Nish перевод на турецкий
59 параллельный перевод
Why don't you fii nish packing?
Niçin sen toplanmayı bitirmiyorsun?
It's probably Nish'ta.
Muhtemelen Nish'ta ile.
- Nish'ta does have an Achilles heel.
- Nish'ta'nın zayıf bir noktası var.
But you'll have to let the Nish'ta spread through all your tissues..... or it'll regain a stronghold.
Ama Nish'ta'nın tüm dokularına yayılmasına izin vermelisin..... yoksa savunmanı tekrar eline geçirebilir.
We must wait to be sure the Nish'ta has permeated their tissues.
Nish'ta'nın dokularına tamamen nüfuz ettiğinden emin olana kadar beklemeliyiz.
You know, the book that I said I came down here to fii nish... it's actually done.
Biliyor musun, bitirmek için buraya geldiğimi söylediğim kitap var ya... aslında bitti.
- I have to f | nish my game.
- Oyunumu bitirmeliyim.
You could f | nish the game.
Oyunu bitirebilirsin.
Just allow him to f | nish this one game.
Sadece bu tek oyunu bitirmesine izin ver.
Ah, another lovely morning in Nish!
Ah, Nish'te güzel bir sabah daha!
- I am, and I'm looking about me this town of Nish - it's hardly been a dozen years since the Turks were driven out, but there's a whole new world growing here.
Nish'e bir bakıyorum da... - Sadece, ders veren profesörlerimize bir baksana.
She can't be fr'm Nish.
Nish'den değil herhalde.
This's somethin'new in Nish!
Nish'te yeni bir hatun!
- Lf there's nob'dy for you in Nish there'll be in Leskovac, Pirot, Vranje...
- Nish'den birini beğenmezsen ; Leskovac, Pirot ya da Vranje'den bulursun...
It's a kown rule :
Nish'de şöyle derler :
- It's St. John'Day - the busiest day in Nish. What a crowd!
Bu kalabalık niye!
- Everybody's here!
Nish'in en güzel günü. - Herkes burada!
Nobody in Nish will know that hadji-Zamfir has a daughter in his home.
Ve Nish'teki hiçkimse bu evde Hacı Zamfir'in kızı olduğunu bilmeyecek!
- Such a slur on their good name won't fade'way easily...
- Bütün Nish'e rezil olacaklar.
Is there such a man in Nish? - Who would turn you down? !
Sana isteyipte kız vermeyecek adam var mı Nish'te?
Gentlemen, let's play "The Girls of Nish"!
Beyler, hadi çalalım, "Nish'in kızları"!
A witness of an event which will long be remembered in Nish.
Nish'te uzun zaman unutulmayacak bir olaya tanıklık.
I am the ogre, Nish.
Ben canavarım, Nish.
Nish, hurry up.
Nish, acele et.
- I am the ogre, Nish.
- Ben canavarım, Nish.
Hey, it's Nish.
Merhaba, ben Nish.
Nish, it's Veronica.
Nish, ben Veronica.
Parker. Hi, I'm Nish.
Parker, sen misin?
I'm the editor of the Hearst Free Press...
Merhaba, ben Nish. Okul Gazetesi editörüyüm.
I trust Nish as far as I can throw her.
Uzağımda olduğu sürece Nish'e güvenebilirim.
I'm a devious old man, Nish.
Güvenilmez, yaşlı bir adamım.
- Yeah. Or Nish just wants to scare girls away from the frat blowout.
- Evet ya da Nish, kızlar, çılgın kulüp partisine gitmesin diye onları korkutmaya çalışıyor.
I have to finish her off.
Ondan kurtulmam gerek.
Is this a plan by Mello to finish off the SPK?
Bu Mello'nun SPK'yi yoketme planlarından biri mi?
One of them, Nish, was the editor of the newspaper, when O'Dell fired her she swore he'd regret it.
Kızlardan biri olan Nish, gazetenin editörüydü. Dekan kızı kovunca, onu pişman edeceğini söylemişti.
And Nish.
Bir de Nish.
Nish was not with us when we egged the dean's office.
Dekanın odasına yumurta atarken Nish yoktu.
So where was she? When you were outside throwing eggs at his window where was your friend Nish?
Dekanın odasına dışarıdan yumurta atarken arkadaşınız Nish neredeydi?
Nish. You were egging buildings the night the dean died.
Nish, dekanın öldüğü gece etrafa yumurta atıyordunuz.
Your buddy Nish said specifically that she egged the dean's Volvo.
Arkadaşın Nish, Volvo'ya yumurta attığını söyledi.
So Nish is lying?
Yani Nish yalan mı söylüyor?
Nish says she egged the dean's Volvo on campus the night he was murdered.
Nish, dekanın öldürüldüğü gece Volvo'ya yumurta attığını söyledi.
nish?
- Hayır.
Plooor-nish.
Plooor-nish.
Maybe you should let me f nish speaking!
Benim konuşmamı bitirmeme izin verirsen!
You don't know nish about me or me mates.
Ben ve arkadaşlarım hakkında bir şey bildiğiniz yok.
- Nish and klish.
- Manda gözü.
You got nish, and you know it.
Elinde bir şey yok, bunu biliyorsun.
- Hey, Nish.
- Merhaba Nish, bir hediyem var.
No.
Hayır, Nish yoktu.
Nish.
Manda gözü.