Newfound перевод на турецкий
285 параллельный перевод
I may get my newfound friends to call a meeting.
Yeni bulduğum arkadaşlarımla bir görüşme ayarlayabilirim.
To Nadia's health and her newfound freedom!
Yeniden özgürlüğüne kavuşan Nadia'nın şerefine!
Add courage to your newfound virtues.
Yeni bulduğun değerlere cesareti de ekle.
You owe your newfound majority to us.
Yeni çoğunluğunuzu bize borçlusunuz.
I think I'm keeping you from capitalizing on your newfound luck.
Sanırım, yeni keşfettiğin şansınla sermayeni arttırmanı engelliyorum.
To your newfound freedom.
Yeni özgürlüğüne.
That his fancy for the freedom of the fields had prevailed over his newfound needs and burgeoning affection.
Özgürlük isteğinin yeni ihtiyaçlarına baskın geldiğini.
Before a newfound affluence swept the land Making it clean and tidy And making all the shops full of nice things :
Ülke dirlik ve düzene kavuştu mağazalar güzel şeyler, hoş trenler, oyuncaklar ve...
No, you're not going to be around... to put your newfound knowledge to use.
Yeni öğrendiklerinizi kullanmak üzere... ortalıkta olmayacaksınızortalıkta
However, despite his newfound stature, Jean spent his days drinking.
Ancak paraları ve güçleri olmasına rağmen Jean her gün sarhoş oluyordu.
It had just declared its independence from the powerful but stagnant Spanish empire and with a newfound self-confidence Holland embraced, more fully than any other nation of its time the spirit of the European Enlightment.
Güçlü İspanya krallığından bağımsızlıklarını elde ederek yeni ve atılımcı Hollanda'yı kurdular dönemin toplumlarına göre oldukça ileriydiler ve Avrupa'nın öncü ruhunu temsil ettiler...
And it's these new qualities in the man himself... that account for his newfound appeal.
Ve bu yeni kaliteyi kendine ekler... onun yeni keşfedilmiş cazibesi olur.
Now let's not be rash with our newfound money. Right.
- Paramızla acele etmeyelim.
There's your Jeremy running happily with his newfound friends.
İşte Jeremy orada, mutlu bir şekilde yeni arkadaşlarıyla koşuyor.
Let's go celebrate our newfound ability to express love.
Gidip birbirimize sevgimizi ifade etmek için bulduğumuz yeni yolları kutlayalım.
My brother also brings with him the financial means... for me to explore my newfound identity.
Kardeşim aynı zamanda yeni kimliğimi keşfetmem için finansal desteği de beraberinde getirdi.
Left unchecked, Entwari's newfound strength could eventually tear the group apart.
Kontrolü bir yana bırakan Entwari'nin yeni keşfettiği gücü sonunda gruptan atılarak küçük düşmekle sonuçlanabilir.
Using your newfound fame to earn a fortune.
Kazandığın şöhreti bir servete çevirerek.
Go on outside. Play with your newfound friend.
Disari çik, Yeni arkadaslarinla oyna,
As last year's recipient of the Key to the City... it is my honor to pass it on to our newfound friend.
Şehrin anahtarını geçen sene alan kişi olarak... yeni arkadaşımıza bunu vermek benim için bir onurdur.
Mail, from your newfound fans.
Posta, yeni hayranlarından.
Oh, my family just doesn't understand my newfound vegetarianism.
Ailem vejetaryen oluşumu anlayamıyor.
So, Mother Simpson, where did your newfound sense of irresponsibility take you?
Ortaya çıkan özgür ruhun seni nereye sürükledi?
Your newfound confidence in me is flattering, Mr. Neelix, but Dr. Jetrel has instruments designed specifically to analyze Talaxian physiology.
Yeni bulunan sırrınız, benim için mutluluk verici, Bay Neelix, ama Dr. Jetrel, Talaksiyan, fizyolojisini analiz etmek için gerekli ekipmanlara sahip.
And according to our newfound friend... he was given the location of Mr. Garibaldi's Starfury... by someone from Interplanetary Expeditions.
Yeni edindiğimiz arkadaşımız Bay Garibaldi'nin Cengâver'inin bulunduğu mevkiiyi Gezegenler Arası Kâşifler'den birinin söylediğini öğrendim.
If you're referring to my newfound mobility, that is entirely up to me.
Yeni buluşum değişkenlik için başvurursanız Bu tamamiyle benim için uygun olur.
But perhaps if Her Majesty... were to consider accompanying her newfound physical vigour... with the benefits of mental activity.
Ama Majesteleri geri kazandığı fiziksel dinçliğini biraz da zihinsel aktivitelerle beraber kullanmayı düşünebilirse eğer...
The newfound family. Pygmy buzzards be hovering over you trying to get that loose change.
Yeni kurulan aile pigme akbabalar senin üstünde olacak.
Armed with his newfound wealth, the Joker put together a pricey defense team to polish his less-than-sterling reputation.
Yeni servetiyle güçlenen Joker yerlerde sürünen itibarını düzeltmek için pahalı bir danışman ekibi kurdu.
I don't know. Newfound confidence that just seemed to burst from you.
Bilemiyorum, kendine güvendiğini her şeyinle belli ediyordun.
or a newfound appreciation for country music.
- Veya country müziğe karşı yeni bir beğeni geliştirebilmek.
Niles, I'm finding it a bit difficult to accept this newfound enthusiasm of yours.
Bu yeni ve coşkulu ruh haline inanmakta zorluk çekiyorum Niles.
Siddhartha was helping Samantha along her newfound path.
Siddhartha, Samantha'nın yolunu keşfetmesine yardım ediyordu.
Propelled by his newfound confidence Jordan would now soar into the national spotlight.
Kendine güvenli bir şekilde ilerleyen Jordan... artık ulusal arenada hızla yükselecekti.
I'm gonna go home, before Ross starts rambling about his newfound respect for life.
Ross, hayata yeniden tutunması hakkında saçmalayama başlamadan ben eve gidiyorum.
I do have a newfound respect for life.
- Hayata yeniden tutundum.
That night, after a friendly dinner Steve and Miranda began to explore their newfound friendship.
O gece dostça bir yemekten sonra Miranda ve Steve yeni kurulan dostluklarını keşfetmeye başladı.
True, but it might be an opportunity for you to apply your newfound social skills.
Doğru, ama yeni keşfettiğin sosyal becerilerini denemen için iyi bir şans olabilir.
No faith in our newfound goodness, Detective?
Doğru yolu bulduğumuza inanmıyorsunuz galiba Dedektif.
There's a reason for Tommy's newfound enthusiasm for firearms.
Tommy`nin atesli silahlara yeni baslayan ilgisinin bir nedeni var.
Or your newfound friend Turati could have a very easy win indeed.
Ya da yeni arkadaşın Turati gerçekten de kolay bir galibiyet kazanır.
Our newfound maestro!
Yeni keşfimiz kendisi.
While the monks of the West were hoarding their wisdom on scraps of expensive parchment, paper enabled Islamic civilisation to spread its newfound knowledge far and wide, creatingu single community, linking three continents.
Batılı rahipler bilgilerini, pahalı parşomen kâğıdında müsvedde halinde saklarken, kâğıt, bilgileri ve buluşları İslam uygarlığının en uzak köşesine kadar ulaştırarak, üç farklı kıtayı tek bir toplum haline getiriyordu.
Billy Thomas now walks aroundwith models flanking him, espousing his newfound philosophythat wives belong in the home, ready to rub the husbands'feetand poised to serve them sexually.
Bütün bunların bir etkisi var mı? Billy Thomas artık etrafında modellerle dolaşıyor ve kadınların evde oturmaları, erkeğin ayağını ovmaları ve onlara cinsel hizmet vermeleri gerektiğini düşünüyor.
In innocence, we search the skies Enchanted are our newfound eyes
Masumca, yeni bulduğumuz gözlerle büyülüler gökyüzünü tararız.
Third, I'm uncomfortable with this newfound respect you have for me.
Üçüncüsü, benim için yeni keşfiniz olan bu saygıdan rahatsızım.
Why don't we celebrate your newfound trust in me... by taking a skydiving lesson?
Bana yeniden güvenişini neden kutlamıyoruz? Paraşüt dersleri alacak yapabiliriz.
I got an angry inch, angry inch Six inches forward and five inches back champagne flowing freely all border crossings are reported to be wide open, and thousands are flooding into the western half of the city to celebrate their newfound freedom.
6inç dışarı, 5inç içeri şampanya rahatça fışkırıyor engelleri aşarak... tamamen açık olduğu rapor edildi, ve binlerce kişi, yeni kavuştukları özgürlüklerini kutlamak için şehrin batı bölümüne akıyorlar.
RICHARD : I was just gonna extend our support in your time of newfound loneliness.
İçinde bulunduğun bu yeni yalnızlık döneminde sana hepimizin desteğini iletmek üzereydim.
She was, like, she had this newfound sense of self.
Kendini bulmuş gibiydi.
Let's go celebrate our newfound ability to express love.
Bizi evden çıkaramazsın!