- Zildeki isim levhamız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]