Neglected перевод на турецкий
985 параллельный перевод
But I'm simply amazed that The Globe has neglected to place... your own photo next to this magnificent one of her.
Ama gerçekten şaşırdım ki ; The Globe'un, bu muhteşem anda onun yanında sizin de bir fotoğrafınızı ihmal etmesini çok yadırgadım.
The liver, if neglected, invariably leads to cirrhosis
Karaciğerine itina göstermeyen siroz hastalığına yakalanır.
I neglected to mention...
Bundan bahsetmedim ama...
Say, fella, you neglected me and I feel very put out.
Beni es geçtin ve kendimi dışlanmış hissediyorum.
Mr. Gray neglected to tell you that when we were in Harvard, I was his valet.
Bay Gray size söylemeyi unuttu. Harvard'da beraberken ben onun hizmetçisiydik. - İyi bir hizmetçi miydi Tommy?
The neglected wife as usual.
Herzamanki gibi, ilgilenilmeyen eş.
The lovely neglected wife.
Sevimli ihmal edilmiş eş.
Well, I might say I'm a neglected wife.
İhmal edilmiş bir eş olduğumu söyleyebilirim.
I believe in the work to be done here to save an estate that's near to ruin... to save all those people who've been neglected by my family... because they preferred glory in India, glory in China, glory in Africa.
Harabe olmak üzere olan bir malikaneyi kurtarmak için burada yapılacak işlere inanıyorum. Hindistan, Çin ya da Afrika'da ihtişam elde etmeyi tercih ettikleri için... ailem tarafında ihmal edilen tüm o insanları kurtarmaya inanıyorum.
I would rather neglected.
Bunu gözden kaçırman ne aptallık, Joss. Aptallıktan çok vurdumduymazlık.
And, uh, unfortunately, when I left my private yacht... I neglected to put a stiver in my pocket.
Ne yazık ki, özel yatımdan ayrılırken cebime bir şeyler atmayı unutmuşum.
I've been thrown out of my own home, threatened by cops... chased around in taxi cabs... and neglected my job, because I loved you and wanted you back again.
Kendi evimden kovuldum, polisler tarafından tehdit edildim taksilerde peşinden koştum ve işimi ihmal ettim. Hepsini seni sevdiğim ve geri istediğim için yaptım.
If I'd known you were being neglected, I would have come sooner.
İhmal edildiğinizi bilseydim daha önce gelirdim.
There's only one trouble with the whole setup... something that Gerry neglected to tell you.
Ama tüm bu düzenleme içinde Gerry'nin sana anlatmadığı ufak bir sıkıntı var.
I neglected to warn him.
Onu uyarmayı ihmal ettim.
I never saw a more gross neglected duty in my life.
Ömrüm boyunca, bu kadar savsaklanan bir görev anlayışı görmedim.
Oh, Davos, seems I neglected to tip you when we...
Davos, anlaşılan geçen sefer bahşişini unutmuş -
She must have neglected her health terribly.
Korkunç bir ihmal.
It is the most corrupt and neglected of all our colonies.
Kolonilerimiz içinde en yozlaşmış ve ihmal edilmiş olanı.
I see I haven't been neglected.
Beni de unutmamışlar.
You neglected your work this afternoon.
İşinizi ihmal ettiniz.
Put the case that he has known them to be imprisoned, whipped, neglected, cast out, qualified in all ways for the hangman, and growing up to be hanged.
Bu çocukların, adet olduğu üzere hapsedildiğini... kırbaçlandığını, ihmal edildiğini, cellâtların arzu ettiği şekilde sömürülüp... infaz edilecek kişiler olarak yetiştiğini düşün.
Who for 18 years has neglected her...
18 yıl onu boşlayan biri...
They neglected nothing.
Hiçbir şeyi ihmal etmediler.
- It shall do well. But yet I do believe the origin and commencement of his grief sprung from neglected love.
Ama ben yine de aşk yarası var derim, derdinin kaynağında, başlangıcında.
I neglected to tell you about the posture.
Size duruşunuzu göstereyim.
Apply this same law to this maltreated wife... and neglected woman.
Aynı kanunu bu kötü davranılmış eşe, ihmal edilmiş kadına da... uygulayın.
A neglected upbringing, a foolish marriage, twisted liaisons.
Terbiye almamışlık, aptalca bir evlilik, gizli çarpık ilişkiler.
Then get on with the problem and a few others I've neglected.
Daha sonra bu soruna ve geçmiş iki yılda ihmal ettiğimiz birkaç ufak soruna dönerim.
I neglected to order a gown for your wedding.
Düğünün için elbise sipariş etmeyi ihmal etmişim.
Perhaps they neglected to tell you at medical school that a rabbit has large pointed ears?
Tavşanın uzun ve dik kulakları olduğunu tıp fakültesinde sana söylemediler demek.
I have neglected the business.
İşi ihmal ettim.
It's the reason I neglected to call witnesses to the stand.
Bu çek yüzünden tanık sandalyesine hiç kimseyi çağıramadım.
A neglected house gets an unhappy look.
Bakımsız bir evi hüzün kaplar.
I neglected to write that he was already married.
Yazmayı unutmuşum, adam zaten evliymiş.
By the way among my other failings, I've rather neglected you, haven't I?
Bu arada diğer hatalarımın yanı sıra seni biraz ihmal etmiştim değil mi?
Well, the court received a complaint that your child is being neglected and wants a full report on your fitness as a parent.
Mahkeme çocuğun ihmal edildiğine ilişkin bir şikayet aldı ve sizin ebevenyliğinize ilişkin tam bir rapor istiyor.
- Although you neglected to notify the court.
- Ama bu konuda mahkeme bilgilendirilmemiş.
I've neglected you shamefully.
Seni ne yazık ki çok ihmal ettim.
Your manners certainly haven't been neglected.
- Tavırlarınız hala kusursuz.
She feels neglected.
Annemin ihmal edildiğini düşünüyormuş.
He told me something else, too, which I neglected to tell you... That if I did butt in, that he'd break my neck.
Sana söylemeyi unuttuğum bir şey daha söylemişti... karışmaya devam edersem boynumu kıracakmış.
Oh! I have neglected an important matter which now requires my attention. I see.
- Şu an ilgilenmem gereken önemli bir meseleyi gözden kaçırmışım. - Oh, anlıyorum.
- I'd neglected war.
- Savaşı dışarda bırakmıştım.
I neglected to prepare myself on the harp.
Arp çalmayı ihmal etmişim.
The record business was neglected during this phase, much to my regret.
Maalesef bu dönemde plak işi ihmal edildi.
" He and his are not neglected by the gods,
" O ve onunki tanrılar tarafından gözardı edilmez,
He's neglected all his pals.
Ahbaplarını hep ihmal ediyor.
There is an old neglected graveyard about 3 miles from here.
Buradan 5 kilometre uzakta pek kullanılmayan, eski bir mezarlık var.
So no-one feels neglected.
Bu şekilde kimse ihmal edilmemiş oluyor.
Feeling neglected?
İhmal edilmiş mi hissediyorsun?